Tahran’da suikasta uğrayan İsmail Haniye, Gazze’de İsrail hava saldırıları devam ederken Hamas’ın uluslararası diplomasi alanındaki yüzü olarak biliniyordu.
Hamas’ın siyasi kanadının lideri Haniye her ne kadar İsrail’e karşı sert bir dil kullansa da yine de çoğu diplomat tarafından Hamas’ın içerisindeki ılımlı isimlerden biri olarak görülüyordu.
Hamas’da bulunduğu göreve 2017 yılında gelen Haniye, Gazze’ye yönelik seyahat kısıtlaması nedeniyle bu süreçte Türkiye ve Katar arasında adeta mekik dokuyan bir isimdi.
Haniye bir taraftan arabuluculuk görüşmelerine katılırken diğer yandan Hamas’ın İran’la da görüşmelerini yürüten kişi olarak biliniyordu.
Tahran’da bugün suikasta uğrayan 62 yaşındaki Haniye, Hamas örgütüne 80’li yıllarda kurulduğu tarihte katılmış bir isimdi.
Haniye, 7 Ekim’de Hamas’ın İsrail’e saldırıları ve ardından hemen başlayan İsrail’in misillemelerine karşı El Cezire televizyonuna verdiği demeçte “Arap ülkelerinin İsrail’le yaptığı normalleşme anlaşmaları bu çatışmayı sona erdirmeyecek” ifadelerini kullanmıştı.
Oğulları ve torunları hava saldırısında öldürüldü
Haniye’nin üç oğlu, Hazem, Emir ve Muhammed, İsrail’in, bulundukları aracı hava saldırısıyla vurması sonucu 10 Nisan’da hayatlarını kaybetti. Aynı saldırıda Haniye’nin üçü kız bir erkek dört torunu da öldü.
Haniye, İsrail'in, oğullarının örgüt için savaştığı iddialarını reddetmiş ve öldürülmelerinin ateşkes görüşmelerini etkileyip etkilemeyeceği sorulduğunda “Filistin halkının çıkarları her şeyin önündedir” demişti.
Haniye, bir yandan İsrail ordusu için “Kendilerini Gazze'nin kumlarında boğulurken bulacaklar” derken, diğer yandan Hamas lideri olarak selefi Halid Meşal ile birlikte, İsrail hapishanelerindeki Filistinliler’e karşılık rehinelerin takas edilmesi ve Gazze'ye daha fazla yardım yapılması için ateşkes görüşmelerini yürütüyordu. Bu görüşmeler Katar’ın arabulucuğunda yapılıyor ve Haniye de bölge ülkelerinde bu süreçte sürekli görüşmeler yürütüyordu.
İsrail ise tüm Hamas liderlerini terörist olarak görüyor ve Haniye, Meşal ve diğerlerini “Hamas terör örgütünün iplerini elinde tutmaya” devam etmekle suçluyor.
Ancak Haniye’nin 7 Ekim saldırılarından haberdar olup olmadığı ya da ne kadar bilgiye sahip olduğu kesin değildi. Saldırı planının Hamas’ın Gazze’deki askeri kanadı tarafından yapılarak büyük bir gizlilik içerisinde uygulamaya sokulduğu kaydediliyor.
Yine de Sünni bir Müslüman olan Haniye'nin Hamas'ın savaş kapasitesinin artmasında büyük payı vardı ve bunun bir kısmını da örgüte desteğini gizlemeyen Şii Müslüman İran'la kurduğu bağlarla oluşturuyordu.
Haniye'nin Hamas'ın Gazze'deki en üst düzey isim olduğu on yıl boyunca İsrail, Haniye'nin ekibini insani yardımların grubun askeri kanadına aktarılmasına yardımcı olmakla suçladı. Hamas bunu reddetti.
Haniye, mekik diplomasisinde öne çıkmıştı
Haniye ve Meşal ateşkes görüşmelerinde arabuluculuk rolü üstlenen Mısır'da da yetkililerle biraraya gelmişti. İran devlet medyasının haberlerine göre, Haniye, geçen yıl Kasım ayı başında İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile görüşmek üzere Tahran'a da gitmişti.
Reuters'a konuşan üç üst düzey yetkili, Hamaney'in bu toplantıda Hamas liderine İran'ın önceden haberdar edilmediği sürece, savaşa girmeyeceğini söylediğini aktardı. Reuters haberini yayınlamadan önce yorum taleplerine yanıt vermeyen Hamas, haberin yayınlanmasının ardından haberi yalanlayan bir açıklama yapmıştı.
Haniye ve Hamas
Haniye gençliğinde Gazze'deki İslam Üniversitesi'nde aktivist öğrencilerden biriydi. Hamas, 1987'de Birinci Filistin intifadası (ayaklanması) sırasında kurulduğunda örgüte katıldı ardından tutuklandı ve kısa süreliğine sınırdışı edildi.
Haniye, kendi ailesi gibi Aşkelon yakınlarındaki El Cura köyünden bir mülteci olan Hamas'ın kurucusu Şeyh Ahmed Yasin'in öğrencisi oldu.
1994 yılında Reuters'e verdiği demeçte Yasin'in genç Filistinliler için bir model olduğunu anlatıyor ve “Biz ondan İslam sevgisini, İslam için fedakarlığı ve bu tiranlara ve despotlara diz çökmemeyi öğrendik” diyordu.
Haniye, 2000’li yılların başında Yasin’in en güvenilir ve en yakınındaki bir isim haline gelmişti. 2003 yılında Haniye’nin tamamen felçli olan Yasin’in kulağına telefon turtarken görüldüğü bir fotoğraf karesi medyaya yansımıştı. Daha sonra 2004 yılında Şeyh Ahmed Yasin, İsrail tarafından öldürüldü.
Haniye, Hamas'ın siyasete girmesinin ilk savunucularından biriydi. 1994 yılında bir siyasi parti kurmanın “Hamas'ın yeni gelişmelerle başa çıkmasını sağlayacağını” savundu.
Başlangıçta Hamas yöneticileri tarafından reddedilen bu karar daha sonra onaylandı ve Haniye, İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesinden bir yıl sonra 2006'da grubun Filistin meclis seçimlerini kazanmasının ardından Filistin başbakanı oldu. Grup, 2007 yılında Gazze'nin kontrolünü ele geçirdi.
2012 yılında Reuters muhabirlerinin Hamas'ın silahlı mücadeleyi bırakıp bırakmadığı sorusuna Haniye “Elbette hayır” yanıtını verdi ve direnişin “halk direnişi, siyasi, diplomatik ve askeri direniş olmak üzere her şekilde” devam edeceğini söyledi.