Türkiye-Ermenistan arasındaki ilişkileri normalleştirme amacıyla başlatılan diplomatik süreçte iki tarafın temsilcileri bugün ilk kez biraraya geldi.
Türkiye’nin Ermenistan Özel Temsilcisi Büyükelçi Serdar Kılıç ve Ermenistan’ın Türkiye Özel Temsilcisi Meclis Başkan Yardımcısı Ruben Rubinyan 14 Ocak Cuma günü Rusya’nın başkenti Moskova’da görüştü.
İki ülke tarafından Cuma günü yapılan açıklamada, on yılı aşkın bir aradan sonra yapılan ilk tur müzakerelerin "olumlu ve yapıcı" olduğu belirtilerek, husumetle geçen yılların ardından ilişkilerin yeniden kurulabileceği ve sınırların yeniden açılabileceği umudunun arttığı dile getirildi.
Türkiye'nin doğu komşusu Ermenistan ile 1990'lardan bu yana hiçbir diplomatik veya ticari bağı bulunmuyor.
Moskova'daki müzakereler, 2009 barış anlaşmasından bu yana ilişkileri yeniden kurmaya yönelik ilk girişimdi. Bu anlaşma hiçbir zaman onaylanmadı ve ilişkilerde gerginlik sürdü.
İki ülke dışişleri bakanlıkları Cuma günü yaptıkları açıklamalarda, görüşmelerin "olumlu ve yapıcı" bir atmosferde yapıldığını ve her iki tarafın da ön koşul olmaksızın tam bir normalleşmeye kararlı olduklarını vurguladı. Bakanlar, özel elçilerin "normalleşme süreciyle ilgili ön görüş alışverişinde bulunduklarını" söylediler. Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, “Taraflar, müzakereleri tam normalleşme hedefiyle ön şart olmaksızın sürdürme hususunda mutabık kalmışlardır” denildi.
İki komşu ülke, başta Ermenistan'ın 1915'te 1 miyon 500 bin Ermeni’nin öldürüldüğü iddiası olmak üzerebirkaç konuda anlaşmazlık içinde.
Ermenistan’ın 1915 olaylarının soykırım olduğu iddiası ABD ve diğer bazı ülkeler tarafından da destekleniyor.
Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşayan birçok Ermeni'nin Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı kuvvetleriyle çıkan çatışmalarda öldürüldüğünü kabul ediyor, ancak rakamlara itiraz ediyor ve ölümlerin sistematik veya soykırım niteliği taşıdığını reddediyor.
Dağlık Karabağ bölgesiyle ilgili gerilim de 2020 savaşı sırasında yeniden alevlendi. Türkiye, etnik Ermeni güçlerini Azerbaycan'a ait toprakları işgal etmekle suçladı. Bölgede daha fazla etki sahibi olmak isteyen Türkiye, yakınlaşma çağrısında bulundu.
Dışişleri bakanlıkları, ayrı fakat benzer ifadelerle yaptıkları açıklamalarda, bir sonraki müzakere turunun tarihi ve yerinin daha sonra kesinleşeceğini bildirdi.
Türk diplomatik kaynakları, heyetler arasındaki görüşmenin yaklaşık 1,5 saat sürdüğünü söyledi.
Rusya'nın TASS haber ajansının aktardığına göre, Ermenistan Dışişleri Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada, görüşmelerin diplomatik ilişkilerin kurulmasına ve 1993'ten beri kapalı olan sınırların açılmasına olanak tanımasını beklediğini söyledi.
Carnegie-Avrupa'nın kıdemli uzmanı Thomas de Waal, Kasım ayında Türkiyesınırlarının açılmasının ve demiryollarının yenilenmesinin Ermenistan için ekonomik faydalar sağlayacağını, çünkü bu rotanın Türkiye, Rusya, Ermenistan, İran ve Azerbaycan'la ticarettekullanılabileceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen yıl iki ülkenin yakınlaşması kapsamında, İstanbul ile Ermenistan'ın başkenti Erivan arasında charter seferlerine başlanacağını, ancak Türkiye'nin tüm adımları Azerbaycan ile koordine edeceğini söyledi.
Uçuşların Şubat ayı başlarında başlaması planlanıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Perşembe günü yaptığı açıklamada, Ermenistan'ın normalleşme çabalarının sonuç vermesi için Azerbaycan ile iyi ilişkiler kurması gerektiğini söyledi.
Normalleşme sürecinini kolay olması beklenmiyor
Geniş bir Ermeni diasporasına ev sahipliği yapan ve geçen yıl 1915 cinayetlerini soykırım olarak adlandırarak Türkiye'nin tepkisine nedenolan ABD'nin normalleşmeye yönelik güçlü desteğine rağmen, uzmanlar görüşmelerin güç geçeceğini söylüyor.
Eurasia Grubu Londra Direktörü Emre Peker, eski hassasiyetler nedeniyle her iki taraftan da hızlı sonuca odaklanan temkinli bir yaklaşımın beklendiğini belirterek, Dağlık Karabağ ateşkesine aracılık eden Rusya'nın rolüne atıfta bulundu ve bölgedeki baskın aktör olarak kilit bir rol oynayabileceğini söyledi.
Çavuşoğlu da, Rusya'nın özel elçilerin atanmasına katkıda bulunduğunu söyledi.
En büyük zorluğun tarihi uzlaşma konusunda yaşanacağını söyleyen Peker, görüşmelerin kaderinin "Ankara'nın isteklerini doğru şekilde belirlemesi gerektiğini kabul etmesine" bağlı olacağını da sözlerine ekledi.