DİYARBAKIR - DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, seçime günler kala Diyarbakır’da yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kullandığı dille seçim ortamını germeye çalıştığını söyleyerek, hükümetin vatandaşların güvenliğini sağlama zorunluluğu olduğunu vurguladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Babacan, Diyarbakır Ticaret Odası’nda yaklaşık 100 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun üyeleriyle biraraya geldi.
Burada bir konuşma yapan Babacan, seçime giderken iktidarın ayrıştırıcı bir dil kullandığını söyleyerek, seçime barış ve huzur ortamında gidilmesi gerektiğini dile getirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Erzurum’da yapılan saldırıyı da eleştiren Babacan, “Erzurum'da Sayın İmamoğlu'na yapılan saldırının sonrasında Sayın Erdoğan'ın tutumu ilgili Bakanların tutumu maalesef çok gevşek bir tutumdu, adeta mazur gösteren bir tutumdu” dedi.
"Vebali boyunlarına olur"
Babacan, rekabetin yüksek olduğu bir yarışın yaşandığını, ancak hükümetin vatandaşların güvenliğini sağlama görevini unutmaması gerektiğini belirtti. Siyasetçilerin şiddetin önünü açan bir dil kullanmamaları gerektiğini belirten Babacan, “Aksi halde vebali boyunlarına olur. İnşallah seçimi kimsenin zarar görmediği, hiçbir insanımızın zarar görmediği şekilde hep beraber gerçekleştirelim ve demokrasinin Türkiye'de seçimden seçime de olsa işlediğini bütün dünyaya gösterelim” diye konuştu.
Olası şiddet olaylarını olmadan önlemenin gerekliliğini vurgulayan DEVA Partisi lideri, hükümetin elindeki güvenlik imkanlarını kullanması ve vatandaşlar için güvenliği sağlaması gerektiğini belirtti. Babacan ancak, hükümetin ve Erdoğan'ın tutumunun ülkeyi germe yönünde olduğunun görüldüğünü sözlerine ekledi.
‘Sandıklara sahip çıkın’ çağrısı
Babacan, bir soru üzerine, imkanı olanların müşahit olmalarını istedi. Vatandaşlara sandıklara sahip çıkma çağrısı yapan Babacan, şunları söyledi: “Zarflara giren oylar ile tutanağa işlenen sonuçlar tutarsız olduğu anda bir zafiyet olursa telafisi mümkün değil. Bütün vatandaşlarımıza çağrı yapıyorum; her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sandık müşahidi olabilir, herhangi bir parti ilçe başkanlığına gidip, parti üyesi olmak zorunda da değil, müşahit olmak istiyorum diyecek, müşahit kartına alacak ve o gün orada bir yanlışlık var mı yok mu diye izleyecek. Bu hak her vatandaşımızdır hakkıdır. Her siyasi parti de müşahit kartı verme konusunda arzuludur. Sandık görevlilerinin müşahitleri sağlam bir şekilde oluşturduğunuzda, sonraki süreçte olabilecek sıkıntılar itirazlar bir şekilde arkadan düzeltebilecek şeyler. Hep beraber sahip çıkmak zorundayız.”