Merkezi Washington’da bulunan Özgürlük Evi’nin (Freedom House) "Dünyada Basın Özgürlüğü” 2016 yılı raporunda Türkiye, 156’ıncı sıraya düşerek, geçen yıl olduğu gibi özgür olmayan ülkeler kategorisinde yer aldı. Türkiye, Avrupa ülkeleri arasında da 42’inci yani sonuncu oldu.
Son 4 yılda Türkiye; Mısır, Yunanistan ve Tayland’ın ardından basın özgürlüğünde gerilemenin en yüksek olduğu dördüncü ülke. 100 puan üzerinden yapılan değerlendirmede Türkiye’deki gerileme 6 puan arttı ve 71 oldu.
Raporun Avrupa bölümünde değerlendirilen Türkiye, 42 ülke arasında özgür olmayan iki ülkeden biri oldu. Avrupa’da basını özgür olmayan diğer ülke Makedonya, ancak Türkiye yapılan puanlamada Makedonya’nın da gerisinde kaldı.
Türkiye raporun ilk sayfasındaki “Sadakat ya da Sükunet” bölümünde Mısır, Libya, Yemen ve Suriye ile birlikte örneklendirildi. El konulan medya kuruluşlarından bahsedilen raporda şu ifadelere yer verildi:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sadık yetkililer, kritik önemdeki özel medya kuruluşlarına el koydu ve yönetimle dost kayyumlara devretti. Bu, hükümetin basın özgürlüğüne yönelik devam eden saldırılarında yeni bir taktik.”
Freedom House, tarih de vererek el konulan şirketleri tek tek saydı. Raporda “Ekim 2015’te, devlet yetkilileri, önemli televizyon kanalları Kanaltürk ve Bugün TV ile Bugün ve Millet gazetelerinin sahibi Koza İpek Holding’i devraldı. Mart 2016’da, Türkiye’nin en büyük gazetesi Zaman’ın sahibi olan özel medya şirketi Feza Gazetecilik’e de el koydu” cümleleri yer aldı.
Freedom House bu iki gelişmenin Fethullah Gülen’le ilişkisi olan şirketleri hedef aldığına dikkat çekti. Gülen, raporda “terörist ilan edilen ve Erdoğan’ın bir zamanlar müttefiki olan sürgündeki isim” şeklinde tanımlandı.
Raporun “Dikkat Çeken Kazanımlar ve Kayıplar” bölümünde de Türkiye ikinci grupta yer aldı. Türkiye’de hükümetin medya üzerindeki baskısını artırmak için “gerçek ve hissedilir güvenlik tehditlerinden” yararlandığı da belirtilen raporda “Yetkililer önemli gazetecileri tutuklamak, internet medyasını sansürlemek ve Kürt ayaklanması, Suriye’deki çatışma ya da Gülen Hareketi ile bağlantılı yabancı muhabirleri sınır dışı etmek için terör bağlantılı yasaları kullanmaya devam etti” denildi.
Türkiye’nin listedeki düşüşün nedenleri olarak da şunlar gösterildi:
- Ulusal güvenlikle bağlantılı asılsız suçlamalar nedeniyle basın çalışanlarının tutuklanması
- Büyük olaylar sonrası haberlere ve internete getirilen kısıtlamalar
- Yabancı gazetecilere yönelik, hapse atma ve sınırdışı etmeyi de içeren yasaklar
- Basın çalışanları ve prodüksiyon firmalarına karşı tekrar eden şiddet olayları
- Basın mevzuatında birbirini tutmayan değişiklikler
Raporda gazeteciler için “tehlikeli konular” örnekleriyle birlikte altı maddede toplandı. Örgütlü suç, yolsuzluk, çevre ve arazi rantı, din, tartışmalı egemenlik ve “Krala ihanet” anlamına gelen “Lese-majeste”. Lese-majeste’ye örnek olarak Türkiye, Mısır ile birlikte gösterildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi’nin gazetecileri, blog yazarları ve sosyal medya kullanıcılarını takibe almada uzun bir geçmişleri olduğu vurgulandı.
Raporda “Hatta 2015’te Türk yetkililer o kadar ileri gittiler ki, Yüzüklerin Efendisi filmindeki Gollum karakteriyle Cumhurbaşkanı arasında benzerlik kuran bir fotoğrafı internette yayınladığı için bir doktor hakkında soruşturma başlatıldı” dendi.
“Türkiye’deki gerileme korkutucu”
Örgüt, Türkiye’ye yönelik yedi sayfalık raporuna “2015’te Türkiye’de basın özgürlüğündeki gerileme korkutucu seviyede” cümlesi ile başladı ve “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisi Ak Parti kontrolündeki hükümet, ceza kanununu, devlet büyüklerine hakaret ile ilgili yasayı ve terörle mücadele yasasını, kritik haberciliği cezalandırmak için saldırganca kullandı. Gazeteciler, yıl boyunca hem hükümet yetkililerinin hem de hükümet dışı isimlerin şiddetine, tacizine ve tehditlerine maruz kaldılar” cümlesi ile devam etti.
2015’te Türkiye’de yaşanan tüm olayların sayıldığı bu raporda da, yayınları etkilemek ve muhalif sesleri susturmak için yetkililerin, medya patronları üzerinde ticari ve yönetsel kozlarını oynamaya devam ettiği vurgulandı.
“Türkiye’ye haftalık hatta günlük rapor gerekli”
Raporu Amerika’nın Sesi’ne değerlendiren Freedom House Türkiye bölümü analistlerinden Elen Aghekyan, Türkiye’deki çok çeşitli aktörlerin, medyaya yönelik kısıtlamalarda, kendi anlayışlarının ötesine geçtiğini söyledi: “Biz sınırları zorladıklarını zannederken, daha fazla gaddar adımlar atarak ve baskıyı artırarak, hala genişleyecek alan buluyorlar.”
Türkiye’ye yıllık değil haftalık hatta günlük rapor gerektiğini savunan analist, Almanya ile Türkiye arasında krize neden olan Erdoğan esprilerine de değindi. Aghekyan, “Erdoğan yakın zamanda Türkiye sınırlarını da aşarak, Avrupa’nın basın özgürlüğüne hukuken ve uygulamada saygı gösteren demokratik ülkelerine ulaştı. Bunu yabancı gazetecileri de dava etmek için kullandı ve bu bizim için kabul edilemez,” diye konuştu.
Elen Aghekyan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Yüzüklerin Efendisi karakteri Gollum’a benzeten kişiye dava açılmasını da, “Kişisel ve özel mizah yorumlarının bu noktaya getirilerek soruşturulması biraz saçma” diye niteledi.
Yüksek Puan=Daha Fazla Gerileme
Özgürlük Evi’nin (Freedom House) yıllık basın özgürlüğü raporunda 199 ülke değerlendirildi. Rapor, Türkiye’nin da taraf olduğu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannamesi’nin 19. Maddesi’nin evrenselliği kriterine dayalı: “Herkesin düşünce ve ifade özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak düşüncelerinden dolayı rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmaksızın, bilgi ve düşünceleri her yoldan araştırmak, elde etmek ve yaymak hakkını gerekli kılar.”
90’dan fazlası araştırmacı ve uzman tarafından kaleme alınan rapor, hukuki, siyasi ve ekonomik kategorilerde 23 soru üzerinden puan verilerek hazırlanıyor. Puan arttıkça özgürlüğün azaldığı raporda, 0-30 puan arası özgür, 31-60 arası kısmen özgür, 61-100 arası özgür değil şeklinde değerlendiriliyor.