Rusya’nın Türk hava sahasını ikinci kez ihlal ettiği gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Moskova’ya Brüksel’den seslendi ve “Türkiye’ye yapılan saldırı NATO’ya saldırıdır,” dedi.
Erdoğan ve Avrupalı liderler, Suriye’deki iç savaşa Rusya’nın dahil olduğu bir çözümü kabul etmiyor. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat’ın müttefiki olan Rusya, muhalefet güçlerini bombalıyor.
İç savaş dört milyon Suriyeli’nin ülkelerini terk etmesine yol açtı. Türkiye iki milyon mülteciye ev sahipliği yaparken, yüzbinlerce sığınmacı da zorlu Avrupa kapılarına dayandı.
Erdoğan Suriye’de güvenli bölge konusunda ısrarını basın toplantısında "Bunun bir tanesi eğit-donattır, ikincisi terörden arındırılmış bölge ilanıdır. Üçüncüsü de uçuşa yasak bölge ilanıdır" diyerek yineledi.
Regents Üniversitesi'nden İbrahim Sirkeci, Türkiye'nin asıl beklentisinin Suriye'nin kuzeyinde, Kürt hareketinin de kontrolunu sağlayabilecek uçuşa yasak bölge oluşturulması olduğunu söyledi.
Avrupalı liderler, mülteci kriziyle başa çıkmaya ve sınırlarını güvence altına almaya çalışan Türkiye’ye 1 milyar Euro önerdi. Türkiye ise kendi vatandaşları için AB ülkelerinde vizesiz dolaşım hakkı istiyor.
Ancak Sirkeci, “Suriyeli mültecileri ülkede tutma karşılığı, Avrupa’ya serbestçe giriş yapmak istemek, çok sayıda kişi tarafından vicdanen doğru bulunmuyor,” diyerek duruma eleştirisini dile getirdi.
Sirkeci ayrıca, “Ekonomik fırsatlar, eğitim fırsatları, azınlık ve insan hakları, kadınların toplum içindeki statüsü gibi farklılıklar göçmenlerin Avrupa’ya gidip gitmeme kararını etkiliyor,” diyerek de Avrupa'nın para yardımının mülteci ve göçmenleri durdurmaya yeterli olamayacağını söyledi.
Erdoğan, Avrupalı liderlere tam üyelik hedefinin hala stratejik bir tercih olduğunu söyledi. Ancak uzmanlar bunun hala yakın bir olasılık olmadığını söylüyor.
Londra Ekonomi Üniversitesi'nden James Ker-Lindsay, “İnsan hakları ve medya özgürlüğü alanlarında o denli gerileme yaşandı ki, kimse şu anda Türkiye’nin tam üyeliğine destek veremiyor,” diyerek Avrupa'nın sakıncalarını dile getirdi.
Uzmanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Brüksel’deki açıklamalarını 1 Kasım’da seçimlere gidecek Türkiye’de iç kamuoyuna dönük mesajlar olarak değerlendiriyor.
