Başkent Washington’daki National Institutes of Health - Ulusal Sağlık Enstitüleri, tıp alanındaki pek çok araştırmada dünyaya öncülük ediyor. Kısaca NIH olarak bilinen kuruma bağlı National Eye Institute yani Ulusal Göz Enstitüsü’nde, Amerikalı bir Türk başarılı çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Hacettepe Üniversitesi’ni bitirdikten sonra, yüksek öğrenimini Amerika’da tamamlayan Doktor Nida Şen, Ulusal Göz Enstitüsü’nün Üveit ve Oküler İmmünoloji Programı’nın direktörü olarak görev yapıyor. Doktor Şen, göz hastalıkları alanında ayrı bir araştırma ve klinik uzmanlık dalı olarak kabul edilen üveit hastalığı ve tedavisi konusunda merak edilenleri Amerika’nın Sesi’yle paylaştı.
Doktor Nida Şen, göz içindeki üvea dokusunun enflamasyonu yani iltihaplanması olarak tanımlanan üveitin genel olarak otoimmün bir hastalık olarak kabul edildiğini ancak enfeksiyonların da üveite sebep olabildiğini söylüyor. Üveitin genellikle 20 ila 40 yaş grubundaki gençleri etkilediğini vurgulayan Şen, dolayısıyla bu hastalığın topluma sosyal ve ekonomik yükünün, yaşlılıkla gelen diğer göz hastalıklarına oranla çok daha ağır olduğunu belirtiyor.
Üveitin multifaktöriyel bir hastalık olduğuna dikkat çeken Şen, anneden çocuğa geçen tipik anlamda bir genetik hastalık olmadığını, ancak tıpkı diğer otoimmün hastalıklar gibi bir ailede birden fazla bireyi etkileyebildiğini söylüyor. Şen, Türkiye’de yaygın olarak görülen Behçet hastalığı gibi otoimmün hastalığı olanların üveit riski altında olduğunu ve Behçet tanısı koyulan hastaların göz taramasına gönderildiğini vurguluyor.
Doktor Şen üveitin tedavisi konusunda ise “Bütün araştırmalara rağmen maalesef kronik üveit tiplerinin tamamen tedavisi hala mümkün değil. Ama on yıl öncesine göre şu anda çok daha iyi bir durumdayız ve araştırmalar hala devam ediyor. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda kronik üveitin tamamen tedavisi ile ilgili güzel sonuçlar alacağız” yorumunu yapıyor.
Üveitin tedavisindeki en önemli unsurun erken tanı ve tedavi olduğunu hatırlatan Şen, üveitin bazen yaşla birlikte azalabildiğini, ancak hastaların hayat boyu doktor gözetiminden çıkmamaları gerektiğini belirtiyor. Şen üveit hastalarına, önerilen tedaviye bağlı kalmalarını, sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini ve sigaradan uzak durmalarını tavsiye ediyor.
Söyleşinin sonunda, üveitin tedavisi konusunda Türkiye ile Amerika’da yapılan çalışmaları da karşılaştıran Doktor Şen “Türkiye'de üveit konusunda çok sayıda uzman var. Türkiye'den bana hastalar email attıklarında ben kendilerini büyük şehirlerdeki uzman arkadaşlarıma yönlendiriyorum. Türkiye'de üveitin tanısı ve tedavisi çok iyi durumda. Onun için insanların Amerika'ya gelmesine gerek yok” yorumunu yapıyor.