Suriyeli Kürt milis gücü YPG güçlerinin ele geçirdiğiIŞİD militanı Suriyeli genç, ailesine gönderdiği mesajda af diledi, ‘hem kendimi, hem de ailemi mahvettim’ dedi.
Suriyeli genç, YPG’nin Suriye’nin kuzeydoğusundaki El Malikiye hapishanesine getirdiği IŞİD militanları arasında. Gençler, geçtiğimiz ay Tal Hamis kasabasını IŞİD’den geri almak için YPG’nin başlattığı saldırı sırasında yakalanmış.
Suriyeli militan da, IŞİD’e katılan Türk de, Amerika’nın Sesi Kürtçe Bölümü’ne konuştu. Zincire vurulmadıkları görülen ancak kafaları kapüşonla kapalı olan militanlar konuşurken yüzlerini açmış. İsimleri değiştirilen IŞİD’li gençlerin yüzleri de karartılmış.
Ahmet adlı Türk mahkum, IŞİD’in saflarına nasıl militan kattığını anlatıyor. Siyasi İslam’a sempati duyan amaçsız gençler, telefon ya da İnternet aracılığıyla benzer eğilimler ya da bazen daha radikal düşüncelere sahip arkadaşlarıyla iletişime geçiyor.
Suriye’ye giden bir arkadaşı, Ahmet’e, IŞİD’e katıldığını söylemiş. Ahmet, önce şaşırmış, ancak bir yandan da meraklanmaktan kendini alamamış. Amerikan, İngiliz ya da başka Batı kaynakların özellikle Ortadoğulu Müslümanlar ile ilgili konularda yaptıkları haberlere güvenmediğini belirten Ahmet, IŞİD’in faaliyetlerini kendi gözleriyle görmek istediğini söylüyor.
Suriye’ye gitme sebeplerinden birinin gözlem yapmak olduğunu söyleyen Ahmet, bir yandan da inançları ve ‘baskı’ olarak tanımladığı durum nedeniyle Suriye’ye gittiğini belirtiyor.
Ahmet, İslam dininin emrettiği üzere baskıdan kurtulmak istediğini, Allah için savaşmak için Suriye’ye gittiğini, tanık olduğu bombardımanlar ve çocukların öldürülmesinin namaz kılarken gözünün önüne geldiğini anlatıyor.
Suriye sınırında bir aracıyla buluşmaya giden Ahmet, birkaç Avrupalı, bir Amerikalı, bir Çinli ve Dağıstanlı olduğunu sandığı bir Rus’la karşılaşmış.
Ahmet, Suriye’ye varanların gruplara ayrıldığını, orada bulunan militan liderin kendisi ve yanındakilere derhal cepheye gitmesi için emir verdiğini söylüyor ve ‘hepimizin kafası çok karışıktı, hiçbirimiz daha önce savaş görmemiş, silah kullanmamıştık’ diyor.
Ahmet, IŞİD’e katıldıktan dört ay sonra Tal Hamis yakınlarındaki bir köyü ele geçirmekle görevlendirildiğini, daha sonra YPG’nin saldırısı üzerine kaçmaya başladıklarını anlatıyor.
Yanındaki arkadaşları öldürülen, kendisi de bacağından vurulan Ahmet, üç gün boyunca yaralı bacağıyla yerde sürünerek 13-14 kilometre yol katetmiş. Bir eve saklanan Ahmet, evin sahibi tarafından YPG’ye teslim edilmiş. Ahmet Kürtler’in kendisini önce hastaneye, sonra da hapishaneye götürdüğünü söylüyor.
Suriyeli militanın IŞİD macerası ise internet üzerinde ya da camilerde propagandadan etkilenerek değil, bir tanıdığıyla yaptığı konuşmalarla başlıyor.
Hüseyin, kafasındaki planı açıklamadan, gizlice ailesini terk etmiş ve hemen kendisini fiziksel, dinsel ve silah eğitimiyle dolu yeni bir hayatın içinde bulmuş. Hüseyin, Senegal, Fransa, Kazakistan ve Türkiye’den gelen militanların farklı gruplar içinde eğitim gördüklerini, aşçılarınınsa Çinli olduğunu söylüyor.
Hüseyin, eğitimi tamamlandıktan sonra birçok köye gönderilmiş, kontrol noktalarında görevlendirilmiş. Kimi zaman da çatışmalara katılmış ve sonunda Tal Hamis operasyonunda yakalanmış.
Hüseyin, rehinelerin kafaları kesilerek öldürülmelerine hiç tanık olmadığını, ancak bu eylemlerin video kayıtlarını cep telefonundan izlediğini söylüyor. Hüseyin ayrıca militanların kadınları cinsel nesne olarak kullandıkları ‘cihat evlilikleri’nden de haberdar olmadığını öne sürüyor. Suriyeli militan ayrıca içinde bulunduğu grupta 13 yaşında bir çocuk olmasına rağmen IŞİD’in çocukları da savaştırmak üzere bünyesine kattığını bilmediğini iddia ediyor.
Hüseyin’in kaç yaşında olduğu bilinmiyor. YPG’ye göre Hüseyin, 19 yaşında olduğunu söylemiş. Kürt yetkililerse Hüseyin’in 1997 yılında doğduğunu belirtiyor. Sakal ve bıyığına rağmen sesi ve beden dili, Hüseyin’i daha genç gösteriyor.
Tutukluların akıbetinin ne olacağı henüz belli değil. Kızılhaç ve Kızılay örgütleri, tutukluları görmediklerini belirtse de Kürt yetkililer, bu örgütlerin yapacağı ziyaretlere açık olduklarını kaydediyor.
Suriyeli Hüseyin, pişman olduğunu söylese de Türk arkadaşı Ahmet, herhangi bir pişmanlık duymuyor. Ahmet, başına kapüşonu geçirilip bulunduğu yerden uzaklaştırılmadan önce İstanbul’da öğrenci olduğunu söylüyor.
Türk öğrenci, IŞİD’e niçin katıldığını anlatıyor: ”Amerikan ve İngiliz yayın organlarını ya da diğer haber kaynaklarını, özellikle de Ortadoğulu Müslümanlar konusunda verdikleri haberler açısından güvenilir bulmuyorum. Olan biteni kendi gözlerimle görmek istedim. Liderimiz hemen Tal Hamis’e gitmemizi istedi. Hepimiz çok şaşkındık çünkü hiçbirimiz daha önce savaş görmemiştik.”
Hüseyin ise, ”Ailemden af diliyorum. Hem kendimi hem de onları mahvettim” diyor.
Hem Suriyeli Kürt savaşçıların, hem de yakaladıkları militanların kim oldukları belirsiz. Militanlar, kendilerini IŞİD için savaşan askerler olarak tanımlasalar da aslında hiçbir ülkeye ait olmayan savaşçı durumundalar. Bu militanları ele geçirenler de herhangi bir devlete ait değil. Rojava bölgesindeki Kürt yönetim, hukuken Suriye’nin bir parçası. Kürt yetkililer, Amerika’nın Sesi’ne yaptıkları açıklamada bazı mahkumların serbest bırakıldığını söyledi.