WASHİNGTON —
Türkiye ile Suriye arasındaki gerginlik son birkaç günde yaşanan gelişmelerle birlikte bir kez daha tırmandı. Türkiye’nin bir Suriye yolcu uçağını indirmesi, daha sonra Rusya ve Suriye’den gelen sert açıklamalar ve bugün yine Suriye helikopterlerinin Türk sınırına yaklaşmasıyla havalanan Türk jetleri Ankara-Şam hattındaki tansiyonun bir süre daha düşmeyeceğine işaret ediyor. Böyle bir dönemde, bu gerilimin içine Rusya’nın ne kadar dahil olabileceğini, Amerikan yönetiminin krize yaklaşımını, Türkiye’den beklentilerini ve olası senaryoları deneyimli bir isimle, Amerika’nın eski Ankara büyükelçilerinden James Jeffrey’e sorduk:
VOA: Sayın Büyükelçi, sıcak bir konuyla başlamak istiyorum. Türkiye’nin Suriye yolcu uçağını indirmesiyle ilgili. Sınır bölgesinde durum gerginken, bu olay gerginliği daha da arttırır mı? Aynı şekilde Rusya’nın da bu gerginliğin içine çekilmesi olasılığı var mı?
JAMES JEFFREY: (Bölgede) durum zaten gergin. Türkiye bu krizle ön saflarda mücadele eden bir ülke olarak elinden gelenin en iyisini yapıyor. İster mülteci kriziyle olsun, ister sınır ötesi topçu ateşleri olsun, isterse Esad hükümetinin uluslararası toplumun tüm çözüm önerilerini reddetmesi olsun, durum böyle. Türkiye bu sorunlara karşı kaya gibi sağlam durdu. Aynı zamanda Suriye sorununda en yakın müttefik oldu. Bu konuda Türkiye’yi desteklememiz gerek. Her ülkenin kendi hava sahasını kontrol etmek, kaçak silah ve diğer malzemelerin geçirilmesini önlemek gibi sorumlulukları var. Ben burada Türkiye’nin tavrını olağan dışı görmüyorum. Rusya açısındansa, bu ülke Esad rejiminin müttefiki olsa da yakın bir dost. Rusya’nın Türkiye’yle olağanüstü ekonomik ve diğer çıkarları bulunuyor. Ondan dolayı bu durum beni çok kaygılandırmıyor.
VOA: Türkiye krizi Suriye içinde tutabilmek için bu ülkenin topraklarında bir güvenli bölge oluşturulmasını istiyor. Bir yandan Ankara, müttefiklerinden yardım görmediği ve uluslararası toplum uzlaşamadığı için hayal kırıklığı yaşıyor. Amerikan hükümetinin de seçimlerden sonrasına kadar bu konu üzerinde harekete geçmesi beklenmiyor. Sizin görüşünüz nedir? Amerika’nın bir şekilde müdahalesini bekleyebilir miyiz?
JAMES JEFFREY: Sanıyorum, Suriye muhalefetine daha fazla askeri destek verme ve bu sorunu kontrolden çıkmadan önce çözmek için elimizden geleni yapma konusundaki niyetimizi açıkça ifade ettik. Türkiye’nin de bu konuda kaygılı olduğunu biliyorum. Hangi taktiklerin işe yarayabileceğine gelirsek, Amerikan ordusu Suriye’de bir güvenli koridor açma konusuna ilgi duymuyor, çünkü bu durum bizi plansız bir şekilde Suriye ordusuyla karşı karşıya getirecek. Suriye’ye askeri olarak müdahale eder durumda olacağız ama bir kazanma stratejimiz olmayacak. Amerikan ordusuyla kendi deneyimim açısından şunu söyleyebilirim. Geçmişte bunu yaptılar. Ama artık yapmak istemiyorlar ve bunun için de iyi nedenleri var. Plansız bir şekilde hareket etmek istemiyorlar. Daha kararlı bir şey yapabilir, ya da tamamen dışında kalabilirler. Aksi takdirde askerlerini ve pilotlarını göndermek istemeyeceklerdir.
VOA: Uzmanlar Amerika’nın seçimlerden sonrasına kadar Suriye konusunda harekete geçmesini beklemiyor. Ancak Mitt Romney’in konumunda bir yükseliş var. Cumhuriyetçi aday Suudi ve Türk dostlarıyla birlikte çalışıp Amerika’nın değerlerini paylaşan muhalefet üyelerini bulup silahlandıracağını söyledi. Romney’in açıklamaları ne kadar gerçekçi?
JAMES JEFFREY: Ben Suriye’deki durum iyice kötüleşmeden bu konuya çözüm bulmak için daha girişken davranılmasına destek veriyorum. Durum zaten kötüleşiyor. “Değerlerimizi paylaşan kişileri bulmak” konusuna gelince, ben zaten bu amaçla geçmişte Ortadoğu’ya gönderilmiş biriyim. Bu kolay bir iş değil. Ben bizimle çalışacak, etkili bir şekilde savaşacak kişileri bulmayı tercih ederim. Bunun gerisi de zaten ilerde kendi kendine gelir.
VOA: Geçenlerde yazdığınız bir makaleye gelirsek, Suriye’deki krizin mezhep çatışmasına dönmemesi için ne yapılabilir? Türkiye’den ne bekleyebilirsiniz?
JAMES JEFFREY: Her şeyden önce önümüzde halkın iradesinin bir diktatöre başkaldırdığı bir ayaklanma var. Yan plandaysa, mezhepsel bir ayrılık, Sünni-Şii ayrımı var. Bu bölünme bölgedeki genel manzarayı yansıtıyor. Bir yanda İran ve müttefikleri var, diğer yanda da Arap devletleri. Suriye’deki olayların bu şekilde gelişmemesi çok önemli. Ben makalemde Balkanlar’da benzer deneyimlerden bahsettim. O sırada da Türkiye’den çok yardım aldık. Bosna Hersek ve Kosova’nın Müslüman ve Ortodoks halklarını insan hakları, demokrasi, uluslararası barış ve özgürlük açısından destekleme konusunda başarılı olduk. Balkanlar bu açıdan olumlu bir iz bıraktı. Bunu Ortadoğu’da da başarmamız gerek. Düşmanlarımız Şiiler değil. Karşımızdaki güç Esad rejimi ve İranlılar.
VOA: Sayın Büyükelçi, sıcak bir konuyla başlamak istiyorum. Türkiye’nin Suriye yolcu uçağını indirmesiyle ilgili. Sınır bölgesinde durum gerginken, bu olay gerginliği daha da arttırır mı? Aynı şekilde Rusya’nın da bu gerginliğin içine çekilmesi olasılığı var mı?
JAMES JEFFREY: (Bölgede) durum zaten gergin. Türkiye bu krizle ön saflarda mücadele eden bir ülke olarak elinden gelenin en iyisini yapıyor. İster mülteci kriziyle olsun, ister sınır ötesi topçu ateşleri olsun, isterse Esad hükümetinin uluslararası toplumun tüm çözüm önerilerini reddetmesi olsun, durum böyle. Türkiye bu sorunlara karşı kaya gibi sağlam durdu. Aynı zamanda Suriye sorununda en yakın müttefik oldu. Bu konuda Türkiye’yi desteklememiz gerek. Her ülkenin kendi hava sahasını kontrol etmek, kaçak silah ve diğer malzemelerin geçirilmesini önlemek gibi sorumlulukları var. Ben burada Türkiye’nin tavrını olağan dışı görmüyorum. Rusya açısındansa, bu ülke Esad rejiminin müttefiki olsa da yakın bir dost. Rusya’nın Türkiye’yle olağanüstü ekonomik ve diğer çıkarları bulunuyor. Ondan dolayı bu durum beni çok kaygılandırmıyor.
VOA: Türkiye krizi Suriye içinde tutabilmek için bu ülkenin topraklarında bir güvenli bölge oluşturulmasını istiyor. Bir yandan Ankara, müttefiklerinden yardım görmediği ve uluslararası toplum uzlaşamadığı için hayal kırıklığı yaşıyor. Amerikan hükümetinin de seçimlerden sonrasına kadar bu konu üzerinde harekete geçmesi beklenmiyor. Sizin görüşünüz nedir? Amerika’nın bir şekilde müdahalesini bekleyebilir miyiz?
JAMES JEFFREY: Sanıyorum, Suriye muhalefetine daha fazla askeri destek verme ve bu sorunu kontrolden çıkmadan önce çözmek için elimizden geleni yapma konusundaki niyetimizi açıkça ifade ettik. Türkiye’nin de bu konuda kaygılı olduğunu biliyorum. Hangi taktiklerin işe yarayabileceğine gelirsek, Amerikan ordusu Suriye’de bir güvenli koridor açma konusuna ilgi duymuyor, çünkü bu durum bizi plansız bir şekilde Suriye ordusuyla karşı karşıya getirecek. Suriye’ye askeri olarak müdahale eder durumda olacağız ama bir kazanma stratejimiz olmayacak. Amerikan ordusuyla kendi deneyimim açısından şunu söyleyebilirim. Geçmişte bunu yaptılar. Ama artık yapmak istemiyorlar ve bunun için de iyi nedenleri var. Plansız bir şekilde hareket etmek istemiyorlar. Daha kararlı bir şey yapabilir, ya da tamamen dışında kalabilirler. Aksi takdirde askerlerini ve pilotlarını göndermek istemeyeceklerdir.
VOA: Uzmanlar Amerika’nın seçimlerden sonrasına kadar Suriye konusunda harekete geçmesini beklemiyor. Ancak Mitt Romney’in konumunda bir yükseliş var. Cumhuriyetçi aday Suudi ve Türk dostlarıyla birlikte çalışıp Amerika’nın değerlerini paylaşan muhalefet üyelerini bulup silahlandıracağını söyledi. Romney’in açıklamaları ne kadar gerçekçi?
JAMES JEFFREY: Ben Suriye’deki durum iyice kötüleşmeden bu konuya çözüm bulmak için daha girişken davranılmasına destek veriyorum. Durum zaten kötüleşiyor. “Değerlerimizi paylaşan kişileri bulmak” konusuna gelince, ben zaten bu amaçla geçmişte Ortadoğu’ya gönderilmiş biriyim. Bu kolay bir iş değil. Ben bizimle çalışacak, etkili bir şekilde savaşacak kişileri bulmayı tercih ederim. Bunun gerisi de zaten ilerde kendi kendine gelir.
VOA: Geçenlerde yazdığınız bir makaleye gelirsek, Suriye’deki krizin mezhep çatışmasına dönmemesi için ne yapılabilir? Türkiye’den ne bekleyebilirsiniz?
JAMES JEFFREY: Her şeyden önce önümüzde halkın iradesinin bir diktatöre başkaldırdığı bir ayaklanma var. Yan plandaysa, mezhepsel bir ayrılık, Sünni-Şii ayrımı var. Bu bölünme bölgedeki genel manzarayı yansıtıyor. Bir yanda İran ve müttefikleri var, diğer yanda da Arap devletleri. Suriye’deki olayların bu şekilde gelişmemesi çok önemli. Ben makalemde Balkanlar’da benzer deneyimlerden bahsettim. O sırada da Türkiye’den çok yardım aldık. Bosna Hersek ve Kosova’nın Müslüman ve Ortodoks halklarını insan hakları, demokrasi, uluslararası barış ve özgürlük açısından destekleme konusunda başarılı olduk. Balkanlar bu açıdan olumlu bir iz bıraktı. Bunu Ortadoğu’da da başarmamız gerek. Düşmanlarımız Şiiler değil. Karşımızdaki güç Esad rejimi ve İranlılar.