Alman kamuoyu, ülkedeki medya ve Berlin’deki siyasi çevreler yaklaşık iki haftadır tek bir konuyu konuşuyor dersek yanlış olmaz. Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu üyesi Thilo Sarrazin’in, Müslümanlar ve özellikle Türk göçmenlerin uyum sağlamayarak Alman toplumuna zarar verdiği ve ülkenin geleceğini tehlikeye attığı yönündeki görüşlerinin yer aldığı kitap Almanya’da uyum tartışmasını gündemin bir numaralı konusu haline getirdi. Kamuoyunun büyük çoğunluğunun Sarrazin’in tezlerini desteklemesi ve yapılan soruşturmalarda halkın yeredeyse yüzde 90’ının ülkenin birinici sorununu Türk ve diğer Müslüman göçmenlerin topluma uyum göstermemesi olarak tanımlamaları, Federal Hükümet’i de bu konuda hareket etmeye zorluyor. Siyasi yelpazenin sağında İslam karşıtı yeni bir parti oluşması yönündeki sinyallerden de çekinen Başbakan Angela Merkel, olası oy kayması tehlikesine karşı tedbir olarak Alman toplumuna uyum sağlamaya direniş gösteren göçmenleri cezalandırmaya hazırlanıyor. Nitekim Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’e göre, göçmenlerin yüzde 10-15'lik bir kesimi Alman toplumuna uyum göstermiyor, örneğin zoraki uyum kurslarına katılmıyor. Hükümet şimdi bu kişileri cezalandırmayı planlıyor ve sosyal yardım paralarında kesintiye paralel para cezalarını da amaçlıyor. Çocuklarının okula gitmemesine izin vermeyen göçmenlere ise 2 bin500 Euro para cezası verilmesi de düşünülüyor.
Ancak göçmen kökenli uyum uzmanları ‘zorla güzellik olmayacağını’, yani ceza sistemi ile insanların uyum göstermeye zorlanamayacağını savunuyorlar. Uzmanlar, esas sorunun Alman vatandaşlık sistemi olduğunu ve başka ülkelere kıyasla bu konuda konulan yüksek çıtanın göçmenleri Almanya’dan baştan soğuttuğunu söylüyorlar. Almanya'da 1 Ocak 2000 tarihinden sonra dünyaya gelen ve doğuştan Alman vatandaşı olanlar ile 1990 yılından sonra doğup da evebeynlerinin başvurusuyla Alman vatandaşlığını da kazanan göçmen kökenlilerin 18-23 yaşları arasında tek vatandaşlıkta karar kılmaları gerekiyor. Almanya’da doğup büyüyen Türk kökenli göçmen gençlerin büyük bir kısmı, iki ülke vatandaşlığından birini seçme sürecinde ise Türk vatandaşlığından yana karar kılıyorlar. Yeşiller partisi Federal Meclis milletvekili Mehmet Kılıç, Alman vatandaşlık sistemin ayrımcı olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar, Avrupa Birliği vatandaşlarının eski vatandaşlıklarından vazgeçme zorunluluklarının olmadığına ve uygulamanın sadece Türk kökenli vatandaşları kapsadığına parmak basıyor. Uyum göstermeyenleri cezalandırmayı planlayan Federal Hükümet’in Sarrazin’in tezleriyle alevlenen bu tartışmaya paralel çifte vatandaşlık konusunda çözümcü bir adım atması tüm şikayetlere rağmen zor gözüküyor.
