“Almanya kendini yok ediyor” adlı kitabı ile ülkede yaşayan Türk ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik ırkçılığa varan görüşleri ile gündemde yer alan Thilo Sarrazin’in göçmenlerin uyumu konusunda başlattığı tartışma sürüyor.
Federal hükümet uyum sağlamak istemeyen göçmenlere yaptırım uygulanması konusunda kararlı gözüküyor. Nitekim uyum konusunda bir çok şeyin başarılamadığını ifade eden Başbakan Angela Merkel, konuyla ilgili son açıklamasında uyum sağlamak istemeyen göçmenlerin gelecekte kendilerine sert davranılacağını hesaba katmaları gerektiğini kaydetti. Muhalefetdeki Sosyal Demokrat Parti SPD’nin de uyum politikalarının sertleştirilmesine destek verdiği dikkati çekiyor. SPD Genel Başkanı Sigmar Gabriel, Almanya'da kendisine sunulan uyum kurslarından ve programlarından faydalanmak istemeyen yabancıların, ülkede kalma hakkı olmadığını söyleyerek sert bir açıklama yaptı.
Berlin’in uyum politikalarının, Sarrazin’in açtığı tartışmaya paralel, sertleşmesinin somut bir kanıtı ise hükümetin AB dışından gelen bütün yabancıların parmak izini almayı kararlaştırması. Federal İçişleri Bakanlığı, bu yıl içinde Elektronik Oturum Kartı uygulamasını başlatmayı hedefliyor.
Uygulama yürürlüğe girdiği taktirde aralarında Türk, Amerikan, Kanada ve İsveçli bulunan toplam 4 milyon 300 bin göçmen bağlı bulundukları yabancılar dairesine gidip parmak izi verecek, söz konusu parmak izleri bir merkezde toplanacak. Merkel hükümetinin, AB ülkesi olmayan ülkelerden gelenler için vereceği kredi kartı boyutunda elektronik 'ikamet kartı' 10 yıllık geçerlilik süresi olacak.
Çipte, kart sahibinin parmak izi ve fotoğrafı yer alacak. Uygulamanın çocukları da kapsaması ve parmak izi uygulamasının normal olarak suçluların tespitinde kullanılması eleştirilere yol açıyor. Yeşiller Partisi Federal Milletvekili Mehmet Kılıç, yeni düzenlemenin ve göçmenlere düşünülen yaptırımların insanların onurunu kırıcı bir boyutu olduğunu savunuyor.
Parmak izi ve çipli oturum kartı en geç gelecek yıl 1 Mayıs tarihine kadar tüm Almanya’da yürürlüğe girecek.