Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun (CFWIJ), 2023 yılının ilk 3 ayında kadın gazetecilerin maruz bırakıldığı hak ihlallerine ilişkin raporuna göre dünyada 100 kadın gazeteci tutuklu.
Rapora göre, dünyada en çok kadın gazetecinin tutuklu bulunduğu ilk 3 ülke İran, Türkiye ve Çin. İlk sıradaki İran’da 28, ikinci sırada bulunan Türkiye'de 19, Çin'de ise 15 kadın gazeteci tutuklu. Raporda sıfır olması gerektiğine işaret edilen bu sayının geçen yılın aynı dönemine göre 4 kişi azalmasınınsa umut verici olduğuna vurgu yapıldı.
Raporu kapsayan süreçte 145 kadın gazeteci de saldırıya uğradı. Raporda, 24 gazetecinin fiziksel saldırıya, 23 gazetecinin ise hukuken taciz edildiği bilgisi paylaşıldı.
Aynı rapora göre gazetecilere yönelik saldırılar, 2022'nin ilk üç ayına göre yüzde 4,3 oranında arttı.
Deprem bölgesinde zorluklar ve tacizler
Türkiye'de kadın gazetecilerin deprem bölgesinde karşılaştığı zorlukların yanı sıra halk tarafından da sık sık taciz ve saldırıya uğradığı belirtildi. CFWIJ, kadın gazetecilerin afet bölgelerinde çekim yapmasının engellendiği veya tehdit edildiği 6 olayı belgeledi.
Rapora göre gazeteci Arzu Efeoğlu, Gaziantep'te vatandaşların kendisine ve ekibine saldırmaya çalıştığını ve kimliklerini görmek istediğini bildirdi.
Fox TV muhabirleri Sevgi Şahin ve Ömür Dikme canlı yayın sırasında saldırıya uğrarken, Halk TV muhabiri Şirin Payzın ve ekibi Antakya'da çöken binayı görüntülerken taciz edildi.
Malatya'da ArtıGerçek muhabiri Yağmur Kaya, kendisini provokatörlük yapmak, iktidarı ve devleti karalamakla suçlayan bir grup tarafından neredeyse fiziki saldırıya uğradı.
Hatay'da Gülbahar Altaş da Diyarbakır Sümer Parkı'ndaki tartışmayı çekmek isterken çevredekiler tarafından hedef alındı, TELE1 muhabiri Hazal Güven ve kameraman Umutcan Yitik, Hatay'da silahlı kişilerce engellendi.
Türkiye'de 31 Mart 2023'te adliye önünde çekim yapan gazeteci Melek Fırat ve 3 gazeteciye, uyuşturucu operasyonu zanlılarının yakınlarının saldırdığı belirtildi.
Yine Türkiye ile ilgili bir başka bölümde, gazeteciler Hazal Ocak, Olcay Büyüktaş Akça ve diğer iki sanığın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın şikayeti üzerine "Sözlü, yazılı veya görüntülü mesaj yoluyla hakaret" suçundan yargılandığı kaydedildi.
Raporda, Mayıs 2022'de JinNews muhabiri Zelal Tunç, Muradiye Belediyesi'ne atanan kayyum Harun Yücel'e hakaret ettiği iddiasıyla 8 ay 22 gün hapis cezasına çarptırıldığı, kayıp fonlarla ilgili yaptığı bir ihbarda kendisine "hakaret" ettiği iddiasıyla Yücel tarafından Tunç’a dava açıldığı da yazıldı.
Raporda yer verilen diğer gazeteciler ve yaşadıkları olaylarla ilgili şu bilgiler paylaşıldı:
-Beş yıldır aleyhlerindeki suçlamalardan haberleri olmadan tutuklu bulunan Ceylan Şahinli ve Öznur Değer,
-Sibel Tekin, haksız yere terör örgütüne üye olmak suçlamasıyla tutuklanarak 43 gün tutuklu kaldı,
-Ayşegül Doğan'ın "terör örgütüne üye olmak" suçlamasıyla düşürülmesine rağmen yurtdışına çıkış yasağı devam ediyor,
-Pınar Gayıp, yaptığı haberin ardından "Hakaret, iftira, halkın huzur ve sükununu bozma, terörle mücadele edenleri hedef gösterme" suçlarından soruşturma açıldı,
-Al Monitor'dan Nazlan Ertan, 'kamu görevlisine alenen hakaret etmekle' suçlandı,
-Dicle Müftüoğlu, terörle ilgili suçlamalardan altı ay hapis cezasına çarptırıldı,
-Hale Gönültaş hakkında 12 yaşındaki kız çocuğunun ortadan kaybolması ve tecavüze uğramasıyla ilgili haber yaptığı için polisin suç duyurusunda bulunması üzerine soruşturma başlatıldı,
- Sedef Kabaş'a Mart 2023'te bir kez daha "cumhurbaşkanı'na hakaret"ten dava açıldı. Kabaş bu kez 'namusunu zedelemeyi amaçlayan' tweetler atarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret etmekle suçlandı,
-Yağmur Kaya "terörle mücadelede yer alan kişileri hedef göstermek" suçlamasıyla üçüncü kez yargılanıyor.
Kürt gazeteciler hedefte
Türk hükümetinin, kadın gazetecileri susturmak için hukuku silah olarak kullanan ülkelerin başında geldiği ifade edilen raporda, "Yetkililer sürekli olarak seyahat yasaklarına ve 'kamu görevlilerine hakaret' de dahil olmak üzere düzmece yasal suçlamalara başvurdu. En çok Kürt kadın gazeteciler, sansür ve zulmetmek için alaycı bir şekilde terör suçlamalarını kullanılarak hükümet tarafından hedef alınıyor" denildi.
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu’nun raporunda, "Bu çeyrekte kadın gazetecilere yönelik hapis cezaları, fiziksel ve hukuki saldırılar, gazeteciliğin sürekli olarak nasıl kriminalize edildiğini gösteriyor. Endişe verici bir eğilim, gazetecileri felç eden ve otosansüre yol açan yasal tacizdir. Basın özgürlüğü saldırı altında olduğunda ilk hedef alınanlar kadınlar ve LGBTQI gazetecilerdir" değerlendirmesinde bulunuldu.
Raporda, "Kadın gazetecilere yönelik fiziksel ve yasal tacizin artmasından endişe duyuyoruz. Kadınların ve LGBTQI gazetecilerin, görevlerini şiddet veya korku olmadan yerine getirmelerini sağlayan güvenli ve destekleyici bir ortamda çalışabilmelerini sağlamak için daha fazlasının yapılması gerekiyor" ifadeleri kullanıldı.