WASHINGTON —
Amerika’nın finanse ettiği bir öğrenci değişim programı dünyanın dört bir yanındaki gençlere Amerika’da eğitim görme ve yaşama fırsatı veriyor. Dışişleri Bakanlığı’nın kısaca YES olarak bilinen Gençlik Değişim ve Eğitim Programı, özellikle nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin gençlerine hitap ediyor. Programa seçilen öğrenciler bir akademik yıl boyunca Amerika’da eğitim görüyor ve bir Amerikan ailesinin yanında yaşıyor.
Soda Ndiaye ”Kendimi evimde hissediyorum,” diyor.
Nada Omar’da ailenin öz çocuğuymuş gibi bakıldığını söylüyor.
Misafir ögrenci ağırlayan Randall Fiertz: ”Misafir öğrencimiz geleli sadece bir ay oldu ama şimdiden harika bir deneyim edindik,” diyor.
Eşi Carol Fiertz’da akşam yemeği sofrasında sohbetlerinin çok ilginç olduğunu söylüyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın YES adlı değişim programı, adeta farklı dünyaların insanı olan Amerikalı aileleri ve Müslüman öğrencileri biraraya getiriyor.
Gençler, memleketlerinden çok uzakta, Amerikalı bir ailenin yanında yaşama deneyimi ediniyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın eğitim ve kültür işleri dairesi, programı, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra başlatmış. Amaç, Amerika ve İslam dünyasının birbirini daha iyi anlamasını sağlamak.
Daire danışmanlarından Rick Ruth, programın çok yararlı olduğunu söylüyor: ”Yıllar süren deneyimlerden biliyoruz ki Amerikalıları başka ülkelerden, farklı yaş gruplarından, mesleklerden ve kültürlerden insanlarla biraraya getirince insanların birbirini anlamasını sağlıyoruz. Şiddete böyle bir ortamda yer verilmiyor.”
Senegal’den programa katılan Soda Ndiaye, ”Hayalim Amerika’ya gelmek, Amerika hakkında bilgi edinmek ve İngilizcemi geliştirmek için Amerika’da okula gitmekti. Amerikalıları da tanımak istiyordum,” şeklinde konuşuyor.
Mısırlı Nada Omar da aynı aileye misafir olmuş: ”Özgür olmak, işlerini kendi başına halletmek isteyenler için YES programı son derece yararlı. Programa katılmak, ileride kariyeriniz için de çok faydalı olacaktır.”
Aileler, öğrencilere ev sahipliği yaptıkları için herhangi bir ücret almıyor. Randall Fiertz ve eşi Carol, masrafların hiç önemli olmadığını söylüyor: ”Dünyada birçok çatışma yaşanıyor. Bu çatışmalar neden çıktı? Çünkü birbirimizi anlamıyoruz. Kültürler arasında anlayışı teşvik eden her faaliyet yararlıdır.”
Randall, ”Yurtdışında yaşamış ve Müslümanlarla iyi ilişkiler kurmuş birisi olarak bu iki gence Amerika’da yaşama deneyimi sunmak bizler için bulunmaz bir fırsattı. İnsanlarla yakın ilişkiler kurduğunuzda anlıyorsunuz ki aslında hepimiz birbirimize benziyoruz,” diyor.
YES programına katılan öğrencilerin memleketlerinde Amerikan karşıtlığı, son derece yaygın. Rick Ruth, Dışişleri Bakanlığı’nın öğrencilerin görüşlerini etkilemeye çalıştığı iddialarını reddediyor: ”Katılan öğrencilere hiçbir mesaj verilmiyor. Ne görüyor, duyuyorlarsa onu görüp duyuyorlar. İstedikleri soruyu soruyorlar.”
Nada Omar gibi öğrenciler sadece Amerikalıları değil, başka ülkelerden arkadaşlarını da tanıyor: ”Sınıf arkadaşlarımız sadece Amerikalı değil, birçok ülkeden geliyor. Hepsi çok arkadaş canlısı.”
YES programı kapsamında her yıl Amerika’ya 900 yabancı öğrenci geliyor. Program yetkilileri, geri dönen öğrencilerin ülkelerine daha iyi hizmet ettiklerini söylüyor.
Soda Ndiaye ”Kendimi evimde hissediyorum,” diyor.
Nada Omar’da ailenin öz çocuğuymuş gibi bakıldığını söylüyor.
Misafir ögrenci ağırlayan Randall Fiertz: ”Misafir öğrencimiz geleli sadece bir ay oldu ama şimdiden harika bir deneyim edindik,” diyor.
Eşi Carol Fiertz’da akşam yemeği sofrasında sohbetlerinin çok ilginç olduğunu söylüyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın YES adlı değişim programı, adeta farklı dünyaların insanı olan Amerikalı aileleri ve Müslüman öğrencileri biraraya getiriyor.
Gençler, memleketlerinden çok uzakta, Amerikalı bir ailenin yanında yaşama deneyimi ediniyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın eğitim ve kültür işleri dairesi, programı, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından sonra başlatmış. Amaç, Amerika ve İslam dünyasının birbirini daha iyi anlamasını sağlamak.
Daire danışmanlarından Rick Ruth, programın çok yararlı olduğunu söylüyor: ”Yıllar süren deneyimlerden biliyoruz ki Amerikalıları başka ülkelerden, farklı yaş gruplarından, mesleklerden ve kültürlerden insanlarla biraraya getirince insanların birbirini anlamasını sağlıyoruz. Şiddete böyle bir ortamda yer verilmiyor.”
Senegal’den programa katılan Soda Ndiaye, ”Hayalim Amerika’ya gelmek, Amerika hakkında bilgi edinmek ve İngilizcemi geliştirmek için Amerika’da okula gitmekti. Amerikalıları da tanımak istiyordum,” şeklinde konuşuyor.
Mısırlı Nada Omar da aynı aileye misafir olmuş: ”Özgür olmak, işlerini kendi başına halletmek isteyenler için YES programı son derece yararlı. Programa katılmak, ileride kariyeriniz için de çok faydalı olacaktır.”
Aileler, öğrencilere ev sahipliği yaptıkları için herhangi bir ücret almıyor. Randall Fiertz ve eşi Carol, masrafların hiç önemli olmadığını söylüyor: ”Dünyada birçok çatışma yaşanıyor. Bu çatışmalar neden çıktı? Çünkü birbirimizi anlamıyoruz. Kültürler arasında anlayışı teşvik eden her faaliyet yararlıdır.”
Randall, ”Yurtdışında yaşamış ve Müslümanlarla iyi ilişkiler kurmuş birisi olarak bu iki gence Amerika’da yaşama deneyimi sunmak bizler için bulunmaz bir fırsattı. İnsanlarla yakın ilişkiler kurduğunuzda anlıyorsunuz ki aslında hepimiz birbirimize benziyoruz,” diyor.
YES programına katılan öğrencilerin memleketlerinde Amerikan karşıtlığı, son derece yaygın. Rick Ruth, Dışişleri Bakanlığı’nın öğrencilerin görüşlerini etkilemeye çalıştığı iddialarını reddediyor: ”Katılan öğrencilere hiçbir mesaj verilmiyor. Ne görüyor, duyuyorlarsa onu görüp duyuyorlar. İstedikleri soruyu soruyorlar.”
Nada Omar gibi öğrenciler sadece Amerikalıları değil, başka ülkelerden arkadaşlarını da tanıyor: ”Sınıf arkadaşlarımız sadece Amerikalı değil, birçok ülkeden geliyor. Hepsi çok arkadaş canlısı.”
YES programı kapsamında her yıl Amerika’ya 900 yabancı öğrenci geliyor. Program yetkilileri, geri dönen öğrencilerin ülkelerine daha iyi hizmet ettiklerini söylüyor.