Hatay’ın Defne ilçesinde bulunan Sevgi Parkı depremin üçüncü gününden beri yaklaşık 300 çadır ve ağaç barınakta yaşayan depremzedeye evsahipliği yapıyor. 6 Şubat günü öğleden sonra Hatay’a gelen Türk Tabipleri Birliği (TTB) de depremin ikinci gününden itibaren parkta çalışmalarını sürdürüyor.
TTB ile birlikte Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) da park içinde hem bölgedeki çadırlarda yaşayan depremzedelerin sağlık sorunlarını çözmek hem de Hatay’ın köylerine giderek oradaki hasta vatandaşların ihtiyaçlarını tespit etmek için çalışıyor. Bu sabah beraberinde güvenlik güçleriyle parka gelen Hatay Valiliği yetkilileri parkın boşaltılacağını duyurdular. Ancak sivil toplum örgütleri gönüllüleri ile çadırlarda yaşayan depremzedelerin tepkileri üzerine yetkililer akşam saatlerine kadar parkı boşaltmaları için süre vererek alandan ayrıldı.
Günlerdi Türk Psikiyatri Derneği, veteriner hekimler ve SES’le birlikte organize olarak deprem sonrası oluşan sağlık sorunlarına çözüm ürettiklerini dile getiren TTB Merkez Komite Üyesi Onur Naci Karahancı, valiliğin herkese farklı bir tahliye gerekçesi söylemesinin güvensizlik yarattığını da ifade etti.
VOA Türkçe’ye konuşan Karahancı, “Gerekçeleri bile depremdeki halleri gibi, dağınık. Bize ‘Kızılay gelecek aşevi yapacağız’ diye söylediler. SES’e arkamızdaki evler yıkılacak demişler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Veteriner Müdürlüğü’ne ise ‘bir salgından dolayı yapıları birleştirmeye çalışıyoruz’ demişler. Anladığım, kime hangi bahane etkili olacaksa o deniyor ama burayı niye dağıtmak istediklerini kimse anlamıyor. Evet Hatay’da bir uyuz salgını ciddi anlamda başlamış diyebiliriz. Burayı kapattıkları gibi o zaman Hatay’ın tümünü kapatacaklar tümünü başka yere mi taşıyacaklar? Her şeye rağmen burada sağlık hizmeti vermeye çalışan, tek tek köylere ulaşan gönüllükle çalışan, depremin ilk gününde beri hiçbir yere gitmeyen, buradan ayrılamayan, koşa koşa buraya gelen insanlarla uğraşmak anlaşılır değil. Buraya sabah erkenden gelinceye kadar iktidarın yapması gereken başkaca çok iş var” dedi.
“Devleti kendini hazır edene dek tüm köylere ve şehirdeki halkımıza sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz”
TTB ile ortak kurdukları malzeme çadırında yarın köylere gidecek sağlık ve temizlik gereçlerini hazırlarken konuştuğumuz SES Bakırköy Şube Eş Başkanı Nezahat Altınsoy Özen de çadırları terk etmeyi asla düşünmediklerini söyledi.
Bir haftalık gönüllük esasıyla üç gün önce Hatay’a gelen Özen, “Sabah baskın yapar gibi polis ve jandarma ekipleri ile gelen vali yardımcısı derhal bugün itibariyle boşaltmamızı söyledi. ‘Yandaki binanın yıkılabileceğini, bizim için tehlikeli olacağını söyleyerek güvenli bir alana tahliye etmek istiyoruz sizi’ dedi. Ancak herkese başka bahane söylenince bu olayın gerçek olmadığını anladık. Kendi kurumlarımızla koordinasyon halindeyiz. Biz burada kalmak istiyoruz. Depremzedelerin buna çok ihtiyacı var. Kendi izinlerimizi kullanarak burada çalıştık. Birçok arkadaşımız aylarca çalışmaya hazır. Devleti kendini hazır edene dek bu boşluğu doldurarak tüm köylere şehirdeki halkımıza sağlık hizmeti sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“Hükümet daha önce sahip çıkmadı; Kaç günden beri deprem oldu hiç kimseyi görmedik”
Parkta bulunan depremzedeler de tahliye tebligatından son derece rahatsız. Akdeniz anemisi olan oğluyla birlikte Rizeli işadamı grubunun gönderdiği ağaç yaşam alanında yaşayan Eyyam Irmak, hiçbir kuvvetin bu alandan kendisini çıkaramayacağını söylüyor:
“Doğma büyüme Sümerler mahallesindeyim. Evim şu karşıdaki caddenin üzerinde. Bak gör oğlum engelli, deprem sırasında Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde onun ameliyatı sonrası yatıyorduk. Hiçbir kuvvet buradan kaldıramaz bizi. Tek isteğimiz burada sağlıklı bir şeyler kurulsun. Suyumuz, tuvaletimiz, yıkanacak yer, çamaşırhane olsun. Hükümet daha önce sahip çıkmadı. Kaç günden beri deprem oldu hiç kimseyi görmedik. Şimdi ‘çıkın mı?’ diyorlar. Bize doktorlar iyi bakıyorlar, oğlumuzun ilacını Bursa’dan buldular getirdiler. Karşıdaki çocuklar yemeğimizi gayet güzel veriyorlar. Biz yerleştik burada, her zorluğa karşı razıyız. Asla çıkmayız.”
“Mahalleyi terk etmeyi düşünmüyoruz”
Bir başka depremzede Haşim Yüzgülen de bir gün Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yetkililerin çocukları eğitime başlatmak için isim sorduğunu, bir gün sonra ise valiliğin kendilerine alanı terk etmelerini söylediğini belirterek bunun depremde görülen koordinasyonsuzluğun devam ettiğinin işareti olduğunu ifade etti.
Yüzgülen, “Biz bugüne kadar kimseyi görmedik. Bugün vali yardımcısı bizi parkımızdan almak için geldi. Bu koordinasyon yetersizliği mi yoksa keyfi bir uygulama mı bilemiyoruz. Ama çelişkili bir durum olduğu muhakkak. Yalnız şu var. Biz buradayız. Mahallemizi terk etmeyi hiç düşünmüyoruz. Bu alanda yaşayacağız” dedi.