Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun, Suriyeli muhalif gruplar ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad hükümeti arasında uzlaşma çağrısının ardından muhaliflerin olduğu kuzey Suriye’de binlerce kişinin protesto gösterisi düzenlemesinin etkileri kamuoyunda devam ederken gözler Türkiye’nin sınır kentlerinde yaşayan Suriyeliler’e çevrildi.
2011 yılında başlayan iç savaş sonrası Türkiye’ye sığınan Suriyeliler’den yaklaşık 700 binine ev sahipliği yapan Gaziantep’te VOA Türkçe ’ye konuşan sığınmacılar, Beşar Esad hükümetiyle herhangi bir şekilde uzlaşmak ve barışmak istemediklerini dile getirerek, bayrak yakma eylemini yanlış bulduklarını ifade etti. Türkiye’nin Suriye politikasının en başından yanlış olduğunu belirten Gaziantep halkı ise, Suriye krizinin çözümü için Esad yönetimiyle yapılacak anlaşmanın önemine dikkat çekti.
Suriye krizinin 10 yıl önce çözülmesi gerektiğini belirten Bilgehan Sevgi, “Türkiye 10 yıl önce Suriyeliler’i ülkeye almakla büyük yanlış yaptı. Suriyeliler artık burada ev, araba, dükkan sahibi oldu. Bu saatten sonra artık onların ülkelerine dönmeleri çok zor. Eğer ülkelerine gönderilme gibi bir durum olacaksa da gerekirse gönüllü, eğer olmazsa da zorla gönderilmeleri gerekiyor. Çok büyük sorunlar çıkacak. Bu problemin çözümü Esad’la da görüşülse, muhaliflerle de devam edilse çok zor’’ dedi.
“Türkiye Esad rejimi ve muhalifleri uzlaştırmalı’’
Suriye krizinin çözümü için Türkiye’nin muhaliflerle Esad’ı bir araya getirerek aynı masada uzlaştırması gerektiğini ifade eden Nejat Eser, “Suriye ve Suriyeliler konusu çok önemli bir sorun haline geldi artık. Ülkemiz ve milletimiz bu sorundan çok fazla etkileniyor. En kısa sürede bu sorunun çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Antep’in nüfusu 1 milyon 700 bin iken, herhalde şu anda 3 milyonu geçmiştir diye düşünüyorum. Ülkemizde hayat zaten pahalı, kiralık ev bile bulamıyoruz. Misafirlik artık biterse iki taraf için de daha iyi olur’’ diye konutu.
Suriye sorununun tek bir tarafla çözülemeyeceğine dikkat çeken İbrahim Halil Atmaca, “10 yılı aşkın süredir devam eden Suriye savaşı ve sonrasındaki mülteci krizi tek bir tarafın istekleri doğrultusunda bir çözüme ulaşamaz. Türkiye bir an önce Esad yönetimini ve muhalifleri bir masada birleştirerek sorunun çözümüne uzlaşmacı bir katkı sağlamalıdır’’ dedi.
“Türk bayrağına yapılan saldırı tüm muhalifleri kapsamıyor, bu kişisel bir saldırıdır’’
Suriye’de yaşanan protesto eylemlerinin Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun sözlerinin yanlış anlaşılması sonucu aniden yayıldığını belirten Alaaddin Husso, bayrak yakma olayının kesinlikle yanlış olduğunu vurgulayarak, “Türk bayrağına yapılan saldırı tüm muhalifleri kapsamıyor. Bu kişisel bir saldırıdır. O kişiler de mutlaka bulunarak gereği yapılacaktır. İki ülke arasında dil farkı olduğu için yapılan bürokratik açıklamalar tercüme edilirken çok dikkatli olunmalıdır. Tam anlamıyla anlaşılamayan bir cümle bazen insanları çok olumsuz yerlere götürebilir. Bunun yanı sıra insanların konulara yaklaşımı siyasi bilinç çerçevesinde olabiliyor. Örneğin; dışişleri bakanı rejimle görüştü ama bu tam anlamıyla müzakere edilecek anlamına gelmiyor. Bunu insanlarımızın anlaması biraz geç oldu. Türkiye sınırın iki tarafındaki yaklaşık 10 milyon insana bakan tek ülke olduğu için, yanlış anlaşılan bir konuşma neticesinde o insanlar sokaklara çıkarak ‘hayır biz çocuklarımızı öldüren ve bizi yurdumuzdan eden insanla barışmayız’ dediler. Muhaliflerin çözüm için istediği tek şey şudur; Esad rejimi gidecek, geçici bir hükümet olacak, daha sonra yeni bir anayasa ve sonrasında seçim olacak. Bütün bunların ardından Suriyeliler tekrar ülkelerine rahat bir şekilde dönecekler’’ ifadelerini kullandı.
‘’Yaşananların siyasi bir oyun olduğunu düşünüyorum’’
Bakan Çavuşoğlu tarafından yapılan açıklamaların ve sonrasında yaşananların bir siyasi oyun olduğunu iddia eden Suriyeli Yusuf Alhaj, ise “10 yıllık devrim mücadelemizde verdiğimiz bu kadar kayıp sonrasında rejimle barışmamız imkansız’’ diyerek sözlerinin devamında şu ifadeleri kullandı:
“Bakan Çavuşoğlu’nun açıklaması bizde büyük bir karışıklığa neden oldu. Yapılan açıklama dolaylı yoldan yanlış anlaşıldı ve muhaliflerin olduğu bölgelerde ‘Biz rejimle herhangi bir şekilde barışmak istemiyoruz’ şeklinde protestolara neden oldu. Tabi bu yapılan açıklama bir yandan siyasi bir mesaj da olabilir. Ak Parti ve muhalefet partisi arasında seçimle ilgili bir gerginliği azaltma ya da farklı bir politika olabilir. Bu yanlış anlaşılma sonrasında Suriye’de bazı protestolar oldu ama bir ülkenin sembolü olan bayrağa yapılan saldırı kesinlikle çok yanlış ve çirkindir. Oradaki insanların bayrak yakacağına açıklamayı yapan bakana karşı bir eleştiri yapması daha iyi olurdu. Yaşanan bu eylemler aniden birçok bölgeye yayılarak bir kaos şekline de dönüştü. Hem Suriye’deki hem Türkiye’deki insanlar bu durumdan dolayı bir korku içerisine de girdi. Ama benim kendi fikrimi sorarsanız bu bir siyasi oyundur. 10 yıllık devrim mücadelesinde milyonlarca insan yerinden oldu, yüzbinlerce şehit verdik, benim gibi kolunu bacağını kaybeden binlerce insan var, halen cezaevlerinde tutuklu insanlar var, bütün bunların üzerine bizim Esad rejimi ile barışmamız imkansız.’’