Başkan Donald Trump, önce Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’la gelecek ay Singapur’da yapmayı planladığı iptal etti, ama daha sonra bu görüşmeye hala açık olduğu mesajı verdi. Kendi istediği koşullarda yeni müzakere talebinde bulunmak Trump’ın kendine özgü bir özelliği. Ancak yeni müzakere başlatmak beklediğinden daha karmaşık sonuçlar doğurabilir.
Donald Trump İran Nükleer Anlaşması’ndan çekildiğinde hemen yeniden kendi deyimiyle İranlılarla daha iyi bir anlaşma için müzakere yapma isteğini dile getirdi:
“Yeni ve uzun süreli bir anlaşma yapmak isteyecekler. Yaptıklarında ben hazırım, istekliyim ve yapabilirim.”
Trump benzer yorumları Paris İklim Anlaşması’ndan çıkma kararı aldıktan sonra da yaptı:
“Masaya oturacak ve bu kez daha iyi bir anlaşma yapacağız.”
Trans Pasifik Serbest Ticaret Anlaşması’ndan çekilme kararı aldığında ya da Obama Yönetimi’nin Küba’yla kurduğu sıcak ilişkileri tersine çevirdiğinde de Trump benzer yorumlar yaptı.
Son olarak, Trump’ın, Kuzey Kore lideri Kim Jung Un’la planlanan görüşmeden çekilmesinin ardından da aynı açıklamayı yaptığı görüldü.
Bu klasik Trump tarzı. Emlakçı ve müteahhit olarak Trump düzenli olarak masadan ayrılmanın değerinden söz ediyor.
Cato Enstitüsü'nden Doug Bandow, “Bir dereceye kadar Donald Trump’ın emlakçı taktiklerini uluslararası müzakerelere taşıdığını düşünüyorum. Her zaman daha fazlasını istiyorsunuz. Diğer tarafı gerçekten zorluyorsunuz. Anlaşma istediklerini düşünüyorsunuz. Böylece eğer çekilirseniz bu onları daha fazla sizin yolunuza gelmeye istekli kılıyor, bu da size daha fazla yarar sağlıyor” diyor
Ancak emlak sektöründe etkili olan yöntem karışık uluslararası müzakerelerde aynı etkiyi yapacak diye bir kural yok.
“Bence neredeyse bütün ticari müzakerelerde para meselesi var. Eğer para kazanıyorsanız birine biraz daha fazla para verebilirsiniz. Ancak burada durum farklı.”
Ancak Trump’ın biyografi yazarı Gwenda Blair’e göre uluslararası alanda sadece parayla ilgili olmayan daha çok sayıda ve hedefleri farklı aktör var. Özetle tümüyle farklı bir durum sözkonusu.
Trump'ın biyografi yazarı Gwenda Blair, “Trump emlak sektöründe büyüdü. Babasıyla birlikte yapı projelerinde çalıştı. Binaların nasıl yapıldığını biliyor. Yani çok fazla ev ödevi yapmasına gerek yok. Ama Kuzey Kore’yle ilgili hiçbirşey bilmiyor” diye konuşuyor.
Destekçileri Trump’ın Amerika halkı için daha iyi bir anlaşma adına beklediğini söylüyor. Ancak ister İran, ister Paris İklim Anlaşması ya da Trans-Pasifik Ortaklık olsun, bunların yerine yeni anlaşmalar yapılmadı.
Kuzey Kore taktiğinin de başarılı olduğunu söylemek için henüz erken.
