Günümüzün üniversite öğrencilerinin bundan 11 yıl sonra sahip olacağı mesleklerin yüzde 85'i, henüz icat edilmedi.
Gelecek Enstitüsü tarafından oluşturulan uzman paneline göre geleceğin henüz icat edilmemiş mesleklerinin oranını tam olarak tahmin etmek de aslında mümkün değil.
Kar amacı gütmeyen Gelecek Enstitüsü, yeni çıkan trendleri tanımlıyor ve bu trendlerin küresel toplum üzerindeki etkilerini inceliyor. Enstitü, günümüz gençlerinin 2030 yılında sahip olacakları mesleklerin ne gibi görevleri yerine getireceğini, ne işe yarayacağını araştırıyor.
Gelecek Enstitüsü'nden araştırmacı Rachel Maguire, önümüzdeki 50 yıl boyunca çalışmayı planlayanların kariyer elde edebilmeleri için çalışırken bir yandan da sürekli yenilikleri öğrenme peşinde olması gerektiğini kaydediyor.
Maguire'a göre 2030 yılında yapay zekalı asistanların gündelik işlerimizde bizlere yardımcı olduğu bir dünyada yaşıyor olacağız. Uzman, gelecekte bu tür asistanlarla yan yana çalışacağımızı, insan beyninin yetersiz kaldığı işleri bu asistanların üstleneceğini öngörüyor.
Maguire, ”Dijital becerilere sahip kişiler, bulundukları konumdan yükselmeye, çalıştıkları işleri daha iyi şekilde yapmaya daha yatkın olacak. Dijital teknolojilerden oluşan bir orkestranın şefliğini yapacaklar. İşler, makinaların işbirliğiyle yapılacak” diyor.
Amerikan Çalışma İstatistikleri Dairesi'ne göre günümüzde üniversite öğrencisi olanlar, 38 yaşına geldiklerinde ortalama 8 ila 10 farklı işte çalışmış olacak. İş değiştirirkense mesleki eğitim ya da ek sertifika almak için çalışmaya ara vermek zorunda kalmayacaklar. Arttırılmış gerçeklik başlıkları, gerçek zamanda iş yaparken ihtiyaçları olan verileri çalışanlara anında sunacak.
Maguire, ”Çalışanlar, yeni bir beceri elde etmek ya da yeni bir sertifika almak için çalışmaya ara vermek zorunda kalmayacak ve gelir elde etmelerini sağlayacak fırsatları kaçırmayacak. Yeni becerileri iş başında öğrenecekler,” diyor.
Şirketlerinse geleneksel anlamda insan kaynakları departmanlarına ihtiyacı kalmayacak. İş aramak da tarihe karışacak. İstediğiniz iş, kapınıza gelecek.
İş verenler online profiller ve sosyal medya gibi farklı veri kaynaklarından müstakbel elemanlarının becerileri ya da kişilikleri hakkında bilgi edinebilecek.
Maguire, yapay zeka ve derin öğrenme yoluyla istihdamın bir tür ”çöpçatanlığa” şimdiden dönüşmeye başladığını, doğru elemanın doğru işle eşleştirilmesinin temel alındığını söylüyor.
Teoride bu tür online iş eşleştirme yöntemlerinin ayrımcılık ve önyargıları ortadan kaldırabileceğini söylemek mümkün. Ancak bunun bazı tehlikeleri de yok değil.
”Online eşleştirme programlarını tasarlayanların kasti ya da kasıtsız şekilde kendi önyargılarını da işin içine katmaması konusunda son derece dikkatli davranmalıyız,” şeklinde konuşan Maguire, bu tür sistemlerin kendilerini besleyen veriler sağlıklı olduğu sürece iyi işlev görebileceğinin altını çiziyor.
Maguire'a göre bir başka önemli konuysa kamuoyunun gelişen teknolojiler karşısında pasif değil, aktif olması ve katılımda bulunması. Uzman, teknolojinin bireylerin ”başına gelen” bir olay olmaması gerektiğini savunuyor.
Uzmanın bu konudaki görüşleri şöyle: ”Bu yeni teknolojilerden ne istiyoruz? İstediklerimizin gerçekleşmesi için gereken sosyal sistem ve politikaları gerçekleştirdiğimizden nasıl emin olmalıyız? Teknolojinin ileride sahip olacağımız meslekleri bize dayatacağı bir gelecek, beni korkutuyor. İnsanların yaşam kalitesini iyileştirmek için bu teknolojileri nasıl uygulamaya geçirmemiz gerektiğine odaklanmalıyız.”