Erişilebilirlik

CPJ: 'Hapisteki Gazeteciler Hukuki Haklarından Yoksun Bırakılıyor'


People take part in an oath-taking before the statues of late North Korean leaders Kim Il-sung and Kim Jong-il on Mansudae Hill in Pyongyang, April 10, 2013. (KCNA)
People take part in an oath-taking before the statues of late North Korean leaders Kim Il-sung and Kim Jong-il on Mansudae Hill in Pyongyang, April 10, 2013. (KCNA)

Türkiye’de hapisteki gazeteciler ve basın özgürlüğü sorunu Washington’da daha sık tartışılıyor. Bir yıldan uzun süre tutuklu bulunan Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tahliye edilmeleri bir parça rahatlama getirdiyse de, çok sayıda gazetecinin Türkiye’de demir parmaklıklar ardında bulunduğu gerçeği kimseyi memnun etmiyor.

Amerika’nın Sesi’nin sorularını yanıtlayan Gazeteciler Koruma Komitesi'nden Nina Ognianova Türkiye’de tutuklu gazetecilerin temel bir sorununa, yasal haklarından yoksun bırakıldıklarına dikkati çekiyor: “Ahmet Şık ve Nedim Şener’in tahliye edilmesi bizi rahatlattı. Ama bu tamamen serbest bırakıldılar anlamına gelmiyor. Davaları hala devam ediyor. Aklanmaları ve tamamen beraat etmeleri ve doğal olarak tamamen serbest bırakılmalarını sağlamak için çabalarımız devam edecek. Ancak Ahmet Şık ve Nedim Şener, Türkiye’de hapiste bulunan, uzun süreli tutuklamalara maruz kalan, dava bekleyen, normal yasal haklarından yoksun bırakılmış, aksi kanıtlanıncaya kadar suçsuz olarak görülmesi gerektiği halde bu haklarından mahrum edilmiş onlarca gazeteciden yalnızca ikisi. Biz bu gazetecilerin durumundan da kaygı duyuyoruz ve serbest bırakılmaları yönündeki çağrılarımızı tekrarlıyoruz.”

Geçen yıl çıkardığı raporda Türkiye’de tutuklu gazeteci sayısını sekiz olarak gösteren Gazetecileri Koruma Komitesi, basın ve insan hakları derneklerinin şimşeklerini üzerine çekti. Ancak Komite yeni raporunda Türkiye’de hapis gazetecilerin sayısının çok daha yüksek olduğunu vurgulayacak.

Nina Ognianova, geçen yılki rapordaki sayının düşük gösterilmesinin nedenini şöyle açıklıyor: “Gazetecileri Koruma Komitesi her yıl 1 Aralık’tan itibaren tüm dünyada cezaevinde olan, işlerinden dolayı cezalandırılan gazetecilerin listesini yapar. Bu rakamlar aslında fotoğraf karesi gibi, bizim, yazdıklarından dolayı hapsedildiklerini doğrulayabildiğimiz gazetecilerin sayısını gösterir. Türkiye’deki karmaşık hukuk sisteminden dolayı komitemiz gazetecilerin tutuklanma nedenleri konusunda bir karara varamadı. Ama hem o zaman, hem de şimdi, hükümete bu gazetecileri serbest bırakması çağrılarımızı yineledik. Çünkü bu gazeteciler yasal haklarından mahrum bırakılmış durumda. Bizim o listeyi hazırladığımız sırada sayıları 60 kadar olan, ama şimdilerde sayıları yüzün üzerine çıkan tüm bu gazeteciler olağan hukuki haklarından yoksun. Biz hala bu kişilere yasal haklarının verilmesi konusundaki çağrılarımızı yineliyoruz. Bununla birlikte geçen yıl sekiz olarak tanımladığımız hapisteki gazeteci rakamı, Türkiye’de yetkililer tarafından tamamen ilgisiz bir şekilde kullanıldı. Bizim o dönem verdiğimiz rakam bir film karesiydi ve olan bitenin tümünü yansıtmıyordu. Şu anda tüm gazeteci tutuklamalarıyla ilgili geniş ve kapsamlı bir araştırma yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemde hapisteki gazetecilerin sayısını güncellediğimizde bu sayının kat kat fazla görünmesini bekleyebiliriz. Ama bizi rahatsız eden, hükümetin geçen yıl verdiğimiz rakamları kullanarak, Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda kendini haklı çıkarmaya çalışması oldu. Bu açıklamalar, bizim araştırmalarımızı yanlış temsil ediyor, gerçekleri çarpıtıyor. Bu durumdan memnun değiliz.”

Bir süre önce Gazetecileri Koruma Komitesi internet sitesinde bir açıklama yayınlamış ve Komite’nin geçen yılki rakamlarını konuşmalarında kullanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı gerçekleri çarptırmakla suçlamıştı. Komite yetkilisi Nina Ognianova, gazetecilerin başka suçlardan tutuklandığı yolundaki resmi açıklamaları da eleştirdi:

“Her devlet kendi güvenliğinden sorumludur. Ama yüzden fazla basın çalışanının terör suçlarından hapsedilmesi hiç de normal değil. Devlet bunun hesabını vermeli. Şimdiye kadar bu kişilerin gazetecilik yapmaları dışında başka nedenlerden hapsedildiği yönünde başka kanıtlar görmüş değiliz. İddianamelerdeki suçlamalar, bu sanıkların kendi yazdıklarından çıkarılmış. Eğer yalnızca bu kişilerin yazdıkları, aleyhlerinde delil olarak kullanılıyorsa, bu bir basın özgürlüğü sorunu oluşturur ve bu durumda meslektaşlarımızı savunmamız gerekir.”

Nina Ognianova, Gazetecileri Koruma Komitesi’nin Türk hükümetiyle birlikte çalışıp, daha iyi bir medya politikası oluşturulması ve gazetecilerini durumunun iyileştirilmesi yönünde yardımcı olmaya çalıştığını söyledi.

XS
SM
MD
LG