Human Rights Watch, Türkiye’nin 2015 insan hakları karnesini açıkladı.
İstanbul’da düzenlenen toplantıda konuşan HRW Türkiye Araştırmacısı Emma Sinclair-Webb medya üzerindeki baskılar ve son birkaç aydır ülkenin güneydoğusunda süren çatışmalarda sivillerin gördüğü zarara dikkat çekti.
Your browser doesn’t support HTML5
Sinclair-Webb, ‘‘Türkiye otoriter bir rejime ve liderlerin yetkileri üzerindeki tüm denetim mekanizmalarının çözüldüğü bir yöne doğru ilerliyor. Çöken çözüm süreci ve basın ve siyasi muhalefet üzerindeki baskı daha da karanlık günlerin geleceğine işaret ediyor ve Türkiye'yi haklara saygılı bir ülke olma hedefinden uzaklaştırıyor’’ dedi.
HRW: Türkiye’nin müttefikleri Güneydoğu’daki şiddete ses çıkarmalı
Türkiye’nin istikrarsız bir ülke olma riski taşıdığını da söyleyen İnsan Hakları İzleme Örgütü uzmanı, ülkenin müttefiklerini Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde artan şiddete karşı ses çıkarmaya çağırdı.
2016 Dünya raporunun Türkiye bölümünde, ‘‘Hükümetin, PKK’nın hapisteki lideri Abdullah Öcalan'la başlattığı barış sürecinin 2015'te çökmesi, yılın ikinci yarısında şiddet saldırılarında, silahlı çatışmalarda ve insan hakları ihlallerinde artışı da beraberinde getirdi. Bu süreçte meydana gelen ihlaller arasında yaşam hakkı ihlali, barışçıl protestocuların ve aktivistlerin terör suçlarından tutuklanması ve gözaltındakilere kötü muamele edilmesi sayılabilir’’ yorumuna yer verildi.
“ Türkiye, insan hakları konusunda karanlık bir döneme giriyor”
Medya üzerindeki baskıları eleştiren İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Kenneth Roth da, Türkiye’nin insan hakları konusunda karanlık bir döneme girmekte olduğunu savundu.
Your browser doesn’t support HTML5
Raporda HDP-DBP’li siyasetçilerin tutuklanma gerekçeleri de eleştirildi ve ‘‘Temmuz ayından itibaren yetkililerin, aralarında belediye başkanlarının da olduğu yüzlerce Kürt siyasi parti yetkilisi ve aktiviste karşı başlattıkları yeni bir soruşturma dalgası ile birçok kişi terör suçuyla tutuklandı. Bazı vakalarda şiddet içermeyen siyasi bağlantılara sahip olmak ve barışçıl protesto gösterilerine veya basın toplantılarına katılmak bile suçlayıcı kanıt olarak sunuldu’’ dendi.
Türkiye’nin mülteci statüsünü tanımamasına eleştiri
HRW 2016 Raporu’nda mülteci ve göçmenler başlığı altında Suriye’den Türkiye’ye yönelik göç de kapsamlı bir şekilde ele alındı. Örgüt, Türkiye’nin Suriyelilere kapısını açmış olmasından övgüyle bahsederken
Suriyelilere mülteci statüsü tanımak yerine geçici koruma sağlamasını eleştirdi.
Ekim ayı itibariyle Türkiye'de 250 bini kamplarda olmak üzere toplam 2 milyon 200 bin Suriyeli mülteci bulunuyor; başta Afganistan ve Irak'tan olmak üzere diğer ülkelerden gelen mülteci ve sığınmacı sayısı da 80 binden fazla.
Rapora göre, Türkiye'deki tüm Suriyeli öğrencilerin üçte ikisinden fazlasını oluşturan 400 bini aşkın çocuk herhangi bir eğitim almıyor. Çocuk işçi sorunu, Suriyeli mülteci nüfus arasında olduğu kadar Türkiye'deki diğer mülteci gruplar arasında da çok yaygın. Suriye'den ve diğer ülkelerden gelen sığınmacı ve mültecilerin yasal olarak çalışmalarına ise izin verilmiyor.
“Göç anlaşması, AB’nin mülteci krizini Türkiye’ye ihale etme girişimi”
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupa’yla yapılan göç anlaşmasının ardından Türkiye’nin neredeyse tüm sınırlarını Suriyeli sığınmacılara kapattığını ve sınırlarını geçmeye çalışırken yakaladığı Suriyelileri de kısa yoldan geri ittiğini savundu.
HRW Türkiye Araştırmacısı Sinclair-Webb, “Göç anlaşması, AB'nin mülteci krizini finansal teşvikler yoluyla Türkiye'ye ihale etme girişimidir. Türkiye'deki sığınmacıların ihtiyaç duydukları korumayı alamayacaklarına ve göç akışını durdurmak isteyen AB'nin, Türkiye'de insan hakları ve demokratik çerçevenin hızla kötüleştiğini görmezden geleceğine dair ciddi kaygılar bulunuyor” dedi.
HRW, İstanbul toplantısıyla ilgili basın açıklamasında da “Sonuç alınmayan Haziran seçimlerinden sonra yapılan Kasım 2015 seçimlerinde dördüncü kez iktidara gelen iktidar partisi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de insan haklarını, demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü temelinden sarsan politikalar izledi” dendi.