Sabancı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Ersin Kalaycıoğlu, Erdoğan ve Davutoğlu dönemini Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi. Kalaycıoğlu, Türkiye’nin hukukun dışında, karanlık bir alanda yol aldığını savundu.
Profesör Kalaycıoğlu da seçim sonrası yaşanan sürecin anayasaya aykırı olduğunu savunan uzmanlardan. Bu durumu, “Çok ciddi bir problemimiz var. Anayasa’yı tamamen bir kenara koymuş durumdayız” diye özetleyen Kalaycıoğlu, “Hukukun dışında bir gri veya kara bir alanda yol alıyoruz” diyor.
‘Keyfi, ceberut bir dönem’
Recep Tayyip Erdoğan’ın seçilmesinin ardından Yüksek Seçim Kurulu tarafından resmen cumhurbaşkanlığının ilan edilmesi sonrasında da başbakanlık görevine devam etmesi, en tartışılan konulardan biri oldu. Profesör Ersin Kalaycıoğlu da bu dönemi şu sözlerle eleştiriyor: “Anayasayı bir kenara bıraktık, keyfi ceberut zorba bir rejimle Türkiye devam ediyor yoluna. Yerleşik bir demokrasinin hukuk sistemi içinden geçerek oturan bir seçim süreci ve bunun getirdiği bir sonuçla karşı karşıya değiliz.”
‘Davutoğlu’nun dış politikası bir hezimet’
Yaptıkları araştırmalar sonucu, seçmen gözünde Davutoğlu’nun dış politikadan kaynaklanan bir artısı olduğuna dair herhangi bir veriye ulaşmadıklarını vurgulayan Kalaycıoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yeni liderinin dışişleri bakanlığı dönemini eleştirdi: “Davutoğlu’nun dış politikası tam bir hezimet. Başarı olarak sunabileceğiniz hiç bir şey yok dış politikasında. Şu anda Türkiye, Mısır’da İsrail’de ve Suriye’de büyükelçisi bulunmayan bir ülkedir. Hatta Suriye ile İsrail arasında Türkiye’den bizzat Davutoğlu dışişleri bakanı danışmanı olarak çalıştığı görüşmeler sürdürülmekteydi ve Türkiye buna aracılık ediyordu. Şu anda ne Suriye’yle ne İsrail’le konuşabilecek durumdayız. Bunu bir başarı olarak kabul ediyorsanız, benim diyebilecek hiç bir şeyim yok. Sıfır problemli komşuluk ilişkileri diye bir politika önerdi maalesef ilişkilerin sıfırlandığı bir noktaya geldik.”
‘Türkiye demokrasiden uzaklaşıyor’
Kalaycıoğlu, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı, Davutoğlu’nun başbakanlığı döneminde dış ilişkilerin seyrinin bazı şartlara bağlı olduğunu söylüyor: “Türkiye ile ABD ilişkilerinin başka şekilde gelişmesi için Türkiye’nin demokrasi karnesinin düzeliyor olması lazım. Demokrasiden uzaklaşıyor maalesef Türkiye. Hukukun üstünlüğü ve hukuk devleti uygulamalarıyla taban tabana zıt uygulamalar içine girdi. Cumhurbaşkanı seçilmiş Erdoğan hakkında çok ciddi şaibeler var. İhale yasasını ihlal ettiğine dair kendi ifadeleri var. Bu kadar suç işlemiş birinin cumhurbaşkanlığı yapması tabii ki çok sorunlu olacaktır hem Türkiye açısından hem de komşularla ilişkiler açısından.”
‘Yolsuzluk, artacak ve yaygınlaşacak’
Erdoğan sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi oylarında bir miktar değişim beklenilmesi gerektiğini savunan Kalaycıoğlu şöyle devam ediyor: “İktisadi durum da o kadar iyi değil, bundan dolayı da bir miktar oy kaybının olması şaşırtıcı olmayacaktır. Türkiye’nin uyguladığı kapitalizm, ‘ahbap çavuş kayırma’ kapitalizmi. Bunun yolsuzlukla birlikte yürüdüğünü gayet açık bir biçimde gördük. Yolsuzlukların üzerine ciddi ölçülerde gidilemediği sürece Türkiye yurt dışından sermaye çekmeye devam edebilecek bir durumda değil. Yolsuzluğun artacağını ve yaygınlaşacağını varsayıyorum. Türkçe’de çok güzel bir tabir var. Balık baştan kokar diye. Devleti yönetmekte olanların yolsuzlukla ilgili vurdumduymazlıkları, toplumun genelinde bir çürümüşlüğe neden olacaktır. Türkiye çok daha fazla yolsuzluk problemlerinin olduğu hukuk düzeninin tamamen zedelendiği, son derece zorba ve keyfi bir yönetime bir kayıldığı bir dönem bizi bekliyor. Bu dönemden Türkiye için ne Avrupa Birliği, ne de NATO müttefikleriyle ilişkilerin daha iyi bir konuma taşınması gibi bir beklenti çıkamaz. Üzüntü ve kaygıyla bakmaktayım ben önümüzdeki döneme.”
