Avrupa Merkez Bankası (ECB) dün gerçekleştirdiği para politikası toplantısında faiz oranlarını beklendiği gibi 75 baz puan arttırdı ve Türkiye’deki temel ekonomik stratejinin aksine enflasyonla mücadele için daha fazla faiz arttırımı yapılacağına dair güçlü sinyaller verdi.
Avrupa hükümetleri, ECB’nin piyasaların varsayımlarına uyum sağlayan bu yaklaşımıyla bir yandan enflasyon beklentilerini yükseltirken diğer yandan da büyüme beklentilerini önemli ölçüde düşürmüş oldu.
Avrupa’da resesyon endişesi artıyor
Avrupa Merkez Bankası'nın bu kararının ardından Avrupa piyasaları yükselişle açıldı; Euro/Dolar paritesi de eşitlendi.
Your browser doesn’t support HTML5
Euro, Cuma sabahı ABD Doları karşısında 1,0056'yı gördü. Ancak ECB'nin Aralık ayında yeniden toplanarak, faizleri yeniden 75 baz puan arttırması beklentisi, Avrupa ekonomilerinde ciddi resesyon endişesini de beraberinde getiriyor.
Swissquote Bank piyasa analisti İpek Özkardeşkaya da bu kaygıyı taşıyan uzmanlardan biri.
‘‘Avrupa'da durgunluktan kaçınmak zor olacak; ABD ekonomisinin orta vadeli görünümü çok daha iyi’’
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Özkardeşkaya faiz arttırımı politikasının ardından, ‘‘Avrupa'da baş gösteren gıda ve enerji kriziyle birlikte oranları yavaşlayan bir ekonomiyi yükseltmek, güçlü ABD dolarının işleri nasıl karmaşık hale getirdiğinden bahsetmesek bile, Avrupa'da durgunluktan kaçınmak zor olacak’’ dedi.
ECB’nin faiz kararını ardından Avrupa’nın en önemli şirketlerinin bulunduğu bulunduğu Euro Stoxx 50 endeksinin ilk önce toparlandığını ve seansı hafifçe olumlu kapattığını vurgulayan Özkardeşkaya, ECB'nin önümüzdeki aylarda da faiz oranlarını arttırmaya devam etmesi gerektiğini dile getirdi.
İlgili Haberler Avrupa Merkez Bankası'ndan Tarihi Faiz KararıÖzkardeşkaya, "Para piyasaları, Ekim ayında 75 baz puanlık başka bir artış için yaklaşık yüzde 40 şansla fiyatlanıyor. ECB yetkilileri de politika dışı bir toplantı olan Ekim ayı başında Kıbrıs'ta biraraya geldiklerinde bilançonun küçültülmesinden bahsetmeye başlayacaklar" diye konuştu.
Bu kararların ABD Doları karşısında Euro'nun değer kazanması beklentilerini yükselttiğini de sözlerine ekleyen Özkardeşkaya, "Euro, dolar karşısında güç kazanacak mı bunu hep beraber göreceğiz. Ancak güçlü dolar artık sürdürülebilir değil. ABD'de enflasyon yüksek kalmaya devam ediyor; ABD işgücü piyasası nispeten güçlü hatta çok güçlü. ABD ekonomisinin orta vadeli görünümü Avrupa veya Birleşik Krallık ile karşılaştırıldığında çok daha iyi ve küresel kriz dönemleri normalde ABD ekonomisine fayda sağlıyor" diye konuştu.
Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırım kararı sonrası Türkiye’de serbest piyasada Euro, Türk lirası karşısında 0,25 değer kazanarak 18,25’ten 18,35’e çıktı. Borsa İstanbul ise günü 2,44 yükselişte günü 3 bin 511’den puandan kapadı.
Selçuk Önder: ‘‘Euro’nun değer kazanması Türk şirketleri rahatlatacak’’
Bu kararların Avrupa-Türkiye ticaretine etkisini değerlendiren Türk-Fransız Ticaret Odası Başkanı Selçuk Önder ise Avrupa Merkez Bankası’nın faiz arttırımına olumlu yaklaşıyor.
Önder, Euro'nun dolar karşısındaki yaklaşık yüzde 15'lik değer kaybının, Türkiye'nin ihracat pazarını "dolar pazarına" kaydırmasına, Euro pazarlarındaki ihracatların da maliyetlerini negatif olarak etkilemesine yol açtığını dile getirdi.
İlgili Haberler 5 Soruda Euro'nun Dolara Karşı Düşüşünün NedenleriTürk-Fransız Ticaret Odası Başkanı, ECB'nin faiz arttırması ve Euro'nun değer kazanmasının ise, Avrupa'ya ihracat yapan Türk şirketlerini daha da rahatlatacağını belirtti.
‘‘Dış ticaret açığı ile enerji fiyatları ile enflasyondaki artış bizi ciddi sarmala soktu’’
Şirketlerin hammadde alımlarını dolar bazında yaptıklarını ve Euro bazında fiyatları yükseltmekte zorlandıkları için de maliyetleri kısmak ya da karı azaltmak yoluna gittiklerini kaydeden Önder, "Euro'nun tekrar değer kazanması, bu yatırımcıların ellerini rahatlatacaktır" dedi.
Avrupa'da muhtemel bir resesyon beklentisine ilişkin de Önder, "Resesyondan daha çok emlak piyasalarının etkilenmesini bekliyoruz. Mortgage fiyatları uzun dönemde yükseliyor. Bankalar kredilerini kısmaya gidiyor. Emlaklar satılmamaya başlıyor. Bu da uzun vadede emlak fiyatlarını düşürecektir. Bunlar Türkiye'yi olumlu etkiler. Ancak Türkiye'nin en önemli sorunu hala dış ticaret açığı olarak kalmaya devam ediyor. Bizim dış ticaret açığı büyüyor. Dünyada hem otomatik olarak enerji fiyatları artıyor, hem de Euro bazında bize bir de enflasyon biniyor. Bu bizi ciddi bir sarmala soktu" diye konuştu.
Prof. Başlevent: ‘‘Resesyonun Türkiye’ye net etkisi olumsuz olur diyebiliriz’’
Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Cem Başlevent ise bazı sektörlerin beklenen faiz artışı sonrası beklenen Avrupa resesyonundan olumlu etkilense de birçok sektörde olumsuz sonuçlar doğurabileceği görüşünde.
İlgili Haberler AB Enerji Bakanları Kriz Gündemiyle ToplanıyorVOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Profesör Başlevent, ‘‘Avrupa’nın kaçınılmaz bir şekilde resesyona girmesi bekleniyor. Hem faiz hem enflasyon artışı sürüyor ve tabii büyümede sorunlar daha da artacak. Avrupa büyüyemezse büyümesin deme keyfiyeti içinde olamayız çünkü birçok sektörde güçlü ilişkilerimiz var. Bu durum birçok sektörde ihracat azalması sonucunu doğurabilir. Ama tabii kısa zaman önce Türkiye, domates ve salça ihracatına izin şartı getirdi. Çünkü bazı şirketler Türkiye’den domates topluyormuş. Aynı zamanda Avrupa’da gübre fabrikaları kapandığı haberlerini Türkiye’de gübre şirketleri hisselerinin değer kazanması takip etti. Şunu unutmayalım; bir ürünü ne kadar fazla ihraç edersek içeride onun kıtlığını yaşarız. Ben bu açılardan baktığımda Avrupa resesyonunun bizde terazinin negatif kefesini daha da bastıracağını görüyorum. Resesyonun Türkiye’ye net etkisi olumsuz olur diyebiliriz. Tabii bir de Rusya meselesi var. Rusya, Avrupa’ya satamadığı doğalgazı seçim de yaklaşırken Çin’e yaptığı gibi Türkiye’ye daha ucuza verebilir. Bu da bu kışı hükümetin beklendiğinden daha kolay geçirmesine neden olabilir ki zaten Türkiye kamuoyunda Rusya’nın 20 milyar dolarlık enerji faturasını seçim sonrasına erteleyebileceği de konuşuluyor’’ ifadelerini kullandı.
Prof. Ulusoy: ‘‘Avrupa ve Amerika merkez bankaları bizdekinin aksine piyasayla uyumlu hareket ediyor’’
Bir başka ekonomist Profesör Veysel Ulusoy da Türkiye Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası’nın faiz tercihlerinin piyasa beklentileri bakımından ters yönde gittiğine dikkat çekiyor.
İlgili Haberler ABD İşgücü Piyasası Faiz Artışlarına Meydan OkuyorYeditepe Üniversitesi öğretim üyesi, ‘‘Avrupa ve Amerika merkez bankaları enflasyon ve enflasyon beklentileri arasındaki farkı azaltarak bunu büyümeyle buluşturmaya çalışıyor. Bizdekinin aksine piyasa beklentileriyle uyumlu hareket ediyorlar. Bizde yapılan nedir? ‘Faizi indirmek zorundayız’ deniyor. Faiz indiriliyor. Ama buna karşılık kur baskı altına alınmaya çalışılıyor. Mekanizma farklı işliyor. Tabii Avrupa Merkez Bankası kararı Türkiye’yi nasıl etkiler? Avrupa resesyona girerse Türkiye’nin ihracatının neredeyse yarısını gerçekleştirdiği pazardaki durgunluk negatif olarak etkiler. Çünkü biz teknolojik ürünleri Avrupa’dan alıp daha katma değerli ürünlerimizi oraya satıyoruz’’ dedi.