Alzheimer hastalığında dönüm noktası olabilecek beta amiloid adlı toksik proteinin beyinden uzaklaştırılmasını içeren tedavinin beyazlar üstünde siyah Amerikalılar'dan daha etkili olabileceği ortaya çıktı. Önde gelen uzmanlar siyahlarda Alzheimer'ın ilerlemesinde bu proteinden başka faktörlerin etkili olabileceğini söylüyor.
Eisai ve Biogen firmalarının Leqembi adlı ilacı ve Eli Lilly firmasının henüz deney aşamasındaki donanemab ilacı Alzheimer'ın tedavisi için umut vaat eden ilk ilaçlar oldu. ABD'de 6,5 milyon Alzheimer hastası var.
Eisai ve Lilly firmalarından 10 araştırmacıyla yapılan mülakatlara göre yaşlı siyah Amerikalılar'da demans oranı beyazların iki katı fazla olsa da bu ilaçların klinik deneylerinin büyük oranda dışında kaldılar.
Deneye katılmaya aday, hastalığın erken semptomlarını yaşayan siyah gönüllerin beyinlerinde deneylere katılmalarına yetecek oranda amiloide rastlanmadı.
Demans oranı beyazlardan bir buçuk kat fazla olan Latinler'in deneylerin dışında kalma oranı da yine beyindeki amiloid oranı düşük olduğu için fazlaydı, ancak araştırmacılara göre deney dışında kalan Latinler'in sayısı siyahlar kadar yüksek değildi.
Yaşlı siyah Amerikalılar'ın yaklaşık yüzde 20'si Alzheimer ya da başka tür bir demans yaşıyor. Bu rakam beyazların iki katı ve Latinler'den yüzde 14 fazla.
Siyahların demans nedeni Alzheimer'dan farklı mı?
Bazı araştırmacılar siyah hastaların Alzheimer dışındaki sebeplerden mi demansa yakalandıklarını merak ediyor. Bir soru da kronik hastalık oranının yüksek olduğu farklı topluluklarda hastalığın kendini farklı şekilde mi gösteriyor olduğu.
Beta amiloid oranındaki bu eşitsizlik, bazı sağlık ölçütlerinin karışık topluluklarda beyazlardakiyle aynı şekilde çalışmayacağını gösteriyor.
Leqembi bu ay ABD Gıda ve İlaç Dairesi'nden (FDA) onay alarak piyasaya çıkmıştı.
FDA sözcüsü kurumun bazı siyah Amerikalılar'ın yetersiz amiloid düzeyi nedeniyle yeni tedavilerin kapsamına girmediklerinin farkında olduklarını belirtti.
FDA, şirketlerin çeşitlilik içeren toplulukları mevcut deneylerine katmak için teşvik ettiğini kaydetti. Nisan 2022'de FDA şirketlere deneylere kayıt yaparken bir çeşitlilik planı takip etmelerini tavsiye etmişti.
Eisai şirketi de neden bu kadar çok siyahın amiloid eksikliği nedeniyle Leqembi'nin klinik deneylerinin dışında kaldığını anlamaya çalıştıklarını söyledi. Şirket Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada siyah gönüllülerin yüzde 49'unun deneyin amiloid eşiğinin altında kaldığını bildirdi.
Bu nedenle deneyin ABD ayağında kayıtlı 947 kişinin yalnızca 43'ü siyahlardan oluştu. Siyahların oranı deneye katılan tüm katılımcılar arasında ise yalnızca yüzde 4,5'ta kaldı. Bu da ABD toplumunun yüzde 13,7'sini oluşturan siyahların deneylerde yeterli şekilde temsil edilmediğini gösteriyor.
Latinler Eisai'nin deneyinin ABD ayağındaki katılımcıların yüzde 22,5'ini oluşturdu. Bu da ABD toplumuna kıyasla fazla temsil edildiklerini gösteriyor.
Eisai'nin Amerika'daki yöneticilerinden Ivan Cheung, Reuters'a verdiği röportajda Leqenbi deneyine yalnızca amiloid pozitif olan kişilerin alındığını, bunun ırkla ya da etnisiteyle ilgili olmadığını söyledi. Cheung, ilacın belli etnik grup ya da ırkları tedavi etmek için geliştirilmediğini kaydetti.
Merkezi Tokyo'daki Eisai ABD hükümetinin araştırma kurumu Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) ile birlikte çalışarak Leqembi'nin amiloid düzeyi yüksek ancak bilişsel yetileri normal kişilerde Alzheimer'ın neden olduğu demansa karşı etkinliğini test ediyor.
Eisai'nin biostatistik başkanı Shobha Dhadda'ya göre şirket 1.400 kişilik deneyde en az yüzde 8 siyah katılımını hedefliyor. Şu ana kadar siyah adayların yüzde 95-98'i deneye katılmak için gerekli amiloid eşiğini geçemedi.
Siyahların ve Latinler'in Lilly'nin deney aşamasındaki ilacı donanemab'ın deneylerinin de dışında kalma oranı yüksekti. İlaç şu anda FDA tarafından onay için değerlendirme aşamasında.
Lilly şirketine göre ABD'de deneye katılanların yüzde 4'ü siyah ve yüzde 6'sı Latin’di. Şirketten yapılan açıklamada katılımı arttırmaya çalışmalarına rağmen rakamların düşük olduğunun farkında oldukları belirtildi.
Açıklamada bu grupların deneye katılmaya elverişli olmamalarının sebepleri arasında geliştirdikleri demansın Alzheimer'dan kaynaklanmıyor olabileceği şeklindeki hipotezin olduğu kaydedildi.
Klinik deneylerde çeşitlilik gözardı ediliyor
Klinik deneylerde genellikle çeşitliliğin gözardı edilmesine rastlanıyor. 2022'de yapılan bir çalışma ABD'deki deneylerde katılımcıların yüzde 80'inin beyaz, yüzde 10'unun siyah, yüzde 6'sının Latin, yüzde 1'inin ise Asyalı olduğunu gösterdi.
Alzheimer araştırmacıları, hastaları belirlemek için eskiden hafıza kaybı gibi dış belirtileri kullanırken artık daha çok bunama başlamadan çok önce ortaya çıkabilen amiloid de dahil olmak üzere vücuttaki Alzheimer ile ilişkili proteinleri tespit etmeye başladı.
Ancak bu proteinleri tespit etmeye yarayan testler siyah ve beyazlar arasında farklı performans gösterebiliyor.
Alzheimer'ın nedenlerindeki farklılıklara dair 2015 yılında yapılan küçük bir çalışmada hastalıktan ölen siyah ve beyazların beyinleri karşılaştırıldı.
Dr. Lisa Barnes'ın liderliğindeki çalışmada beyazların Alzheimer'la ilişkili proteinleri taşıma oranının siyahlara göre daha fazla olduğu görüldü. Bu proteinler Alzheimer'ın birinci sorumlusu olarak görülüyor. Alzheimer'dan ölen siyahlara bakıldığındaysa demanslarının damar hastalıkları gibi farklı sebeplerden olduğu görüldü.
Nature Review Neurology dergisinde 2021'de yayınlanan bir makalede Barnes, bilim adamlarının siyahlarda Alzheimer'ı daha iyi anlamaları gerektiğini, aksi halde yetersiz temsil edilen risk altındaki gruplar için etkili tedavilerin geliştirilemeyeceğini belirtti.
Forum