Erişilebilirlik

Trump’ın Sadık Yardımcısı: Mike Pence


ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, siyasete atıldığı ilk günlerden itibaren kendisini sırasıyla "Hıristiyan, muhafazakar ve Cumhuriyetçi" olarak tanımladı.

Ancak şimdi, Beyaz Saray'da ikinci adam olarak neredeyse dört yıldan sonra Pence, biyografisinde dördüncü bir özelliği benimsemiş görünüyor: Başkan Donald Trump'a olağanüstü sadakat. İkili 3 Kasım’da yeniden seçilmek için çalışmalarını sürdürüyor.

Siyasete ilk kez 2016'da atılan Trump, kendi eyaleti dışında çok az tanınan Pence'i başkanlık yarışında ekip arkadaşı olarak seçti.

New York'un atılgan müteahhidi olarak, üçüncü evliliğinde iyi bir hayat yaşayan Trump, Demokrat Hillary Clinton'a karşı çıktığı zorlu yarışta, ihtiyaç duyduğu muhafazakar seçmenleri kazanmak için Pence'i seçti. Uzun süre Kongre’de görev yapan ve bir dönem ortabatı eyaleti Indiana'da vali seçilen Pence, tam muhafazakar kimliğiyle, ideal takım arkadaşı olduğunu kanıtladı.

Trump beklenmedik şekilde zafer kazandı ve Pence de ona siyasi sadakatini kanıtladı.

Pence, Trump'a, ABD seçmenlerinin dörtte birini oluşturabilecek, çoğunluğu Cumhuriyetçi olan muhafazakar seçmenlerin önemli bir kesimi olan Evanjelik Hıristiyanlar’la benzersiz bir ilişki sağlarken, bir yandan da Başkan’ı övme fırsatını hiç kaçırmıyor.

Ancak 2016 kampanyası sırasında ender rastlanan bir eleştiride, Trump'ın kadınlar hakkında ahlaksız yorumlarda bulunduğu bir videonun ortaya çıkmasının ardından Pence, "Onun sözlerine göz yummuyorum ve onları savunamam" dedi. Ancak başkan yardımcısı olarak Pence, kamu politikası açıklamalarını, kendisini sahne ışıklarıyla tanıştıran adamı, "Başkan Trump'ın önderliğinde" gibi methiyeler düzerek yapıyor.

Pence, 2017'deki bir kabine toplantısında, doğrudan masanın karşısında oturan Trump için üç dakikadan daha kısa bir sürede, yani neredeyse 12 saniyede bir, 14 ayrı övgüde bulundu.

Pence, "Bu ülkede rekor kıran bir iyimserliği teşvik ettiniz" sözleriyle Trump’ı övdü, "Başkan yardımcınız olarak burada olduğum için gerçekten onur duyuyorum" dedi.

61 yaşındaki Pence Indiana'da büyüdü, hukuk diploması aldı ve bir süre avukat olarak çalıştı, ancak kısa süre sonra siyasete yöneldi. 1988 ve 1990'da Temsilciler Meclisi üyeliği için yarıştı, iki seçimi de kaybetti. Ancak 1994'ten 1999'a kadar muhafazakar bir radyo ve sohbet programı sunucusu olarak Indiana sakinlerine sesini ve yüzünü unutturmamayı başardı.

Sonunda 2000 yılında, Temsilciler Meclisi’nde iki yıllık altı döneminden ilkini kazandı, sağlam muhafazakar tabanından rekor sayıda oy topladı ve Cumhuriyetçi Parti içinde liderlik basamaklarını tırmandı. Bir dönem boyunca, muhafazakar Kongre üyelerinden oluşan Cumhuriyetçi Çalışma Komisyonu’nun başkanıydı. Ancak Demokratlar’ın Temsilciler Meclisi’nde kontrol sahibi olduğu süreçte Cumhuriyetçi azınlık lideri olma yarışını kaybetti. Meclis’te 12 yıl boyunca 90 yasa tasarısı ve karar sundu, ancak hiçbiri yasalaşmadı.

Pence 2012'de Indiana valiliği seçimini kazandı ve yine muhafazakar seçmenlerin oylarını topladı. Eyaletteki yerel yönetimlerin, işletmelerden işçilere federal yasanın gerektirdiğinden daha fazla ücret ve sosyal yardım ödemelerini talep etmesini engelleyen bir yasanın yanı sıra kürtajı kısıtlama ve vergileri düşürme amaçlı önlemlere imza attı.

Ulusal çapta dikkat çeken bir meselede Pence, Dini Özgürlüklerin Yeniden Tesisi Yasası’nı imzaladı. Yasa, eyaletteki işletme sahibi bireyler ve şirketlere, bazı düzenlemelere dini inançlarını gerekçe göstererek uymama, müşterilere eşit davranmama hakkı tanıyordu. Eyaletteki ve başka yerlerdeki muhafazakarlar, yasayı eşcinsel evliliklerin yasallaştırılmasına itiraz etmenin bir yolu olarak gördü.

Ancak ılımlı Cumhuriyetçiler’in ve eyalete taşınmayı reddedeceklerini veya mevcut operasyonları genişletmeyeceklerini söyleyen işletmelerin ses getiren protestolarının ardından, Pence geri adım attı ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığı yasaklamak için düzenlemeyi değiştirdi.

2016'da Cumhuriyetçiler’in adayı olan Trump tarafından başkan yardımcılığı için seçildiği sırada Pence, Indiana valisi olarak ikinci dönem için zorlu bir mücadeleye hazırlanıyordu.

Corona virüsü salgını 2020'nin başlarında ABD’ye ulaştığında, Trump Pence’e Beyaz Saray’daki en önemli rolü verdi ve yönetimin Corona virüsünün yayılmasını önlemeyle test ve tedavi çabalarını koordine etmek ve aşı geliştirme araştırmalarını başlatmak için onu görevlendirdi.

Pence günler boyunca Beyaz Saray Corona Virüsü Görev Gücü’nün toplantılarına başkanlık etti ve ulusal çapta televizyonlarda yayınlanan günlük brifinglerde ülkeyi virüse karşı mücadelenin durumu hakkında sık sık bilgilendirdi.

Ancak eski Demokrat Başkan Yardımcısı Joe Biden'a karşı zorlu bir yeniden seçim yarışıyla karşı karşıya kalan Trump, kısa süre sonra günlük haber toplantılarını devraldı ve sık sık virüsün kontrol altında olduğunu ya da yakında olacağını ve aşının 2020'nin sonundan önce geliştirileceği iddiasında bulundu.

Başkan Yardımcısı ayrıca, binlerce Amerikalı ölürken ve milyonlarca kişi işsiz kalırken, ABD'de salgının durumuna dair daha umut veren bir bakış açısı benimsedi.

Pence, Trump'ın ABD'de vaka sayısının artmasını ülkede daha fazla test yapılmasına bağlayan söylemini tekrarladı. Bu söylem, virüsün Mart ve Nisan'daki ilk salgından büyük ölçüde kurtulan eyaletlerde ve kentlerde Haziran ayında yeniden artışa geçtiği gerçeğini görmezden gelmek demekti. Cumhuriyetçi senatörlerle yaptığı özel görüşmelerde Pence, onları ülkenin virüse karşı mücadelesinde "cesaret verici işaretlere" odaklanmaya çağırdı.

Haziran ortasında, Wall Street Journal'a yazdığı bir yazıda Pence, Corona virüsü paniğinin "abartılı" olduğunu savundu.

Yazısında Pence, “Başkan Trump'ın liderliğiyle Amerikan halkının cesareti ve şefkati sayesinde halk sağlığı sistemimiz dört ay öncesine göre çok daha güçlü ve görünmez düşmana karşı savaşı kazanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Pence yazısını, "Yayılmayı yavaşlattık, en savunmasız olanları önemsedik, hayat kurtardık ve gelecekte karşılaşabileceğimiz zorluklar için sağlam bir temel oluşturduk. Bu da bir kutlama nedeni, medyanın korku tacirliği değil" cümleleriyle noktaladı.

Pence'in görüşüne rağmen, salgının ABD'deki yükselişi azalmadı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre 17 Ekim’e gelindiğinde can kaybı 217 bini ve doğrulanmış vaka sayısı 8 milyonu aştı ve her iki rakam da diğer ülkelerdekinden daha yüksek.

Pence, Beyaz Saray’ın Corona Virüsü ile Mücadele Görev Gücü’ne liderlik ederek, ABD’de geleneksel olarak geri planda kalan başkan yardımcılarından ayrıldı. Trump ikinci dönem için de seçilirse Pence’i nasıl bir görev süresi bekliyor merak konusu.

XS
SM
MD
LG