Erişilebilirlik

Yabancı Liderler ‘Ateş ve Öfke’nin Kendilerini Yakmasını İstemiyor


Çok değil 5 ay önce, dünya liderleri kamuoyu önünde, Başkan Trump’ın, Kuzey Kore’nin tavırlarına “ateşli ve öfkeli” bir yanıt verme sözüne tepki göstermişlerdi. Şimdiyse yeni bir “ateş ve öfke” zihinlerini kurcalıyor. Bu defa ateşli ve öfkeli olan Michael Wolff’un tartışma yaratan kitabı. Kitapta Beyaz Saray’daki kişilerin Donald Trump’ın başkanlık yapabilecek şekilde bir akıl sağlığına sahip olmadıkları görüşünde oldukları iddia ediliyor.

Beyaz Saray yetkilileri, kitabı tamamen uydurma ve üçüncü sınıf dedikodular olarak nitelendirdi ve yazarın yaptığı bazı hataları hemen afişe etti. Yine de kitap online kitap satışı yapan Amazon’un en çok satanlar listesine roket hızında bir giriş yaptı. Yazar Wolff’un iddiaları, Amerika’da ve tüm dünyadaki haber programlarında sonsuz tartışmaları ateşledi.

Kuzey Kore konusunda liderler, Trump’ın kullandığı dilin durumu alevlendirmekten çok çözmeye yönelik olması gerektiği konusunda uyarıda bulundu. Ancak aynı liderler Cuma günü yayınlanan Michael Wolff’un “Trump’ın Beyaz Saray’ında Ateş ve Öfke” başlıklı kitabı konusunda ağızlarını açmamayı tercih ediyor. Bir kısmı ülkeleriyle Trump yönetiminin arasının bozulmasından endişe ettiği için susuyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan ve ismini vermek istemeyen üst düzey bir Alman yetkili, “Wolff’un kitabındaki iddialarla ilgili yorum yapmak bize bir şey kazandırmaz” diye konuştu. Ancak aynı kişi yine de, “Mevcut durumda kitapla birlikte Beyaz Saray’dan sızanlar, özellikle de siyasi anlamda Washington’da bir çöküşü işaret edenler, bize Amerika’da tehlikeli bir durumun olduğu konusunda tehlike sinyalleri veriyor” ifadelerini kullandı.

Genelde pek yorum yapmayan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Mart ayında yaptığı bir açıklamada Amerika’nın güvenilirliği konusunda kuşkuları olduğunu söyledi. Merkel bu açıklamayı, Başkan Trump’ın NATO’nun işlevleri konusundaki yorumları ve AB liderleriyle artarda yaptığı toplantılardan sonra küresel ısınmaya karşı anlaşmayı reddetmesinin ertesinde yaptı.

Merkel katıldığı panelde “Son günler bize, diğerlerine güvenebileceğimiz dönemin belirsiz bir süre için sona erdiğini gösterdi” ifadesini kullandı.

O tarihten bu yana da şok dalgaları Atlantik’in iki yakasında gidip gelmeye devam ediyor.

Wolff’un kitabına dair sansasyonların Amerika’nın müttefikleriyle ya da düşmanlarıyla ilişkilerini nasıl etkileyeceğine dair bir kanıt henüz yok. Trump’ın, “Önce Amerika” söylemi Avrupalılara her geçen gün daha itici hale geliyor. Göçmenler, küresel ısınma, ticaret ve Kudüs’ün başkent olarak tanınması konularındaki sorunlar da devam ediyor. Wolff’un kitabı da böyle bir dönemi izliyor.

Başkan Trump’ın bazı tweetleri özellikle Kasım ayında İngiliz milletvekillerinin öfkeli tepkileriyle karşılanmıştı. Başkan Trump’ın İslam karşıtı aşırı sağcı bir İngiliz aktivistin yayınladığı bazı video görüntülerini retweet etmesi öfkenin nedeni oldu. Başbakan Theresa May, daha önce de yaptığı şekilde, üçüncü defa kamuoyu önünde Trump’a tepki gösterdi.

Avustralya eski Başbakanı Julia Gillard da Başkan Trump’ın akıl sağlığı konusunda kamuoyu önünde açıklamalar yapan müttefik bir ülkenin üst düzey siyasetçilerinden biri oldu. Ancak Gillard bu açıklamayı görevden ayrıldıktan sonra yaptı. Temmuz ayında Trump’ın akıl sağlığı konusunda iddialar konuşulurken Gillard, bu konuda bazı kişilerin ciddi kaygıları olduğunu söyledi.

Gillard, Avustralya’da bir televizyon kanalına verdiği röportajda, “Dışarıdan bakarak birinin akıl sağlığı hakkında bir kanıya varmanız çok zor. Ve bence bu konuda dikkatli olmak gerekir. Ancak Başkan Trump bu tarz tweetlere devam ederse sanırım bu konunun konuşulmaya devam ettiğini göreceğiz” dedi.

Ancak Avrupa medyası, Wolff’un kitabında yer alan Trump’ın akıl sağlığıyla ilgili iddialar konusunda yetkililer kadar temkinli değil ve konuyu hemen gündemlerine aldılar. Almanya’da muhafazkar kesimin gazetelerinden biri olan Frakfurter Allgemeine Zeitung geçen hafta “Trump deli mi?” manşetiyle çıktı.

İngiliz The Times gazetesi de haberi ilk sayfasında büyük puntolarla “Üst düzey yardımcıları Trump’ın akıl sağlığını sorguluyor” başlığıyla gördü. Haberin içeriğinde de Wolff’un kitabındaki iddiaların ana kaynağı olan Steve Bannon’un Trump’ın daha önce baş danışmanı olduğuna dikkat çekildi. Haberde, Trump’ın başkan olarak devam edip edemeyeceğinin sorgulandığı ve kendi kabinesi tarafından görevden alınmamak için istifa edeceği iddiasına da yer verildi.

Ancak Avrupa medyası Wolff’un kitabının adeta üzerine atlarken kitap ve bahsedilen Trump portresi konusunda kaygılarını dile getirenler de var. Bazı yorumcular bu noktada Wolff’un sansasyonel bir kişiliğe sahip bir yazar olduğunu ve kitabın kaynaklarının da belirsiz olduğuna dikkat çekiyorlar.

Bazı kişiler de Avrupa medyasındaki yorumcuların kısmen, Trump’ın söylediği ve yaptığı şeylerin destekçileri ve kendi tabanına yönelik olduğunu gözden kaçırdıklarını savunuyor.

Fransa’nın muhafazakar gazetelerinden Le Figaro’da makaleler yazan ve eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin kabinesinde danışman olarak yer almış olan Maxime Tandonnet de kitapla ilgili, Trump’ın kişiliğine, yaşamına ve aile hayatına yönelik olarak hikayeler, dedikodular ve tanıklıkların bir derlemesi olduğu yorumunu yapıyor ve şüpheyle yaklaşıyor. Tandonnet, kitabın basında bu denli yer bulmasının, medya tarafından yürütülen linç kampanyası olduğu görüşünde.

XS
SM
MD
LG