WASHINGTON —
Amerika Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan uluslararası uyuşturucu ticaretiyle ilgili son rapor, Türkiye’yi yasadışı uyuşturucu kaçakçılığında ‘transit ülke’ olarak tanımlamakla birlikte Türk hükümetinin bu suçla mücadelede uluslararası yükümlülüklerini yerine getirdiğinin altını çiziyor.
Bu ay başında Kongre’ye sunulan Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporun Türkiye bölümünde, eroin, afyon ve kokain gibi maddelerin Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına, metamfetamin ve amfetamin tipi uyarıcı maddelerin de Ortadoğu ve Asya ülkelerine aktarıldığının altı çiziliyor.
Türkiye’deki ana uyuşturucu kaçakçılarının Kürtler ve İranlılar olduğuna dikkati çeken Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2013 raporu, son yıllarda Kürt kaçakçıların operasyonlarını Türkiye’nin büyük kentlerine ve Avrupa kentlerine doğru genişlettiğini bildiriyor. Geçen yıl Amerika Ticaret Bakanlığı’nın Moldova ve Romanya’da üslenen PKK’yla bağlantılı uyuşturucu kaçakçılarına yaptırım uyguladığını hatırlatan rapor, Temmuz ayında 1700 polis ve askerden oluşan güvenlik güçlerinin, PKK’nın güneydoğuda yürüttüğü kaçakçılık faaliyetlerine büyük darbe vurduğunu kaydediyor.
Güney Amerika kökenli kokain ticaretinin ağırlıklı olarak ticari uçuşlarda yolcuların bagaj ve üzerlerinde taşınması yöntemiyle gerçekleştiğinin altını çizen rapor, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanan Batı Afrika kökenli kaçakçıların arttığına dikkati çekiyor.
Rapor, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Jandarma, Sahil Güvenlik ve gümrük yetkililerinin uyuşturucu ticaretine karşı yoğun ve zaman zaman işbirliği içinde mücadele yürüttüğüne dikkati çekerken, Maliye Bakanlığı’na bağlı mali istihbarat biriminin de potansiyel kara para aklama faaliyetlerini soruşturduğunu, Emniyet’e bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren TADOC’un da bu alanda Türkiye’den ve bölge ülkelerinden emniyet personeline gelişmiş eğitim sağladığını belirtiyor.
‘Amerika Türkiye’yle Çalışmaya Devam Edecek’
Raporda Türk güvenlik kuvvetlerinin yasadışı uyuşturucu trafiğiyle mücadele hedefine bağlı olduğu, Türkiye’nin uyuşturucu ticareti, kara para aklama ve diğer mali suçlarla mücadelede daha da güçlenmesi için Amerika’nın işbirliğini sürdüreceği belirtiliyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Türkiye’nin uyuşturucu ticaretiyle mücadele eğitiminde, bölgesel bazda liderlik sağlama çabalarına desteği sürdürme vaadinde bulunuyor.
Rapor, Türkiye’de geçen yılın ilk dokuz ayında 11 tonun üzerinde eroin ele geçirildiğini ve bunun 2011’deki rakamın iki katı olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte aynı dönemde Türkiye’de ele geçirilen 1 milyon 750 bine yakın amfetamin tipi uyarıcı tabletin ele geçirilmesi, önceki yıla göre yüzde 30’luk bir artışa işaret ediyor. Yine 2012 yılında ele geçirilen metamfetamin miktarı ise bir önceki yıla oranla 70 kilogram artarak 446 kilograma ulaşmış durumda.
Son verilere göre Türkiye’ye eroin Afganistan’dan artan bir şekilde nihai aşamada giriş yapıyor. Bunun da nedeni 2008 yılından bu yana Türkiye’de eroin imalatı yapan laboratuvar bulunmaması.
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın raporuna göre uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelir Türkiye’de döviz ticareti yapan yerler, kuyumcular ya da geleneksel havale yöntemleriyle gayrı resmi yollardan aklanıyor. Bu da bu faaliyetlerin soruşturulmasını güçleştiren bir etken.
‘Türkiye önemli bölgesel mali merkez’
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporunun kara para aklamaya yer veren ikinci kısmındaysa Türkiye’den Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Doğu Avrupa için “önemli bölgesel mali merkez” olarak söz ediliyor. Ancak kara paranın kaynağı yalnızca uyuşturucu ticareti değil, aynı zamanda diğer kaçakçılık faaliyetleri, sahte faturacılık ve vergi kaçakçılığı, taklit ürünler ve sahtecilik faaliyetleri de kara para aklamanın önemli kaynaklarından biri. Terör örgütleri de belli oranda bu faaliyetlere karışmış durumda.
Rapor Ekim 2012’de OECD bünyesinde kurulan ve kısaca FATF olarak adlandırılan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun listesine Türkiye’nin alındığını hatırlatıyor. Türkiye terör örgütlerinin mali kaynaklarını önleme ve mal varlıklarını dondurma konusunda yeterli yasal önlemler almayan ülkeler listesinde yer almıştı.
Afganistan yine ilk sırada
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporu uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konulu birinci kısmında 92, mali suçlara ilişkin ikinci kısmındaysa 65 ülkeyi inceliyor. Raporda dünyanın en çok yasadışı haşhaş ekimi yapan ülkesi olan Afganistan bu yılda liste başında bulunuyor. Afganistan’dan Pakistan ve Hindistan’a eroin kaçakçılığı da önceki yıllara oranla artmış durumda. Ayrıca Bolivya Burma ve Venezüella’daki faaliyetlere dikkat çekiliyor. Meksika bir “kara para aklama merkezi” olarak tanımlanırken, Amerika’ya giriş yapan kokainin yüzde 80’inin Orta Amerika ülkesi Nikaragua’dan geçtiği belirtiliyor.
Bu ay başında Kongre’ye sunulan Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporun Türkiye bölümünde, eroin, afyon ve kokain gibi maddelerin Türkiye üzerinden Avrupa pazarlarına, metamfetamin ve amfetamin tipi uyarıcı maddelerin de Ortadoğu ve Asya ülkelerine aktarıldığının altı çiziliyor.
Türkiye’deki ana uyuşturucu kaçakçılarının Kürtler ve İranlılar olduğuna dikkati çeken Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın 2013 raporu, son yıllarda Kürt kaçakçıların operasyonlarını Türkiye’nin büyük kentlerine ve Avrupa kentlerine doğru genişlettiğini bildiriyor. Geçen yıl Amerika Ticaret Bakanlığı’nın Moldova ve Romanya’da üslenen PKK’yla bağlantılı uyuşturucu kaçakçılarına yaptırım uyguladığını hatırlatan rapor, Temmuz ayında 1700 polis ve askerden oluşan güvenlik güçlerinin, PKK’nın güneydoğuda yürüttüğü kaçakçılık faaliyetlerine büyük darbe vurduğunu kaydediyor.
Güney Amerika kökenli kokain ticaretinin ağırlıklı olarak ticari uçuşlarda yolcuların bagaj ve üzerlerinde taşınması yöntemiyle gerçekleştiğinin altını çizen rapor, evlilik yoluyla Türk vatandaşlığı kazanan Batı Afrika kökenli kaçakçıların arttığına dikkati çekiyor.
Rapor, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Jandarma, Sahil Güvenlik ve gümrük yetkililerinin uyuşturucu ticaretine karşı yoğun ve zaman zaman işbirliği içinde mücadele yürüttüğüne dikkati çekerken, Maliye Bakanlığı’na bağlı mali istihbarat biriminin de potansiyel kara para aklama faaliyetlerini soruşturduğunu, Emniyet’e bağlı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyet gösteren TADOC’un da bu alanda Türkiye’den ve bölge ülkelerinden emniyet personeline gelişmiş eğitim sağladığını belirtiyor.
‘Amerika Türkiye’yle Çalışmaya Devam Edecek’
Raporda Türk güvenlik kuvvetlerinin yasadışı uyuşturucu trafiğiyle mücadele hedefine bağlı olduğu, Türkiye’nin uyuşturucu ticareti, kara para aklama ve diğer mali suçlarla mücadelede daha da güçlenmesi için Amerika’nın işbirliğini sürdüreceği belirtiliyor. Amerika Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Türkiye’nin uyuşturucu ticaretiyle mücadele eğitiminde, bölgesel bazda liderlik sağlama çabalarına desteği sürdürme vaadinde bulunuyor.
Rapor, Türkiye’de geçen yılın ilk dokuz ayında 11 tonun üzerinde eroin ele geçirildiğini ve bunun 2011’deki rakamın iki katı olduğunu belirtiyor. Bununla birlikte aynı dönemde Türkiye’de ele geçirilen 1 milyon 750 bine yakın amfetamin tipi uyarıcı tabletin ele geçirilmesi, önceki yıla göre yüzde 30’luk bir artışa işaret ediyor. Yine 2012 yılında ele geçirilen metamfetamin miktarı ise bir önceki yıla oranla 70 kilogram artarak 446 kilograma ulaşmış durumda.
Son verilere göre Türkiye’ye eroin Afganistan’dan artan bir şekilde nihai aşamada giriş yapıyor. Bunun da nedeni 2008 yılından bu yana Türkiye’de eroin imalatı yapan laboratuvar bulunmaması.
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın raporuna göre uyuşturucu ticaretinden elde edilen gelir Türkiye’de döviz ticareti yapan yerler, kuyumcular ya da geleneksel havale yöntemleriyle gayrı resmi yollardan aklanıyor. Bu da bu faaliyetlerin soruşturulmasını güçleştiren bir etken.
‘Türkiye önemli bölgesel mali merkez’
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporunun kara para aklamaya yer veren ikinci kısmındaysa Türkiye’den Orta Asya, Kafkaslar, Ortadoğu ve Doğu Avrupa için “önemli bölgesel mali merkez” olarak söz ediliyor. Ancak kara paranın kaynağı yalnızca uyuşturucu ticareti değil, aynı zamanda diğer kaçakçılık faaliyetleri, sahte faturacılık ve vergi kaçakçılığı, taklit ürünler ve sahtecilik faaliyetleri de kara para aklamanın önemli kaynaklarından biri. Terör örgütleri de belli oranda bu faaliyetlere karışmış durumda.
Rapor Ekim 2012’de OECD bünyesinde kurulan ve kısaca FATF olarak adlandırılan Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun listesine Türkiye’nin alındığını hatırlatıyor. Türkiye terör örgütlerinin mali kaynaklarını önleme ve mal varlıklarını dondurma konusunda yeterli yasal önlemler almayan ülkeler listesinde yer almıştı.
Afganistan yine ilk sırada
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Stratejisi 2013 adlı raporu uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konulu birinci kısmında 92, mali suçlara ilişkin ikinci kısmındaysa 65 ülkeyi inceliyor. Raporda dünyanın en çok yasadışı haşhaş ekimi yapan ülkesi olan Afganistan bu yılda liste başında bulunuyor. Afganistan’dan Pakistan ve Hindistan’a eroin kaçakçılığı da önceki yıllara oranla artmış durumda. Ayrıca Bolivya Burma ve Venezüella’daki faaliyetlere dikkat çekiliyor. Meksika bir “kara para aklama merkezi” olarak tanımlanırken, Amerika’ya giriş yapan kokainin yüzde 80’inin Orta Amerika ülkesi Nikaragua’dan geçtiği belirtiliyor.