Uluslararası Frankfurt Otomobil Fuarı, kısa adıyla IAA kapılarını açtı. Bu yıl 68. kez düzenlenen fuarda, yeni modeller ve geleceğe yönelik prototipler otomobilseverlerle buluşuyor. 40 ülkeden 1000’den fazla katılımcının iştirak ettiği fuarı 1 milyona yakın kişinin ziyaret etmesi bekleniyor.
Bazı Amerikan, Japon ve İtalyan otomobil üreticilerinin katılmadığı fuar, Volkswagen, BMW ve Audi gibi Alman markaların gövde gösterisine dönüşmüş durumda.
Alman ve diğer üreticilerin son yıllardaki iklim tartışmalarına ve dizel kullanan araçlara yönelik kısıtlamalara tepki vererek, elektronik ve çevre dostu yakıt tüketen modeller geliştirdikleri dikkat çekiyor. Fuarda görücüye çıkan yeni model otomobillerin yarısından fazlasının elektrikli ve hibrit modeller olması bunun kanıtı.
Ancak sektörün bu açılımına rağmen çevre örgütlerinin eleştirileri fuara damga vuruyor. Nitekim başkent Berlin’de olan ve dört kişinin ölümüyle sonuçlanan bir trafik kazasını fırsat bilen aktivistler, fuar öncesinde yüksek motorlu ve spor amaçlı araçlar olarak bilinen SUV‘lerin şehirlerde yasaklanması yönünde bir kampanya başlattı.
Berlin’de geçen cuma akşamı bir SUV, direksiyon başında sağlık sorunları yaşayan sürücüsünün kontrolünden çıkmış ve yayaların arasına dalıp 1’i çocuk 4 kişinin ölümüne neden olmuştu. Bunun üzerine, çevre örgütleri ve Yeşiller partisi, yüksek beygir gücüne sahip SUV‘lerin şehir merkezinde trafiğe çıkmasının yasaklanması ve daha fazla vergi alınması için yasal düzenleme istedi. Otomobil pazarındaki daralmaya rağmen Almanya‘da SUV modellere ilgi her geçen gün artıyor, satılan her 100 otomobilin 23’ü SUV‘den oluşuyor.
IAA’ya katılan sektör temsilcilerinin sıkıntıları sadece SUV tartışmalarıyla sınırlı değil. Fuar kapsamında açıklanan sayılara göre, içinde bulunduğumuz yılda yeni otomobillerin dünya çapında satışlarında en az yüzde 5 düşüş olacak. Uzmanlar, bu denli büyük çaplı bir düşüşün 2008 yılındaki küresel mali kriz sırasında bile yaşanmadığına dikkat çekiyor.
Otomobil piyasalarındaki daralmanın özelikle Almanya ve Çin'i etkileyeceği tahmin ediliyor. Alman sanayi sektörünün en önemli branşı sayılan otomotiv endüstrisinde satışlarda 2018 yılında yüzde 2,3 oranında azalma olmuştu. ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret sorunu ve Brexit’e yönelik belirsizliklerin Alman ihracatına olumsuz yansımasının otomobil sektörünü daha da derinden etkileyebileceği tahmin ediliyor. Alman şirketlerin olası bir krize tepki olarak, personeli azaltma, üretim merkezlerini başka yerlere taşıma ve hatta fabrikaları tamamen kapatma gibi konuları gündeme getirmesi bu durumun kanıtı olarak gösteriliyor.
Üreticiler çevre dostu elektrikli, hidrojen yakıtlı araçların satışları artıracağını umut ederken, analistler ise önümüzdeki yıllarda durumun hemen değişmeyeceğini, örneğin elektrikli arabalara geçişin yıllar alacağını savunuyor.
