Avrupa Birliği Komisyonu, birlik üyesi ülkelerde "medya çoğulculuğu ve editoryal bağımsızlığı" korumak amacıyla yeni bir yasa tasarısı hazırladı. AB Komisyonu, "Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası (EMFA)" adı verilen yeni çalışmayla Polonya, Macaristan, Yunanistan ve Malta gibi AB üyesi bazı ülkelerde yaşanan ve basın özgürlüğünü tehdit eden gelişmelerin ardından, Avrupa medyasının özel şirket veya hükümetlerin müdahalesi olmaksızın faaliyet gösterebilmesinin sağlanması için bir dizi yeni kural ve standart getiriyor.
Avrupa Komisyonu’nun Başkan Yardımcısı, Değerler ve Şeffaflıktan Sorumlu Komiseri Vera Jourova ve İç Pazardan Sorumlu Komiseri Thierry Breton, Brüksel’de düzenledikleri ortak basın toplantısıyla yeni "Avrupa Medya Özgürlüğü Yasa (EMFA) tasarısını" açıkladı.
Your browser doesn’t support HTML5
Avrupa'da yaklaşık 10 yıldan beri, özellikle Orta ve Güneydoğu Avrupa'daki bazı hükümetler ve teknoloji devlerinin geleneksel medya işine girmesi nedeniyle yaşanan müdahaleler, gazetecilere yönelik şiddet ve yıldırma girişimlerindeki artış ve gazetecilerin gerçekleri halka iletmesinin olanaksız hale geldiği yönetimler nedeniyle, medya özgürlüğünün tehdit altında olduğu şikayetleri gündeme getiriliyordu.
Avrupa Komisyonu, Polonya ve Macaristan hükümetlerinin medyaya müdahalesi, dış medya gruplarının Avrupa'daki faaliyetleri, Yunanistan'daki "casus yazılımlarla" dinleme skandalı, Malta'da mafyanın gazeteci öldürmesi gibi olayların artması ile dış müdahale, propaganda ve "fake news" (yalan haber) tartışmalarının yükselmesi üzerine harekete geçti.
Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen, geçtiğimiz yıl yaptığı "Birliğin Durumu" konuşmasında yeni bir "medya özgürlüğü" yasası sözü verdi. Komisyonun Ukrayna'daki savaştan önce, "propaganda, yalan haber ve medyanın çeşitli otoriter güçler tarafından kontrol edilmesine karşı önlemler" almak amacıyla bir yıl önce başlattığı çalışmalar, Ukrayna savaşının patlak vermesiyle hız kazandı.
Basın toplantısıyla yeni yasa tasarısının ayrıntılarını açıklayan AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Vera Jourova, "Son yıllarda Avrupa Birliği içinde medya üzerinde çeşitli baskı biçimlerine tanık olduk. Şimdi harekete geçmenin tam zamanı. Medya’nın bağımsız kalabilmesi için net ilkeler belirlemeliyiz. Öncelikle hiçbir gazeteci işini yaptığı için casus izlemelere hedef olmamalı. Ve ikinci önemli hedefimiz de hiçbir kamu medyası propaganda kanalına dönüştürülmemelidir. Bunları sağlayacak ortak standart ve önlemleri belirlemek için bu yasa tasarısını hazırladık" dedi.
İlgili Haberler Avrupa Gazeteciler Federasyonu İzmir’de ToplandıAvrupa Komisyonu İç Pazar Komiseri Thierry Breton da, yasanın amacını "Bu yasa tasarısıyla medyamızın özel veya kamudan gelebilecek herhangi bir müdahale olmaksızın çalışmasına olanak vermeyi hedefliyoruz" sözleriyle açıkladı. Breton, "Bütün gazetecilere şu mesajı vermek istiyoruz: Gazeteciler daha iyi korunacak ve her cepheden onların işlerini bağımsız yapmalarını engelleyen saldırılara karşı da onları koruyacağız" diye konuştu.
Avrupa Birliği'nin medya politikasında büyük bir değişimi temsil eden, birlik genelinde demokrasi ve medya özgürlüğünü daha da güçlendirmeyi hedefleyen tasarı, AB üye ülkeleri ve Avrupa Parlamentosu ile müzakere edildikten sonra yasalaşacak.
Editoryal bağımsızlık
Komisyon tarafından hazırlanan tasarı, editör kadrosunun siyasi iktidar veya sermaye grupları karşısında editoryal bağımsızlığı için yeni garantiler getiriyor, medya sahipleri için yeni "şeffaflık gereklilikleri" tanımlıyor. Komisyon tarafından önerilen düzenleme, öncelikle "editoryal kararlara siyasi müdahale ve gözetime karşı" gazete ve gazetecinin korunmasını hedefliyor. "Devlet medyası değil, "Kamu hizmeti yayıncılığı" farkına dikkat çekilen tasarıda, kamu medyacılığının bağımsızlığını ve istikrarlı finansmanını güçlendirmek için, medya sahipliğini ve devlet tarafından medyaya verilen reklamların tahsisini daha şeffaf hale getiren düzenlemeler yer alıyor.
Komisyon, özellikle medya sermayelerinin, finansal kaynaklarının ve reklam ilan gelirlerinin denetime açık bir şeffaflığa kavuşmasını hedefliyor.
Tasarıyla ayrıca, hükümete yakın KESMA Vakfı'nın 500'den fazla medya kuruluşunu kapsadığı Macaristan'da olduğu gibi veya devlet enerji grubu PKN Orlen'in geniş bir yayın portföyünü devralarak medyayı açıkça yönlendirdiği Polonya'da olduğu gibi, medya sermayesinin yoğunlaşmasının da engellenmesi, medyada çoğulcu seslerin korunması için de bir dizi önlem yer alıyor.
İlgili Haberler VOA Türkçe ve DW’ye RTÜK Engeli Dünya BasınındaAvrupa Medya Konseyi kuruluyor
Buna ek olarak, AB Komisyonu ulusal medya yetkililerinden oluşan yeni bir bağımsız Avrupa Medya Hizmetleri Kurulu (EBMS) oluşturmayı planlıyor. Bu Kurul, halen yürürlükte olan Avrupa Düzenleyiciler Grubu'nun (ERGA) yerini alacak. Bu sektördeki yoğunlaşmaların daha sıkı bir şekilde denetlenmesi amacıyla oluşturulacak kurul, bağlayıcı olmamakla birlikte, medyayı etkileyen ulusal kararlar hakkında görüş bildirebilecek. Ancak, ülkeler bu görüşlere uymayı reddederse, AB Komisyonu yasal prosedürler başlatabilecek.
Komisyonla güçlü bir şekilde bağlantılı ancak tümüyle devletlerden bağımsız bir kurum olması hedeflenen EMBS, AB genelinde medya çoğulculuğu ve özgürlüğü konusunda yeni standartlar geliştirmekle ve yaşanan koordinasyon eksikliğini gidermek için proje ve öneriler sunmakla yükümlü olacak.
Tasarı ayrıca, medya hizmet sağlayıcılarının ve medya çalışanlarının editoryal kararlarına devlet müdahalesine karşı yasal olarak koruma getiren maddeler de içeriyor. EBMS veya başka bir bağımsız organ, medya özgürlüğünün ihlaliyle ilgili şikayetleri dinleyip gerekli adımları atma yetkisine sahip kılınıyor.
Diğer öneriler arasında, "medyanın mülkiyeti ve etik düzenlemesi ile ilgili şeffaflık gereklilikleri"; "üst yönetimin atanması ve görev süresinin güvenliği için yeni standartlar", kamu hizmeti medyasının tarafsızlığının korunması ve bağımlılık yaratan ve geçmişte hükümetlerin kendilerine yakın medyayı sübvanse etmek veya ödüllendirmek için kullanılan reklam gibi devlet kaynaklarının tahsisine ilişkin yeni şeffaflık ilkeleri, raporlama ve ayrımcılıkla mücadele kuralları da getiriliyor.
Pegasus ve Predatör'e karşı düzenleme
Yeni tasarı, "ulusal güvenlik" adına bazı istisnalar hariç, gazetecilere ve aile üyelerine karşı casus yazılımların kullanılmasını da yasaklıyor. Komisyon, özellikle Polonya, Macar ve Yunan makamlarını sarsan son Pegasus ve Predator skandallarına yanıt olarak bu düzenlemeyi hazırladı. Yasayla, Komisyonun, Avrupa mahkemelerinde, gazetecileri ve ailelerini casus yazılımlarla izleyen makamlar aleyhinde yasal yola başvurmasına olanak veriyor.
"Ne atom bombası, ne kozmetik"
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Jourova, "Bazıları bir atom bombası bekliyordu, diğerleri sadece kozmetik değişiklikler diyordu. Biz bu iki çizginin ortasında bir yerdeyiz. Medyanın, gazetecilerin, iktidardakiler üzerinde bir kontrol görevi görebileceği, basının istikrarlı bir demokrasi direği olması gerektiğine kesinlikle inanıyorum" dedi.
Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası'nın "mümkün olan en kısa sürede" yürürlüğe girmesi için çalışacağını da sözlerine ekleyen Jourova, ancak tasarının Avrupa Parlamentosu'nda ve ayrıca bloğun 27 üye ülkesi tarafından kabul edilmesi sürecinden geçmesi gerektiğini hatırlattı.
İç Pazardan Sorumlu Komisyon Üyesi Thierry Breton da, yasa kabul edildiğinde; AB müktesebatının ve aday ülkeler tarafından iç pazar kurallarının bir parçası olarak kabul edilmesi gerekeceğini söyledi.
RSF : "Memnuniyetle karşılıyor ve selamlıyoruz"
Avrupa Medya Özgürlüğü Yasası'nı değerlendiren Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Komisyon’un getirdiği yeni yasal düzenlemenin, "Avrupa Birliği genelinde medya özgürlüğü, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün korunması için önemli bir adımı temsil ettiğini" belirterek, Komisyonun önerilerini selamladıklarını ancak daha da geliştirmek için çalışmaya devam etmek gerektiğini" açıkladı.
İlgili Haberler “Türkiye Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 149. Sırada”RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, "Medya özgürlüğüne ilişkin bu önerilen Avrupa mevzuatı; Avrupa Komisyonu'nun, birliğin değerlerini güçlü özel sektör şirketlerine, otoriter devletlere ve dış manipülasyona karşı koruma iradesini yansıttığı için memnuniyetle karşılanmalı ve savunulmalıdır. RSF tarafından sunulan tavsiyelerin birçoğunun Komisyon tarafından benimsenmesini ve tasarıda yer bulmasını da takdir ediyoruz. Ancak, önerilen bu mevzuat belirli alanlarda hala eksiktir ve iyileştirilmesi gerekecektir" dedi.
Tasarının "editoryal bağımsızlığın korunması, kamu hizmeti veren medyanın bağımsızlığı ile gazetecilerin kaynaklarının gizliliğinin korunması ve gazetecilere karşı casus yazılım kullanımının yasaklanması" gibi son derece önemli maddeleri içerdiğine dikkat çeken Deloire, "özellikle de mevcut haliyle tatmin edici olmayan çevrimiçi içerik denetimine karşı güvencelerden yararlanabilecek medyayı tanımlama kriterlerinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi" gerektiğini, Avrupa bilgi alanının "dış manipülasyon ve etkilere karşı korunması" konusunda da eksikler içerdiğini belirtti.