Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Moskova’da Rusya Cumpurbaşkanı Vladimir Putin’le Suriye krizini görüştü. Ankara’da bulunan Amerika’nın Sesi Muhabiri Henry Ridgwell, Türkiye’nin krizin içine çekilmekten kaygı duyduğunu bildiriyor.
Başbakan Erdoğan Moskova’ya vardığında, Suriye’deki kriz yeni bir dönemece girmişti.
Şam’da düzenlenen bombalı saldırıda Esad rejiminin üst düzey yetkilileri öldü ya da yaralandı.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Suriyeli müttefikini kriz boyunca destekledi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Suriye aleyhine getirilen karar tasarılarını engelledi.
Erdoğan Rusya’yla görüş ayrılığını şu sözlerle dile getirdi.
Çatışmalar Türkiye sınırına yakın bölgelerde tüm şiddetiyle sürüyor. Sınırda birkaç kilometre öteden yükselen dumanlar görünüyor. Ankara, Suriye’nin bir Türk jetini düşürmesinin ardından bölgeyi yeni birliklerle takviye etti.
Başbakan Erdoğan bu ay başında düşen uçakta ölen pilotların cenazelerine katıldı.
Eskiden Suriye’nin müttefiki olan Erdoğan, şimdi rejimi en sert eleştiren liderlerden biri ve şiddet olaylarını “gitmekte olan rejimin ayak sesleri” diye tanımlıyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, şiddeti durdurmak için işbirliğinin şart olduğunun altını çiziyor: “Suriye konusunda her ülkenin farklı politikaları var. Bu konuda sert ve uzun tartışmalar hala devam ediyor. Bence bütün ülkeler Suriye’de kan dökülmesini önlemek için çaba göstermeli.”
Selçuk Ünal özel temsilci Kofi Annan’ın barış planının da verimli olmadığını söyledi: “Uluslararası toplum Suriye yönetimine siyasi baskıyı arttırma konusunda daha fazla çaba göstermeli. Biz bu açıdan Kofi Annan’ın çabalarına destek verdik. Ama bu çabaların kuşkusuz somut sonuçlar getirmesi şart.”
Türkiye çok dikkatli bir diplomasi izliyor. Batı ülkeleri Rusya ve Çin’i, Suriye karşıtı tasarıları engelledikleri için sert bir dille eleştiriyor. Ama iki ülke de Türkiye’nin önemli ticari ortakları ve Ankara bu ülkeleri rencide etmek istemiyor.
Şam’daki bombalı saldırının ardından Kofi Annan, Güvenlik Konseyi’nden Suriye’yle ilgili yeni karar tasarısının oylanmasını geciktirmesini istedi.
Uzmanlara göre, Şam’daki son saldırı, bu ülkedeki şiddet olaylarını durdurması için Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi üzerindeki baskıyı arttırdı. Ama yine de bu üyelerin görüş ayrılıklarını giderecekleri konusunda beklentiler çok az.
Başbakan Erdoğan Moskova’ya vardığında, Suriye’deki kriz yeni bir dönemece girmişti.
Şam’da düzenlenen bombalı saldırıda Esad rejiminin üst düzey yetkilileri öldü ya da yaralandı.
Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, Suriyeli müttefikini kriz boyunca destekledi, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde Suriye aleyhine getirilen karar tasarılarını engelledi.
Erdoğan Rusya’yla görüş ayrılığını şu sözlerle dile getirdi.
Çatışmalar Türkiye sınırına yakın bölgelerde tüm şiddetiyle sürüyor. Sınırda birkaç kilometre öteden yükselen dumanlar görünüyor. Ankara, Suriye’nin bir Türk jetini düşürmesinin ardından bölgeyi yeni birliklerle takviye etti.
Başbakan Erdoğan bu ay başında düşen uçakta ölen pilotların cenazelerine katıldı.
Eskiden Suriye’nin müttefiki olan Erdoğan, şimdi rejimi en sert eleştiren liderlerden biri ve şiddet olaylarını “gitmekte olan rejimin ayak sesleri” diye tanımlıyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, şiddeti durdurmak için işbirliğinin şart olduğunun altını çiziyor: “Suriye konusunda her ülkenin farklı politikaları var. Bu konuda sert ve uzun tartışmalar hala devam ediyor. Bence bütün ülkeler Suriye’de kan dökülmesini önlemek için çaba göstermeli.”
Selçuk Ünal özel temsilci Kofi Annan’ın barış planının da verimli olmadığını söyledi: “Uluslararası toplum Suriye yönetimine siyasi baskıyı arttırma konusunda daha fazla çaba göstermeli. Biz bu açıdan Kofi Annan’ın çabalarına destek verdik. Ama bu çabaların kuşkusuz somut sonuçlar getirmesi şart.”
Türkiye çok dikkatli bir diplomasi izliyor. Batı ülkeleri Rusya ve Çin’i, Suriye karşıtı tasarıları engelledikleri için sert bir dille eleştiriyor. Ama iki ülke de Türkiye’nin önemli ticari ortakları ve Ankara bu ülkeleri rencide etmek istemiyor.
Şam’daki bombalı saldırının ardından Kofi Annan, Güvenlik Konseyi’nden Suriye’yle ilgili yeni karar tasarısının oylanmasını geciktirmesini istedi.
Uzmanlara göre, Şam’daki son saldırı, bu ülkedeki şiddet olaylarını durdurması için Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesi üzerindeki baskıyı arttırdı. Ama yine de bu üyelerin görüş ayrılıklarını giderecekleri konusunda beklentiler çok az.