Alice Schwarzer, feminist hareketin onyıllardır önde gelen isimlerinden biri. Fransız Simone de Bauvoir ile birlikte 1970li yıllarda Fransa ve Almanya’da kadın hakları için savaş veren ve rol dağılımındaki basmakalıplığa karşı direnen Schwarzer, Almanya’da kürtajın serbet bırakılması mücadelesi ile tanınıyor. Ancak Schwarzer, 11 Eylül terör saldırıları sonrasında ağırlıklı olarak İslam dinine ve Müslüman erkeklere karşı aldığı tavırla gündemde kaldı. Alice Schwarzer’in geçen günlerde çıkan ‘Büyük Örtünme - Uyum İçin, İslamcılığa Karşı’ adlı kitabı Sarrazin’in açtığı tartışmalara, başka bir deyişle ateşe, yeni malzeme taşıyor. Alman Federal Bankası Yönetim Kurulu eski üyesi Thilo Sarrazin, şu ana kadar 650 bin adet satılan ‘Almanya kendini yok ediyor’ adlı kitabında, ülkede yaşayan Türk ve Müslümanların zekalarının genetik olarak yetersiz olduğunu ve Almanya’nın orta vadede Müslümanlaşacağını öne sürmüştü. Thilo Sarrazin’e Almanya'da muhafazakar siyasetçi ve kurumların yanı sıra, başta Alice Schwarzer destek veriyor. Alice Schwarzer kendi kitabında ise İslam ülkelerinde kadınların başörtüsü ve burka taşımak zorunda olduğunu, aksi takdirde idam cezasına bile çarptırılabildiklerini öne sürüyor. Örtünmeyi kadınların aşağılanmasının ifadesi olarak niteleyen Schwarzer, Almanya’daki okullarda başörtü yasağı talep ediyor. İran'da yaşanılanların İslamcıların neyi hedeflediğini gösterdiğini yazan Schwarzer, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’i İslamcılara karşı verdiği mücadele nedeniyle övüyor. Schwarzer, Almanya’daki sol hareketin İslam’a ve İslamcılara hoşgörü göstermesini eleştiyor ve başörtüsü yasağının ülkenin geleceği açısında belirleyici bir dönüm noktası olacağını savunuyor. Almanya’daki Türk kadınlarının haklarını savunan tezleriyle tanınan avukat Seyran Ateş, Schwarzer’in İslamcılara karşı tavrında haklı olduğunu, başörtüsün de siyasi İslamın simgesine dönüştüğünü söylüyor.
Sarrazin’den sonra Alice Schwarzer’in kitabının Almanya’daki uyum konusunu nasıl etkileyeceği merakla beklenirken, Alman Sosyal Demokrat Parti'nin dün başlayan ve iki gün sürecek olan olağanüstü kurultayında da uyum tartışılıyor. Parti Başkanı Sigmar Gabriel, geçen hafta yaptığı açıklamada, Almanya’da kendisine sunulan uyum kurslarından ve programlarından hiçbir şekilde faydalanmak istemeyen yabancılara yaptırım uygulanması gerektiğini ileri sürmüş ve ‘uyum tekliflerini sürekli geri çeviren bir kişinin, camilerde nefret yayan ve paraları yurtdışından ödenen bazı imamlar gibi, bu ülkede kalma hakkı yoktur’ demişti.