Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) Azerbaycan’da devletin basın üstündeki kontrolunu arttıran yeni medya yasasının kaldırılması çağrısında bulundu.
CPJ, yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 8 Şubat Salı günü, medya kurumlarını yöneten mevcut yasaları değiştirerek yeni bir medya yasasını yürürlüğe koyduğunu bildirdi.
CPJ’e göre yasa medya kuruluşlarının sahiplerinin ülkede daimi olarak ikamet eden ülke vatandaşları olması gerekliliğini getirdi. Yasa ayrıca medya kuruluşu sahiplerinin ve yöneticilerinin yüksek eğitimli Azerbaycan vatandaşları olmasını öngörüyor.
CPJ açıklamasında “Yasaya göre bir medya kuruluşunun yabancı kaynaklı olması ya da yöneticisinin bu koşullara uymaması durumunda faaliyetleri iki ay askıya alınacak. Kurumun sahibi koşulları yerine getirmez ya da ihlaller devam ederse kurumun kapatılması söz konusu olabilecek” dedi.
CPJ’e göre bu kısıtlamalar, basılı, çevrimiçi veya televizyon yayınlarının yanı sıra çevrimiçi "görsel-işitsel materyal" yayınlayan tüm kişi ve gruplar için geçerli olacak.
CPJ, birçok bağımsız Azeri gazetecinin sürgünden çalıştıklarını ve çalışmalarını sosyal medyadan yayınladıklarını kaydederek bu çalışmaların da yeni yasa kapsamına girebileceğine dikkat çekti.
“Özgür basının son kalesini hedef almak için çıkartıldı”
CPJ’in Avrupa ve Orta Asya programı koordinatörü Gulnoza Said Azerbaycan’ın yeni medya yasasının belirsizlikler ve zor koşullarla dolu olduğunu ve ülkede özgür medyanın kalan son kalelerini hedef almak için kasten çıkartılmış göründüğünü söyledi.
Said, “Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu yasayı hiç onaylamamalıydı, yetkililer bunu kaldırmak ve basın mensuplarına uygulanmadığından emin olmak için çalışmalı” diye konuştu.
CPJ’e göre basılı medyanın, haber ajanslarının ve haber sitelerinin kapatılmasına Azerbaycan mahkemeleri karar verecek. Cumhurbaşkanı tarafından atanan yedi üyeli Görsel-İşitsel Konsey ise çevrimiçi yayınlanan görsel-işitsel malzemeleri içeren davalardan sorumlu olacak. Yasa ayrıca “medya kuruluşu” terimini “medya öznesi” ile değiştirerek yetkililerin basın kuruluşlarının yanı sıra kişileri de hedef alabilmesini sağlıyor.
“Amaç gazetecilerin profesyonelliğini arttırmak”
CPJ’e göre devlet yayın kurumu ve yasanın uygulanmasından sorumlu Basın Geliştirme Dairesi Başkanı Natig Mammadli, yeni yasanın basına kısıtlamaları arttırdığı iddialarını reddederek yasanın amacının basın yasasını modernleştirmek ve gazetecilerin profesyonelliğini arttırmak olduğunu söyledi.
Açıklamada yeni yasaya eşlik eden bir cumhurbaşkanlığı kararnamesinin ise yetkililerin “olayların tarafsız bir sunumunu” yayınlamayan, devlet simgelerine yönelik küfür veya saygısızlık içeren ve batıl inançlar yayan yayınlar için para cezası, kısa süreli gözaltılar, uzaklaştırma ve kapatmaya kadar farklı cezalar vermesini kapsadığı belirtildi. Kararnameye göre yeni cezalar iki ay içinde yürürlüğe girecek.
CPJ’in açıklamasında yasanın ayrıca medya kuruluşlarının ve gazetecilerin devlet tarafından kayıt altına alınması ve bunlara hükümet tarafından basın kartı verilmesini de kapsadığı belirtildi. Gazetecilerin sicile kayıt olabilmeleri için yüksek öğrenim görmüş olmaları, en az üç yıllık deneyime sahip olmaları ve serbest çalışanlar hariç olmak üzere iş sözleşmesine sahip olmalarının öngörüldüğü kaydedildi.
Devlet kurumlarından akreditasyon almalarına ve devlet etkinliklerine katılmalarına olanak tanıyan yeni basın kartını da yalnızca kayıtlı gazetecilerin alabileceği belirtildi.
CPJ’e göre yasa ayrıca haber internet sitelerinin günde 20 makale yayınlamadıkları sürece sicilden çıkartılabilmelerini ve üretimlerini arttırmadıkça kapatılmalarını da içeriyor.
BBC Azerbaycan servisine yaptığı açıklamada Medya Geliştirme Dairesi Başkanı Mammadli, kayıt uygulamasının amacının istatistik veri elde etmek olduğunu ve sicile kaydı olmayan gazetecilerle medya kuruluşlarının hala özgürce çalışmaya devam edebileceklerini öne sürdü.
CPJ’e açıklama yapan medya avukatı Alasgar Mammadli’ye göre Medya Geliştirme Dairesi tarafından bağımsız medya temsilcilerinin katılımı olmaksızın hazırlanan yeni yasa 2021 yılının Aralık ayı ortalarında meclise sunulmadan bir gün önce kamuoyuyla paylaşılmıştı. Mammadli, yasanın 30 Aralık'ta kabul edilmesinden önceki kısa istişareler sırasında milletvekillerinin kendisi ve diğer bağımsız temsilciler tarafından önerilen 40'tan fazla değişiklik önerisinden yalnızca ikisini kabul ettiğini söyledi.
CPJ, yasanın geçmesi için yapılan istişareler sırasında görüşü alınan isimlerden bağımsız Turan haber ajansı müdürü Mehman Aliyev’in yetkililerin hangi tür medya kuruluşu ve bireylerin yeni yasa kapsamına gireceğini açıklamadıklarını söylediğini bildirdi.
“Basına sözlü güvence verildi”
CPJ’e göre Medya Geliştirme Dairesi Mehman Aliyev’e basın kuruluşlarının kendileri tarafından verilen basın kartlarının hala geçerliliğini koruyacağına dair sözlü güvence verdi, ancak bu güvencenin yasa metninde yer almayacağını belirtti.
CPJ, Aliyev’in “Yetkililer zaten bağımsız basın kurumlarının akreditasyonunu sık sık reddediyor ve resmi kaynaklara erişimini yasaklıyor” sözlerine işaret etti ve resmi kayıt uygulamasının bağımsız kurumları dışlamak ve gazeteciliği kısıtlamak için kullanılacağı görüşüne yer verdi.
CPJ Medya Kalkınma Dairesi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nden elektronik posta aracılığıyla konuyla ilgili yorum talep etti, ancak yanıt almadı.
“Hedef basın özgürlüğünü kısıtlamak”
VOA, CPJ’in Avrupa ve Orta Asya programı koordinatörü Gulnoza Said ile Türkiye ve Azerbaycan’da medyaya yönelik son kısıtlamaları konuştu:
VOA: “Türkiye Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Çarşamba günü aralarında Voice of America, Deutsche Welle ve Euronews’un Türkçe yayın bölümlerinin olduğu üç uluslararası yayın kuruluşuna üç gün içinde lisans başvurusunda bulunma koşulu getirdi ve aksi halde içeriklerinin engelleneceği uyarısında bulundu. Bu durum bize Türkiye’de uluslararası basının geleceği konusunda ne anlatıyor?”
GULNOZA SAID: “Resmi bir açıklama bile yapılmadı. Yalnızca RTÜK’ün bazı yönetim kurulu üyelerinden bunu duyduk. Ancak bugüne kadar Türk yetkililerin yaptığı her şey; gazetecilerin hapse atılması, önemli basın kuruluşlarının kapatılması, sosyal medya ve televizyondaki yorumları nedeniyle kişilerin yargılanması… Bunların hepsi bize bu adımın da Türkiye’de ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğünün kısıtlanmasının hedeflendiğini gösteriyor.”
VOA: “Karar Ağustos 2020’de yürürlüğe giren bir düzenleme kapsamında alındı. O dönemde basın özgürlüğü savunucuları düzenlemenin RTÜK’e çevrimiçi içeriği kontrol etme yetkisi verdiği için olası sansür kaygılarını dile getiriyordu. Çarşamba günkü açıklamayla RTÜK ilk kez çevrimiçi içeriği kontrol etme yetkisini kullandı. Size göre bu yetki neden RTÜK’e verilmesinden üç yıl sonra kullanıldı? Neden şimdi?”
GULNOZA SAID: “Neden şimdi?” sorusu çok önemli bir soru. Üç yıl sonra olması aslında şaşırtıcı değil, çünkü otoriter rejimlerde sıklıkla önce başka kısıtlayıcı yasaların kabul edildiğini görüyoruz. Basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü daha fazla kısıtlamak için bu yasal zemini oluşturuyorlar. Sonra siyasi olarak uygun olduğu bir zamanda yetkililer bunları uygulamaya başlıyor.
Neden şimdi? Çünkü gelecek yıl Türkiye için seçim yılı ve Türk yetkililer muhtemelen tüm bağımsız sesleri; Türkiye’nin içinden bağımsız haber geçebilecek önemli sesleri temizlemeye çalışıyor. Bence nedeni bu olabilir.”
“Azerbaycan’da bağımsız habercilik daha da kısıtlanacak”
VOA: “Azerbaycan’da da Cumhurbaşkanı, protesto gösterilerine rağmen meclis tarafından Aralık ayında kabul edilen tartışmalı medya yasasını imzaladı. Bu yeni yasanın bağımsız ve muhalif medyanın zaten susturulduğu bir ülkede nasıl bir medya ortamı oluşturmasını bekliyorsunuz?”
GULNOZA SAID: “Azerbaycan tüm Avrasya’da basın özgürlüğünün en sıkı şekilde kısıtlandığı ülkelerden. Bu yasa bağımsız haberciliği daha da kısıtlayacak çünkü Azerbaycan dışında bulunan ancak Azeri okuyucuya bu dilde yayın yapan ve haber geçen medya kuruluşları Azerbaycan’daki özgür basının belki de son kaleleri. Bu yasa tasarısı onları doğrudan hedef alıyor. Çünkü bu tarihten sonra bu sürgündeki medyanın Azerbaycan’da faaliyet sürdürmesi çok daha zorlaşacak. YouTube blogları, Youtube’daki diğer içerikler ve diğer görsel işitsel platformlardan yapılan yayınlara devam etmek imkansız olmasa da çok daha zor olacak. Yani bu yasa tasarısı son kalan bağımsız medya kuruluşlarını hedef alıyor.”
VOA: “Uluslararası topluluk basın özgürlüğünü, Azerbaycan ve Türkiye gibi basın özgürlüğünün baskılandığı ülkelerde bilgiye erişimi korumak için yeterli çabayı gösteriyor mu?”
GULNOZA SAID: “Azerbaycan’la ilgili ne zaman konuşsam bu soruyu alıyorum. Eğer uluslararası toplumdan kastımız hükümetler arası kuruluşlar veya yabancı hükümetlerse ne yazık ki uluslararası toplumun yaptıkları yeterli değil. Çünkü maalesef Azerbaycan ve özellikle de Azerbaycan’da basın özgürlüğü şu anda uluslararası takvimin öncelikli maddeleri değil. Brüksel ve Washington’da yetkililer şu anda Ukrayna’daki savaş gibi başka diğer konularla meşgul. Yani bu durum ve Azerbaycan’daki yeni basın yasası onlar için muhtemelen gündemin ikinci tartışma konusu bile değil. Bu çok talihsiz bir durum. Bu nedenle her zaman yabancı yetkililere, uluslararası kuruluşlardan yetkililere Azerbaycan’da özgür medya ve gazetecilerin durumuna daha fazla önem vermelerini istiyoruz.”