‘‘Suriye’yle Diyalog’’ Açılımına Bahçeli’den Destek

Devlet Bahceli MHP

Türkiye’nin Suriye politikası değişecek mi? Kamuoyu neredeyse on gündür bu soruya yanıt arıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçenlerde Karadeniz kıyısında bulunan Soçi kentinde Rusya Cumhurbaşkanı Vladmir Putin’le görüşmesi sonrası ‘‘bize ‘sorunu Suriye’yle çözün’ telkininde bulundu’’ diye açıklama yapmıştı. Bu sözlerin ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geçtiğimiz Cuma günü Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, ‘‘muhalif Suriyeliler'le rejim arasında bir barışın olması’’ gerektiğini söylemişti. Bu sözler, Türkiye’nin bu konuda yeni bir politika değişikliğine gideceğinin işaretleri olarak görüldü.

İlgili Haberler Suriye’nin Kuzeyinde Türkiye Karşıtı Gösteriler

Ancak Çavuşoğlu’nun açıklamaları sonrası Suriye’nin kuzeyinde bulunan Şam yönetimi kontrolu dışındaki bölgelerde Türkiye’ye karşı protesto gösterileri başladı. Bunun sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugün Genişletilmiş İl Başkanlar Kurulu ve 21. Kuruluş Yılı toplantılarında bu konuya hiç değinmemesi, olası politika değişikliği konusunda frene basılabileceği yorumlarına neden oldu.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Cumhur İttifakı’ndaki ortağı Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli’den bugün gelen destekse iktidarda bu konuda çatlak ses olmadığının işaretini verdi.

Bahçeli: ‘‘Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması ciddiyetle ele alınmaya değer’’

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün yayınladığı yazılı açıklamada Türkiye’nin komşularıyla ilişkisini iyileştirmesiyle Cumhuriyet’in 100. yılının "büyük Türk-İslam asrının başlangıcı" olacağını savundu.

Bahçeli, ‘‘Türkiye’nin Suriye ile görüşme düzeyini siyasi diyalog mertebesine çıkarması, bu çerçevede terör örgütlerinin yuvalandıkları her coğrafi alandan işbirliğiyle sökülüp atılması önümüzdeki siyasi gündem konularından birisi olmaya namzettir ve hatta ciddiyetle ele alınmaya değerdir. 2023’e kadar her alanda ve her komşumuzla normalleşme atmosferinin hakim olması samimi arzumuz ve umudumuzdur. Üzerinde yaşadığımız geniş coğrafyanın bize söylediği; çatışarak değil kucaklaşarak yaşamanın tek seçenek olduğudur. Bunu başaracak tek siyasi irade de Cumhur İttifakı’dır. Gerisi sadece fasa fisodur, fuzuli ezberdir. Türkiye tarihi müktesebatının yol haritasında mesafe aldıkça, komşularıyla tutarlı, seviyeli, diyaloglar kurdukça, ne zillete gün doğacak, ne küresel emperyalizm fırsat bulacak, ne de mücavir bölgelerde terör örgütleri tutunacaktır. 2023 yılı büyük Türk-İslam asrının miladı ve misakı olacaktır’’ dedi.

‘‘Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli ve isabetlidir’’

MHP Genel Başkanı, Türkiye’nin Suriye politikasını Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in zoruyla değiştirdiğini söyleyen eski başbakan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’na tepki gösterdi. Bahçeli, IŞİD’in saldırı ihtimaline karşı Suriye topraklarinda yeri değiştirilen Süleyman Şah Türbesi’ni seçimlerden sonra eski yerine taşıyacaklarını söyleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da hedef aldı.

İlgili Haberler Suriyeliler’in Protestosu Türkiye’de Nasıl Yankı Buldu?


Bahçeli, ‘‘Serok Ahmet’in (Davutoğlu) Suriye’de yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimizi istismar eden ayıplı sözleri şahsıyla müsemma olan bozgunculuğa yeni bir misaldir. Türkiye’nin Suriye konusunda attığı adımlar değerli ve isabetlidir. Bu ülkede yaşayan hiç kimse, kökeni ve mezhebi ne olursa olsun ülkemizin ötekisi veya hasmı değildir. Hepsi kardeşimizdir, aramızda tarihe, kültüre ve inanca dayanan kuvvetli bağlar vardır. Dışişleri Bakanımızın Suriyeli muhaliflerle Esad rejimi arasında barışın tesis edilmesi hususundaki yapıcı ve gerçekçi sözleri kalıcı çözüm arayışlarına güçlü bir nefestir. Bundan hiç kimsenin rahatsız olmasına gerek yoktur. Süleyman Şah’ın türbesiyle ilgili dedikodu yapan Kılıçdaroğlu’na asıl cevabı Türk milleti verecek’’ dedi.

Davutoğlu: ‘‘PKK'ya kızabiliriz ama Suriye Kürtleri'ni topluca karşımıza almamak, dışlamamak lazım’’

Bahçeli tarafından ‘‘bozgunculuk’’ ile suçlanan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, önceki gün Medyascope’ta Ruşen Çakır’ın sorularını yanıtlarken Türkiye’nin ‘‘Putin’in uyguladığı baskı’’ nedeniyle böyle bir görüşme ihtimalinin ortaya çıktığını savundu.

Davutoğlu, ‘‘Rusya, Türkiye'yi Suriye rejimini meşrulaştıracak şekilde görüştürmeye çalışıyor. Siyasi görüşmelerin siyasi bir amaçları olması lazım.
Suriye-Türkiye ilişkileri neden durdu? Son görüşmeyi Şam'da Esad ile ben yapmıştım. O günden bugüne Suriye rejimi kendi halkına karşı kimyasal silah kullandı. Bugün böyle bir ihtimalin üç nedeni vardır: Bir rejim tutumunu değiştirmiştir. Halkıyla barışma iradesi gösteriyordur. Böyle bir işaret yok. İki rejim Suriye topraklarını kontrol ediyordur. Tüm toprakları ve görüşünce netice alınacaktır. Fiilen Suriye'yi kontrol edebiliyor mu? Etmiyor. Üç Türkiye'ye yönelik herhangi bir olumlu mesajı var mı rejimin? Yok. Böyle bir görüşme ihtimalinin ortaya çıkmasının tek nedeni vardır: Sayın Putin'in uyguladığı pres. Rusya'nın ve Putin'in talepleri yönünde Türkiye'nin bir zorlanması var. Ben bunu doğru görmem. PKK'ya kızabiliriz, ki haklı sebebimiz var, ama Suriye Kürtleri'ni topluca karşımıza almamak, dışlamamak lazım’’ dedi.

CHP’li Öztrak: ‘‘Erdoğan, bir gecede hiç sıkılmadan ‘kalleş Esed’ dediğine ‘kardeş Esad’ diyebilir’’

Türkiye’de olan Suriyeliler'in yurtlarına davul zurnayla dönmesi için Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat ile anlaşmak gerektiğini söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi ise iktidarın Suriye politikasını ‘‘tükürdüğünü yalama’’ olarak niteliyor.

Bugün Ankara’da basın toplantısı düzenleyen CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ‘‘Cumhuriyet tarihimizin en büyük dış politika fiyaskosu kuşkusuz Suriye politikasıdır. Erdoğan'ın Emevi Camisi’nde namaz kılma rüyası ülkemize korkunç zararlar verdi, hala da veriyor. Sınırlarımızdaki terör koridorunu kesmek için onlarca şehit verdik. İdlib'de 34 askerimiz şehit oldu. Ama acıların en büyüğü Suriye'de maaşını ödediğimiz ÖSO unsurlarının şanlı bayrağımızı yakması oldu. Besle kargayı oysun gözünü. Erdoğan, Suriye'de başlayan çatışmalara bile taraf olmuş, bu belayı başımıza musallat etmiştir. Erdoğan, istihbarat teşkilatları üzerinden yürütülen görüşmeleri anlaşılan artık bir üst aşamaya taşımaya niyetli. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun erken konuşması böyle bir hazırlık olduğunu da ortaya koyuyor. Nasıl ki daha önce ‘kardeş Esad’ dediğine bir gecede ‘kalleş Esed’ dediyse yine bir gecede hiç sıkılmadan ‘kalleş Esed’ dediğine ‘kardeş Esad’ diyebilir. Tükürdüğünü, yalama söylediklerini yutma konusunda kimse Erdoğan'ın eline su dökemez’’ diye konuştu.