Türkiye’de para piyasaları son bir haftadır çalkantılı bir grafik izliyor. Geçen hafta Çarşamba günü 5,42 olan Dolar/TL kuru, iki gün sonra yani 22 Mart’ta 5,75’i görerek haftayı kapattı. Pazartesi gece yarısı 5,85’leri gördükten sonra dün 5,32’ye gerileyen dolar bugün yani 27 Mart’ta 5,42-5,44 bandında gidip geldi.
Dün akşam seansında 97,379 puandan kapanan Borsa İstanbul BIST 100 Endeksi ise 97,998 puanı gördükten sonra günü 91,855 puandan kapattı.
Borsa İstanbul’daki günlük kayıp %5,67 oldu. VOA Türkçe bu çalkantının nedenlerini ekonomi uzmanlarına sordu.
Dr. Akman: “Yurtdışında gecelik TL faizi %1200’lere çıktı”
Para Analiz internet sitesinin genel yayın yönetmeni Dr. Cüneyt Akman, seçim ekonomisi uygulayan hükümetin bir süredir ekonomi yönetiminde sorunlar ürettiğini savundu.
VOA Türkçe’ye konuşan Akman, “Cuma gününden bugüne kadar para piyasaları kötü gidiyor ama bu işin evveliyatı var. Hükümet, bütçeyi seçim ekonomisi uygulayarak bozdu. Kamu bankaların kredileri aldı başını gitti. Söylemde ‘sıkı para politikası uyguluyorum’ diyor ama realitede ilgisi yok. Faizleri düşürmek için bankalara mevduat faizlerini düşür, kredi vermeye devam et diye tazyik yaptı. Hatta tehdide rağmen özel bankalar istendiği kadar kredi veremedi. Bu sefer kamu bankalarından inanılmaz kredi vermeye başladılar. Türk Lirası değer kaybedince yaklaşık 10-15 gün önce piyasalar kapanınca, kamu bankaları nöbetçi dealer’la -Dolar satıyor TL alıyor- suni olarak TL’yi değerli tutmaya çalıştılar. Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası bilançosunu açıkladığında döviz rezervinin beklendiği gibi 2-3 milyar değil 6 milyar düştüğü görüldü. Yapılan açıklamalar da kafaları daha da bulanıklaştırdı. Hedge fonlar, yaralı balinaya saldıran köpekbalıkları gibi saldırır ve swap yüzünden yurt dışında Türk Lirası gecelik faizleri %20’lerden %1200’lere çıktı” dedi.
TBB: “Türk bankaları yurt dışındaki yabancı bankalara TL vermediği için takas faizinin yükseldiği yorumları doğru değil”
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, Türk bankalarının yabancı bankalara TL cinsinden likidite sağlamadığı haberlerinin gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Aydın, “Türkiye’deki bankalar TL likidite aramaktadır, likiditenin kaynağı değildir. Türk bankalarının yurt dışındaki yabancı bankalara TL likidite vermemesi nedeniyle takas faizinin yükseldiği yorumları doğru değildir. Swap işlemlerinde faiz oranının yükselme nedeni yurt dışı yatırımcıların dolar almak için TL bulamamasıdır” diye konuştu.
Dr. Akman: "Hükümetin tek hedefi seçime kadar Dolar’ı durdurmak”
Seçim sonrasına ilişkin piyasada “IMF’siz IMF programı uygulanacak” beklentisi olduğunu belirten Cüneyt Akman’a göre hükümetin öncelikli hedefi, 31 Mart seçimleri öncesinde Dolar/TL kurunun bu seviyelerden yükselmesini ne pahasına olursa olsun engellemek.
“Hükümetin şimdi tek hedefi var, pazara kadar doları durdurmak. Çünkü Türkiye’nin gerçeğidir TL değer kaybederse dolar yükselirse iş başında olan hükümet oy kaybeder. Neye mal olursa olsun hükümet doları seçime kadar dizginlemeye çalışacak. Sonrasında piyasanın beklentisi IMF’siz IMF programının uygulanması. Bu olursa sıkı para uygulanırsa normalleşme başlayacaktır. Ama şu da bir gerçek S-400, Patriot krizi, Rusya’yla atılan ortak devriye, ezcümle dış politikadaki belirsizlikler de riskleri arttırıyor” diyen Aydın’a göre Türkiye para bulmak zorunda.
Prof. Güneş: “CDS primlerinin bu seviyelerde kalması büyük risk taşıyor”
Ekonomideki olumsuzluğun en net görüldüğü yerlerden biri de Türkiye’nin CDS (kredi iflas takası) primi. Marmara Üniversitesi öğretim üyesi Türkiye’nin CDS priminin son 15 günde yaklaşık %20 arttığını söyleyerek bu primin bu seviyelerde kalmasının Türkiye için büyük bir problem olduğunun altını çizdi.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Prof. Güneş, “Türkiye, yurtdışında borçla ayakta kalan bir ekonomi. Siz yurtdışından borç alırken bir faiz ödüyorsunuz. Bu ABD’den alındığında %5,5 civarında. Ancak bir de ülkenin risk primi ekleniyor bunun üstüne. Neden? Çünkü borcu veren riskini sigorta altına almak istiyor. CDS denen bu risk primi 420 puan (%4,2) yükseldi. Şimdi %9,7 ile dolar cinsinden borç alıyorsunuz ki bu uzun süre taşınabilir değil. Büyük risk içeriyor. Buralarda kalırsa bu prim,ülke moratoryuma gidecek. Halbuki geçen hafta sonu bütün gelişmekte olan ülke paraları değer kaybetti. Peki biz neden negatif ayrıştık? Bu siyasi nedenlerle de olabilir teknik nedenlerle olabilir. İçeride dövize talep yok, yurtdışında TL’yi satıp döviz alıyorlar” dedi.
Prof. Güneş, seçimlerde iktidar partisinin büyük illerde kaybetmesi halinde ekonomiye güveni sanıldığı gibi zedelemeyeceği iddiasında da bulundu.
Güneş, “Seçimlerde AK Parti’nin büyük kentlerde kaybı olursa, bu durum orta ve uzun vadede yani 3 ila 5 ayda ekonomi için kötü olmayacak. Batı, her şeye rağmen Türkiye’de demokratik denge var diye düşünecektir. Zaten yabancı kalmadı. Durgunluğun olduğu bir yerde büyük bir ithalat talebi olmaz. Döviz kuru çok fazla gitmez” ifadelerini kullandı.
CDS primi nedir?
CDS türev borsaları için geliştirilen bir ürün. Bu kağıtlar, bir anlamda kredi sigortası niteliği taşıyor. CDS alıcıları, kredi borçları olanlar bunları geri ödeyemediklerinde, zararlarını aldıkları CDS ölçüsünde telafi edebiliyor. Yani borçların ödenmeme riskine karşı bir sigorta. CDS primleri de bir nevi sigorta primi. CDS işlemi yapan kuruluşa bu prim ödenerek, borçların karşılanmaması riski bu kuruluşa devrediliyor. CDS primleri, ülkelerin risk durumlarını ortaya koyuyor.