Hem Türkiye hem İrlanda vatandaşı olan 32 yaşındaki Ozan Acar, iki ülkedeki seçim atmosferini VOA Türkçe’ye kıyasladı. Anadolu’da sofralarda, günlük hayatta çok yoğun biçimde siyaset konuşulduğunu belirten Acar, “Burada siyaset her yerde” dedi.
Çifte vatandaşlığa sahip, 1991 yılı doğumlu Ozan Acar, annesi Justine Acar nedeniyle İrlandalı ve babası Gökhan Acar nedeniyle Türkiye’de yurttaş; dolayısıyla seçmen.
Kuzey İrlanda’nın başkenti Belfast doğumlu Acar, Türkiye’de yetişmiş genç bir insan ve Gazeteciler Cemiyeti’nin mesleki dayanışmayı güçlendirme ve koşulları iyileştirme amacıyla yürüttüğü, Avrupa Birliği’nin de finansman desteği verdiği Medya için Demokrasi Projesi’nin sorumlusu. Kilis’te askerliğini yapmış olan Acar, Türkiye’nin geleceğinde var olmak ve burada yaşamak istiyor.
Türkiye’nin 14 Mayıs’ta aynı zamanda başkanlık sistemi ile parlamenter sistem arasında kararını ortaya koyacağı cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri sürecini yakından izleyen Acar, aynı zamanda İrlandalı kimliğiyle VOA Türkçe’nin sorularını yanıtladı.
Gelecek haftaki seçimler için neler hissettiğini sorduğumuz Acar, “Orada doğdum ama burada büyüdüm. İrlandalı olarak baktığımda, bu seçimlerin çok heyecanlı ve çok önemli bir seçim olduğunu düşünüyorum. Bir değişim rüzgarı da var sanki; bu da ayrıca beni heyecanlandırıyor. Umuyorum ki seçim sonucu herkes için güzel sonuçlanır ve Türkiye için en hayırlısı olur” yanıtını verdi.
İki ülke arasında seçim sürecindeki en temel farklılığı sorduğumuz Acar, “Kuzey İrlanda’nın da siyasi mirası biraz karışık. Ben Belfast’ta doğdum, (İrlanda’da) herkes politize, belirli bir siyasi kimlikten geliyor ama siyaset yemek masalarında ve benzeri yerlerde, günlük hayatta bu kadar konuşulmuyor. İnsanlar seçimden seçime konuşuyor. Türkiye’de en çok dikkatimi çeken şey, burada siyaset her yerde. Dolayısıyla siyasetin bu kadar canlı yaşanıyor olması benim için ayırt edici özelliklerinden birisi” diye konuştu.
Sadece Türkiye vatandaşı arkadaşlarıyla kendi yaklaşımını kıyasladığında farklılık olup olmadığını sorduğumuz Acar, “Bence bir fark ortaya çıkıyor. Temel fark galiba annem yabancı olduğu için bir dil (Türkçe) bariyeri var, babamla mukayese ettiğimde işte 80’ler dönemini görmüş, darbe yaşamış vesaire. Annem bunları yaşamadığı için tarihsel hafıza dışında kalıyor. Dolayısıyla biraz daha objektif bakabiliyor olaylara veya siyasi olarak biraz geri durarak olaylara bakabiliyor. Bu açıdan annemden besleniyorum. Galiba duygusal olarak bu kadar işin içinde olmamak sanıyorum” yanıtını verdi.
“İnsanların burada kalıp iyi şeyler için çabalaması lazım”
Genç kuşaklar açısından yurtdışına gitme, ülkeyi terk etme eğilimi düşünüldüğünde kendisi açısından zaten hali hazırda İrlanda vatandaşlığı seçeneği bulunmasına yönelik arkadaşlarından nasıl tepkiler aldığını sorduğumuz Acar, kendi yaşıtlarından kendisine çifte vatandaşlık seçeneği hatırlatması yapıldığını çokça duyduğunu söyledi.
Acar, “Askere gittiğimde de bunu çok duydum. Altı ayımı Kilis’te geçirdim, askerliğimi orada yaptım. Ben şöyle düşünüyorum; ben burada büyüdüm, bütün ailem burada. Bir tarafım İrlanda’da da ve her zaman bir tarafım İrlanda’da olacak. Ama hayatımı burada kurdum. Hayatımı burada devam ettirmeyi düşünüyorum. Burada sivil toplum sektöründe, gazetecilerle birlikte çalışıyorum. İnsanların burada kalması gerektiğini ve iyi şeyler için çalışmaları, çabalamaları gerektiğini düşünüyorum. Ben iyi şeyler için çabalıyorum, en azından öyle düşünüyorum” dedi.
“Savaştan kaçmış insanlara umarım yapıcı yaklaşılacak”
Türkiye’de seçim atmosferindeki yabancı karşıtlığına yönelik söylemi sorduğumuz Acar, “Daha çok işte ülkemize savaştan kaçan insanlara yöneltilen bir nefret söylemi var. Dolayısıyla ben o söylemden biraz dışındayım. Ülkemizde yabancı düşmanlığı değil ama egemen kültür anlayışının dışında olan insanlara hep çok hoşgörüyle bakılmadı. Özellikle Cumhurbaşkanı’nın geleneksel anlamda bir İslami anlayışı dışında, mesela bir Alevi cumhurbaşkanı olmasının Türkiye'de bir zihniyet değişiminin de temsilcisi olacağını düşünüyorum ve bu açıdan da kıymetli olacaktır. Tabii seçim böyle sonuçlanırsa. Nefret söylemi açısından ise hani sığınmacılar konusunda umarım daha yapıcı yaklaşılacaktır” ifadesini kullandı.