Erişilebilirlik

'Türkiye’de İnternet Baskı Altında'


Alternatif Bilişim Derneği 2013 yılının İnternet karnesini çıkardı. Gezi Direnişi ve etkisinin de tartışıldığı raporda sosyal medya geniş bir yer aldı. 7 başlık altında toparlanan raporda, ekonomik ve siyasi iktidarın İnternet ve yurttaşlar üzerinde tahakküm kurma girişimleri olan dijital gözetim, profilleme, veri eşleştirme, veri madenciliği olguları, ardından kişisel verilerin korunmasına dikkat çekildi.

Raporda TÜİK 2013 verilerine göre, internet erişimi olan bireylerin yüzde 73,2'si İnternet’i, sosyal gruplara katılmak amacıyla kullandığı belirtiliyor. Araştırmada kentlerde bu oranın yüzde 72,1 iken, kırsalda bu oranın yüzde 78,3 olması dikkati çekiyor. Aynı araştırmada bir önceki yıla göre internet’i haber okuma, haber alma amaçlı kullananların sayısı giderek artıyor. 2012 yılında oran yüzde 72,5 iken 2013 yılında bu oran yüzde 75,6'ya çıktı. Türkiye sosyal medya ortamlarının kullanımı bakımından dünyada en üst sıralarda yer alıyor.

Financial Times tarafından derlenen ve Webrazzi tarafından yayınlanan Twitter kullanım rakamlarına göre Türkiye, Twitter'ın İnternet kullanıcıları arasında en yaygın olduğu ülke. Türkiye'nin İnternet nüfusunun yüzde 31.10'u Twitter kullanıyor. İnternet nüfusunun 36,455,000 olduğu Türkiye'de Twitter kullanıcı sayısı 11,337,505. Bu rakamlar Gezi sürecinde yaşanan sosyal medya savaşları ertesinde Twitter tarafından sahte, ya da 'yumurta' olarak tabir edilen hesapların silinmesinin ardından elde edilen veriler. TTNet tarafından yapılan araştırmaya göre de geçen yıl Şubat ayında Türkiye'de Facebook kullanıcı sayısı 32 milyonu aştı. Google+ kullanıcısı 1 milyon, Twitter kullanıcısı 6 milyon ve Linkedin kullanıcısı 1 milyon civarında.
New York Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, Gezi Parkı olaylarının alevlendiği 31 Mayıs Cuma günü saat 16.00 ile 00.00 arasında gösterilerle ilgili 2 milyon tweet atıldı. New York Üniversitesi Sosyal Medya ve Siyasi Katılım Laboratuvarı, eylemin yoğunlaştığı günlerde Türkiye’nin Twitter haritasını çıkardı. Buna göre, Türkiye’den sosyal medya kullanımı, benzer olaylarda diğer ülke yurttaşlarının sosyal medya faaliyetlerine kıyasla da yüksek. Türkiye’den gösterilerle ilgili Twitter kullanımının “olağanüstü” ve “benzersiz” olduğu belirtilen raporda, atılan tweet’lerin yüzde 90′ının Türkiye kaynaklı olduğu belirtildi.

Alternatif Bilişim Derneği’ne göre, Türkiye’de yeni medya ortamları, kentte yaşayanlar tarafından yaygın ve yoğun olarak kullanılıyor. Kentli nüfusun, özellikle de genç nüfusun sosyal medya ortamlarını yaygın kullanması hem ortamda kullanım pratikleri temelli bir takım sorunlara yol açtığı gibi, siyasi iktidarın tüm dünyada olduğu gibi bu ortamları da yönetme arzusunu kamçılıyor.

NEFRET SÖYLEMİ AYRI BAŞLIK ALTINDA İNCELENDİ

Alternatif Bilişim Derneği bu yıl yayınladığı raporunda sosyal medyada nefret söylemine de dikkat çekti. Raporda 2013'de farklı nefret söylemi türlerinde İnternet ortamında ne şekilde yansıdı örneklendi, çözüm önerileri sunuldu.

AĞ TARAFSIZLIĞI

Raporda İnternet servis sağlayıcılarının ve devletlerin İnternet politikalarının, tüm İnternet tabanlı verilere eşit şekilde davranması, buna bağlı verilere kısıtlama getirmemesi gerektiğine dikkat çekildi, Türkiye'de bunun ciddi bir ifade özgürlüğü sorunu olarak da yaşandığı vurgulandı. Engellemelere dikkat çekilen başlık altında yasal düzenlemelerin yanısıra beklentiler şöyle dile getirildi: "Dernek olarak, önceliğimiz, kullanıcı haklarının korunmasıdır ve bu yüzden ağ tarafsızlığını savunuyoruz. Önerimiz ise; kullanıcı haklarının savunulduğu, ağ tarafsızlığının ve en geniş haliyle ifade özgürlüğünün korunduğu yasal düzenlemelerin en kısa zamanda gerçekleştirilmesidir."

5651 SAYILI YASAYA ELEŞTİRİLER

Engelliweb rakamlarına göre Türkiye'de Ekim sonu itibariyle 33 bini aşkın internet sitesinin engelli olduğu belirtilen raporda, "2007 yılından beri son derece yanlış ve eksik bir düzenleme olarak sivil toplumun tepkisini çeken 5651 sayılı kanun ve bağlı idari ve yasal düzenlemeler, yeni yapılan eklemelerle giderek ağırlaşmakta ve daha büyük problemler yaratmaya aday hale gelmektedir. Torba yasalarla yapılan özensiz değişikler sonucunda şans oyunları kapsamında özel kişilere site kapatma yetkisinin önü açılmıştır" denildi. 5651 hakkında verilen AİHM kararının da hatırlatıldığı raporda, sansüre dikkat çekilerek, "Erişim engelleme, suçla mücadele etmenin etkin bir yolu değildir. Basın ve terörle mücadele kanunları gibi ifade özgürlüğünü tehdit ettiği çok sayıda örnekle teyit edilmiş kanunlar aracılığı ile İnternet siteleri kapatılmamalıdır. Bunlar açıkça politik sansür anlamına gelmektedir. Ayrıca mahkemeler tarafından verilen koruma tedbiri kararları süresiz olduğu için cezaya ve nihayetinde kalıcı sansüre dönüşmektedir" şeklinde görüş belirtildi.

DİJİTAL GÖZETİM VE GÖZETİM DEVLETİ

Raporda geniş yer verilen başlıklardan biri de dijital gözetim konusu oldu. Dünyadaki izleme, dinleme skandallarına dikkat çekilen raporda, Türkiye'de TTNET-PHORM işbirliği hatırlatıldı. "Türkiye’de toptan gözetim paradigmasının yükselişi ciddi bir kamuoyu tepkisi toplamaktadır" denilen raporda, "Başta KCK ve Ergenekon davaları olmak üzere, bu gözetim çorbasına kepçe sallayıp delil üretmek gündelik hukuki skandallar haline geldi. Mahremiyet ve kişisel veri koruması bakımından ise hukuki düzeyimiz “Vahşi Batı” seviyesinde" denirken izleme, gözetlemeye karşı çıkmanın bir demokrasi mücadelesi olduğu belirtildi.

YASA 10 YILDIR MECLİSTE BEKLETİLİYOR

Dijital Ortamlarda Kişisel Verilerin Korunması Hakkı da raporda ayrı bir başlık olarak yer aldı. Kişisel Verileri Koruma Yasası'nın 10 yıldır TBMM’de beklediğine dikkat çekilen raporda, "Şeffaf olması gereken, devletler, iktidar odakları, kurumsal yapılardır, bireyler değil. Aksi takdirde demokrasiden söz edilemez. Özel alanımızı kendimizin belirleyebileceği, farklılıkları ve çeşitlilikleriyle zenginleşen bir açık kamusal alanda yaşamak için her türlü sivil inisiyatifle birlikte uzun bir mücadele bizleri beklemektedir" denildi.

NEFRET SÖYLEMİNE KARŞI ÖNERİLER

Raporda nefret söylemine de geniş yer ayrıldı. Örnek ve analizlerle sosyal medyadaki nefret söylemine dikkat çekildi. Dernek bu kapsamda şu önerilerde bulundu:

*Türkiye’de genellikle hedef alınan gruplara yönelik anahtar sözcüklerin belirlenmesi ve buna göre İnternet ortamlarının izlenmesi ve bu konuda bilimsel araştırmalar yapılması

*Nefret söylemi içeren içeriğin yayınlandığı siteye/şirkete/servis sağlayıcıya vb. şikayet bildirilmesi ancak bu şikayetlerin ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesi

*Yeni medya okuryazarlığı konusunda eğitimler verilmesi ve toplumsal farkındalığı arttırıcı kampanyalar yürütülmesi

*Nefret söylemi/suçu mağdurları ile dayanışma yapılması ve destek olunması

*Uluslararası işbirliği yapılması

*Akademik çevrelerin, STK’ların ve mağdurların taleplerinin dikkate alındığı yasal düzenlemelerin yapılması.

SOSYAL MEDYAYA HÜKÜMET BASKISI

Sosyal medyada hükümetin baskısı da ayrı bir başlık altında incelendi.

Alternatif Bilişim Derneği Yeni Medya Okuryazarlığı konusunun altını bir kez daha çizdi, bu konuda nasıl bir eğitim gerektiği sorusunun da yanıtı arandı.

Raporun tamamına aşağıdaki adresten erişmek mümkün: www.alternatifbilisim.org

http://www.alternatifbilisim.org/wiki/T%C3%BCrkiye'de_%C4%B0nternet'in_2013_Durumu
XS
SM
MD
LG