Göreve başlar başlamaz “Türkiye’nin rasyonel zemine dönmekten başka çaresi kalmamıştır” sözleriyle yeni ekonomi yönetiminin perspektifini ortaya koyan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yaklaşık 14 aylık görev sürecinde kur ve faiz yükseldi, ardından da yükselen enflasyonu dengeleme politikası uygulamaya konuldu.
Şimşek, dün JP Morgan Yatırım Toplantısı, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi ve Bankalar Birliği Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmalarda dezenflasyon sürecinin başladığını ve hedefin 2026 sonunda enflasyonu tek haneye indirmek olduğunu söyledi.
Hazine ve Maliye Bakanı, yıl sonunda enflasyonun yüzde 38-42 bandında olacağını söylerken işçi konfederasyonlarının talebi olan asgari ücret artışı hakkında herhangi bir değerlendirme yapmadı.
Şimşek sabır istedi: “Sabit gelirlileri enflasyona ezdirmedik ama…”
Şimşek, “Sadece yapmamız gereken biraz daha sabretmek. Sabredersek önümüzdeki birkaç ay bu programın sonuçlarını çok daha iyi bir şekilde göreceğiz, hissedeceğiz. Adil gelir dağılımı için önce enflasyonu indirmemiz lazım. Enflasyon en adaletsiz vergi türüdür. Sabit gelirliler, yani asgari ücretlilerden emeklilerimize kadar tüm çalışanlarımızı biz enflasyona ezdirmedik ama enflasyon onlar için en zorlu, en sıkıntılı makro ekonomik dengesizliktir. Onlar için enflasyonu kalıcı bir şekilde tek haneye sonra daha düşük tek haneye indirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı yapılmakta olan yeni düzenlemeyle vergi yükünü yalnızca dar gelirlinin sırtına yüklemeyeceklerini ve adil bir şekilde dağıtacaklarını da ilan etti.
CHP’li Karatepe: “Enflasyon verisi düşse de fiyatlar ve kiralar artmaya devam edecek”
En son Kocaeli’nin Gebze kentinde düzenlenen “Geçinemiyoruz” başlıklı mitingde “ya geçim ya seçim” diyerek Temmuz ayında asgari ücrete zam yapılmasını talep eden Cumhuriyet Halk Partisi, Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanı’nın yıl sonu enflasyon tahminlerini gerçekçi bulmuyor.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, enflasyonda baz etkisiyle bir düşüş olsa da halkın alım gücünde bir iyileşme olmayacağı düşüncesinde.
Karatepe, “Avrupa veya ABD’deki tek haneli enflasyon oranları için dahi yüksek yorumu yapılıyorken, bizim için elbette yüzde 45 oranı da yüzde 38 oranı da yüksek. Bu oranlar tümüyle yurttaşlarımızın refahını, alım gücünü olumsuz etkileyen oranlar. Enflasyon verisinde düşüş olması aslında sadece enflasyon artış hızında düşüş olacağı anlamına geliyor. Bu durum mevcut etiket fiyatlarında, kiralarda düşüş sağlamayacak. Fiyatlar da kiralar da yine artmaya devam edecek ama oranı kısmen daha düşüş olabilecek” dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yüzde 38,21 olan enflasyon bu ay TÜİK tarafından yüzde 71,60 olarak ölçüldü
28 Mayıs 2023’teki ikinci tur seçimler sonrası yeni hükümet göreve başladığında Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon verisi olarak kabul edilen TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) oranı yüzde 38,21’di.
İlgili Haberler TÜİK madde fiyatları tepki çekti: “113 liraya zeytinyağı varsa, 50 litre alacağım”Mayıs ayında yüzde 75,45 ile tepe noktasına ulaşan enflasyon Haziran ayında yüzde 71,60’a geriledi.
Ekonomi yönetimi geçtiğimiz yılın Temmuz ve Ağustos aylarında 18,59 puanlık enflasyon üretildiğini dikkate alarak baz etkisiyle sonbahar aylarına yüzde 55’in altında bir enflasyonla girmeyi, yıl sonunda da yüzde 42 veya daha altında rakamları görmeyi umuyor.
Doçent Demirel: “Enflasyonda kalıcı düşüş beklemiyorum, yıl sonu enflasyon beklentim yüzde 38 değil yüzde 55”
Yalova Üniversitesi öğretim üyesi Baki Demirel enflasyonun yüzde 40’ların altından yüzde 70’lerin üzerine çıkarılmasının bir başarı hikayesi olmadığını, süregiden politikalarla da enflasyonda umulan seviyelerin yakalanamayacağını ifade etti.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Doçent Demirel, “Seçimlerden bugüne kur arttı, faiz arttı, enflasyon arttı. Geçen Temmuz’da yüzde 9 puanlık enflasyon nedeniyle ciddi bir düşüş bekleniyor. Ama kamu mallarında ciddi artışlar nedeniyle bu ayki düşüş beklenenden az olacak. Enflasyondaki düşüş eğilimin istikrar kazandığı, fiyat istikranın sağlandığı söylenemez. Türkiye’de enflasyon yapısal bir sorun. Ve fırsatçı fiyatlama sürüyor. Unutmamak gerekir ki bu hükümet işe başladığında enflasyon yüzde 39’du şimdi yüzde 71,60. Uygulanan politikaların başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Tekelci fiyatlama davranışı devam ediyor. Oraya bir regülasyon gelmeden, aşırı kar vergilenmedikçe ben kalıcı bir düşüş beklemiyorum. Yıl sonu enflasyon beklentim yüzde 38 değil yüzde 55” dedi.
Karatepe: “Şimşek’in mevcut ekonomi politikası derin yoksulluk yaratacaktır”
Mehmet Şimşek, dün TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısında yaptığı konuşmada “Programın yükünü toplumun dar gelirli kesimine yükleyemeyiz” dedi. Ancak Prof. Dr. Yalçın Karatepe, Bakan Şimşek’in yürüttüğü ekonomi politikasının temel tercihinin alt gelir grubundakileri hedef aldığı iddiasında.
İlgili Haberler TÜSİAD’dan hükümete hukukun üstünlüğü ve AB hatırlatması: “Son 10 yılda fakirleştik, önyargılarımızı bir kenara bırakalım”CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Ekonomi politikaları politik tercih içeriyor. ‘Mehmet Şimşek geldi, sihirli değneğiyle dokunacak’ şeklinde olumlu sonuçlar ortaya çıkacağı doğru değil. Ekonomi politikalarında kimden yana, hangi kesimlerden yana tercihte bulunulduğu önemli. Şimşek’in göreve gelmesinden bugüne söylüyoruz; Türkiye’de talebi düşürmek istediği söylüyor ancak bu talebi yaratan azınlıktaki zengin kesim. Şimşek ise, talebi baskılamak için asgari ücreti, emekli aylıkları artışını baskılıyor. Türkiye gelir dağılımı bozuk bir ülkeyken biz böylesi bir politik tercihle alt gelir grubundakileri baskılayan ekonomi politikasını doğru bulmayız. Mevcut politikadan devam edilmesi daha derin bir yoksulluk yaratacaktır” dedi.
JP Morgan’ın İstanbul’da düzenlediği toplantılarda yatırımcıların en çok merak ettikleri konu, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in görevinde kalıp kalmayacağı idi.
Doçent Demirel: “Birkaç ay sonra yoksulluğu daha güçlü hissedeceğiz, bu programın önümüzdeki Temmuz’u göremeyeceğini düşünüyorum”
Doçent Baki Demirel, Mehmet Şimşek’in uyguladığı ekonomi programının 2025 Temmuz’unu göremeyeceği kanaatinde.
Yalova Üniversitesi öğretim üyesi, “Asgari ücrette artış yapılmıyor. Üstelik asgari ücret ortalama ücrete artık çok yakın hale geldi. Zenginin ödemesi gereken vergiyi emekçiler, dar gelirliler sırtlamış durumda. Finansal kazançlar, rantlar vergilendirilmiyor. Servet vergisi getirilmiyor. Yoksulların, çiftçilerin, öğrencilerin borçları silinmiyor. Birkaç ay içinde yoksulluğu daha güçlü bir şekilde hissedeceğiz. Bu durum Erdoğan için de sürdürülebilir olmayacak. Yerel seçimler AKP’nin seçmen tabanından kopmakta olduğunu gösterdi. Emeklilerin önemli bir kısmı 10 bin lira almayı sürdürecek gibi görünüyor. Mehmet Şimşek programı örtük bir IMF programıdır. Büyüme ve bölüşüm içermiyor. Ancak IMF programı olmadığı için bir de yüksek maliyetle borçlanıyoruz. Ben bu programın önümüzdeki Temmuz ayını göremeyeceğini düşünüyorum” diye konuştu.
“Enflasyon oranının bir puan fark etmesi bile ciddi sonuç yaratacaktır”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe, TÜİK’in verilerine güven duyulması gerektiğini ve bunu sağlamak için akademisyenleri de sürece dahil edecek bir danışma kurulu oluşturulmasını Bakan Şimşek’e 24 Haziran’daki görüşmelerinde söylediğini dile getirdi.
TÜİK Başkanı’nın enflasyon oranıyla ilgili yüzde 75 ile yüzde 45 arasında çok büyük fark olmadığını iddia etmesine karşı tepkisini paylaşan Karatepe, “Çok vahim bir açıklama. Enflasyon oranıyla ilgili yüzde 45 ile yüzde 75 arasında inanılmaz derecede büyük bir fark vardır ve yoksulluğu da inanılmaz derecede derinleştiren reel anlamda sonuçlar yaratmaktadır. Enflasyon oranının bir puan fark etmesi bile ciddi sonuç yaratacaktır. Enflasyon bugün Türkiye’de sadece bir istatistiki gösterge değil. Hayatın her alanını çok doğrudan etkileyen, sonuç doğuran bir veri. Emekçiler ve emekliler için maaş artışlarında belirleyici bir veri. Şirketler arası ilişkilerde, borçlanmada, kira rakamlarında belirleyici oluyor” diye konuştu.