Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışan yüzlerce sağlık işçisi ücret artışını protesto etmek için bir buçuk aydır eylemde.
Çarşamba günü sağlık emekçileri bu süre zarfında altıncı kez başhekimlik binasının önünde toplandı. Geniş güvenlik önlemleri alan polis, işçilerin yürümemesi ve açıklamadan sonra hızla dağılması sözünü aldıktan sonra protesto gösterisine izin verdi.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışanlar da dahil olmak üzere kamu kurumlarındaki taşeron işçiler 24 Aralık 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 696 Sayılı Olağanüstü Hal Kararnamesi’yle kamu işçisi olan işçiler, 2018 yılından beri her yıl yüzde 4+yüzde 4 zam aldılar.
Ancak bu zam oranları bu üç yılda da Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon oranlarının çok altında kaldı. Enflasyon 2018 yılında yüzde 20,30 olarak açıklanırken bu oran 2019’da yüzde 11,84 ve yüzde 14,60 oldu.
Özellikle pandemi döneminde yoğun bir biçimde çalışan işçiler, bu yıl yapılacak Toplu İş Sözleşmesi’nde ciddi artışlar bekliyor.
Ancak 20 Ocak 2020’de Kamu İş’in de bünyesine katılmasıyla Türkiye’nin tek kamu işveren sendikası haline gelen Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası ile İstanbul Üniversitesi’nde örgütlü Türkiye Sağlık İş arasında yapılan görüşmelerde Çapa Tıp Fakültesi sağlık çalışanlarının yüzde 7 zam alması onları endişelendiriyor.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi sağlık çalışanları, kendilerine de önerilen yüzde 7’lik zammı kabul etmediklerini söylüyor.
Sağlıkçı Deler: ‘‘Pandemide eve Corona götürdüm, çocuğum ölümle pençeleşti; ben evimi nasıl geçindireceğim, adalet nerede?’’
Eylem sonrası VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan sağlık çalışanlarından dört çocuk annesi Şenay Deler, sadaka değil zam istediklerinin altını çiziyor.
Deler, ‘‘Bize bu zammı önerenler pandemi döneminde 24 saat tulumları giyip çalışmanın ne demek olduğunu bir bilseler. Bu işçinin hakkını çok daha iyi anlayacaklar. Benim çocuğum ölümle pençeleşti pandemi döneminde. Neden? Çünkü ben evime Corona götürdüm. Bunun adaleti nerede, soruyorum. Ben 2 bin 850 lirayla evi nasıl geçindireceğim? Acaba bunun hesabını yapıyorlar mı? Ben ek işlerde çalışıyorum, bunun kim vebalini verecek? Asgari ücretle geçinmek istiyorlarsa buyursunlar geçinsinler. Yapabiliyorlarsa boynumuz kıldan ince. Ama geçinemiyorlarsa sağlıkçının hakkını verecekler’’ dedi.
‘‘Tek başıma dört çocuk büyüttüm; sağlıkçıyım ek işe gidiyorum apartman siliyorum’’
Yüzde beş zam alması halinde maaşının 3 bin 13 liraya çıkacağını ifade eden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi çalışanı, bu ücretle geçinmenin mümkün olmadığını belirtti.
Deler, ‘‘Öyle yüzde beş zamla olmaz. Dalga mı geçiyor bunlar bizimle? Ne yapacaklar? Toplu atılmaksa buyursunlar atsınlar. Nasıl atıyorlarmış görelim, hodri meydan diyorum. Tek başıma dört çocuğa baktım, evlatlarımı büyüttüm. Şimdi alnımın teriyle apartman siliyorum. Onlar apartman siliyorlar mı acaba? Ek işte çalışıyorlar mı acaba? Ekiş ne demektir oturup onu düşünecekler. Şu sırtımdaki terin hakkını düşünecekler. Benim personelim benim sağlık canım eşitlik istiyor diyor. Sadaka değil diyor, yüzde 5 ne? Çocuk oyuncağı değil bu işler’’ sözleriyle düşük zam iddialarına karşı tepkisini dile getirdi.
Aykut Deli: ‘‘Evliyim, iki çocuğum var 3 bin 100 lira alıyorum, son altı ay bin 2600 liraya düşüyor, haklar eşitlensin istiyoruz’’
Corona servislerinde görev yapan Aykut Deli ise iki çocuk babası bir sağlık işçisi.
Emeklerinin karşılıksız bırakılmaya çalışıldığını belirten Deli, ‘‘Üç sene öncesine kadar bize ‘taşerondan kadroya geçeceksiniz’ dediklerinde sevinçten havalara uçtuk. Ancak sendikal haklarımız durduruldu. ‘İki, üç sene bekleyeceksiniz’ dendi. Üç sene boyunca yüzde 4 rutin zam aldık. O da 100 liraya filan tekabül ediyor. ‘Bu zamla idare edeceksiniz’ dediler. Dişimizi sıktık, sabrettik bekledik. Üç senenin sonunda da tam toplu sözleşmemiz olacaktı ki rektör hocamız bizi TÜHİS’e havale etti. Biz de bunu kabul etmiyoruz. Rektör hocamızdan tek bir talebimiz var; kendi bünyelerinde çalışan İşkur üzerinden gelen personeller ne istiyorsa biz de onu istiyoruz. Bakın ben evliyim iki çocuğum var. Aldığım net para 3 bin 100 lira. Zaten kamu kuruluşlarında her senenin son altı ayında vergi dilimine girince bu miktar 2 bin 800 liraya düşüyor. 250 lira yol parası çıktığın zaman asgari ücretten az para giriyor cebimize zaten. Biz haklar eşitlensin istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz’’ dedi.
‘‘Covid’li bölümde hiçbir geri adım atmadık, hastalarla hep temas içinde hep iç içeydik’’
Aylardır yoğun bakım servislerinde çalışan Ömer Görür ise pandemi döneminde kendilerini balkonlarda alkışlayanların haklarının verilmemesine sessiz kalmamasını istiyor.
Görür, ‘‘Biz yoğun bakımlarda çalıştık. Servislerde, Covid’li servislerde çalıştık. O servislerde refakatçi olarak ne çocukları ne annesi ne babası kalıyorlar. Herkes bizi arayıp bizden yardım istedi. Hiçbirini karşılıksız bırakmadık. O Covid’li bölümde hiçbir geri adım atmadık. Hastalarla hep temas içinde hep iç içeydik. Bazılarımız Covid oldu. Bazılarımız Covid’den öldü. Bizi üç defa genel olarak alkışladılar ama biz daha çok hakkımızı istiyoruz’’ dedi.
Aydoğdu: ‘‘Dalga geçer gibi yüzde 5 zam veriyorlar, bu kadar parayla nasıl geçiniriz İstanbul gibi bir yerde?’’
Kanun Hükmünde Kararname’yle birçok çalışanın kamudan ihraç edildiğinde ve emekliliğe sevk edildiğinde tek başına beş katı idare ettiğini ve bu dönemde bel kayması yaşadığını belirten Fatma Aydoğdu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’dan kendilerine destek vermelerini istiyor.
11 yıldır Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde çalışan Aydoğdu, ‘‘Hep mücadele ettik. Hastanemizin sıkıntıları varken işte eleman eksikliği şuydu buydu özellikle üç sene önce kadroya geçtiğimizde birçok arkadaşımızı zorunlu emekli ettiler. Ben tek başıma beş kata baktım. 5 kata koştururken bel kaymam oldu. Korseyle yaşıyorum. Üç senedir sakat olmama rağmen koşturmama rağmen şu günü bekledik ki birazcık zam alalım diye. Şimdi dalga geçer gibi yüzde 5 veriyorlar. Biz inanın hep borçlarla yaşıyoruz. Yarını da borçları çıkarıyoruz ve inanın bu aydan öteki aya nasıl geçeceğimizi bilmiyoruz. Normal hakkımızı istiyoruz başka bir şey istemiyoruz. Bizimle eşit iş yapan arkadaşlarımız var. Onlar bizden en az bin lira fazla alıyor. Bizim suçumuz ne? Biz direndik bütün Corona hastalığıyla sürekli yan yana geldik. Sürekli mücadele ettik. Yine de ederiz biz işimizi seviyoruz, seviyorum. Cumhurbaşkanımızdan rica ediyoruz, Sağlık Bakanımızdan rica ediyoruz. Lütfen bizi bir düşünün, bizim yerimize kendinizi bir koyun. Bu kadar parayla nasıl geçiniriz İstanbul gibi bir yerde? Lütfen bizi görsünler, lütfen bize biraz yardımcı olsunlar’’ dedi.