İzmir’de her ayın ikinci pazar günü açılan Antika ve Koleksiyon Pazarı, tarihi değeri olan eşyaları meraklılarıyla buluşturuyor. Karaca Kültür Merkezi’ndeki pazarda seramik ve porselen eşyalar, gümüş şamdanlar, mücevherler, kılıç ve hançerler, madalyalar ve nişanlar, tespihler, saatler ve daha onlarca farklı tarihi eser meraklıların beğenisine sunuluyor.
Pazarın organizatörü Deniz Tuhan Erbak, VOA Türkçe’ye çoğunluğu antikacı esnafı olan satıcıların sadece İzmir’den değil, çevre il ve ilçelerden de geldiğini söyledi: “Çoğunlukla koleksiyon objeleri satılıyor. Opaller, porselenler, Osmanlı evrakları, plaklar, kartpostallar ve daha birçoğu. Alıcılarımız da daha çok koleksiyonculardan oluşuyor.”
Pazara gelenlerin çoğu koleksiyoncu
Erbak, bir ürünün antika olup olmadığını anlamanın kolay olmadığını belirterek bu işlere yeni başlayacak olanları da uyardı: “Benim tavsiyem eğitmen olarak kendilerine yakın gördükleri, güvendikleri bir antikacıya danışmalarıdır. Bu iş biraz karşılıklı güven işidir, tabii bir de bilgi ve tecrübe gerektirir. Herhangi bir ürünün malzemesi ve imalat süreçleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir. Örneğin bir çini nasıl yapılır, kaç defa fırına girer, ne tür boya kullanılır, bunları öğrenmek gerekir.”
Antika ve Koleksiyon Pazarı’na genellikle aynı insanlar geliyor. Gelenlerin büyük bir kısmı koleksiyoncu. Hepsinin farklı bir merakı var. Kimi saat koleksiyonu yapıyor, kimi tespih biriktiriyor. Bazıları Osmanlı evraklarına meraklı, bazıları yüzük ve kolyelere…
“Tarihe dokunmak farklı bir duygu”
Pazarın müdavimlerinden olan Ahmet Tüfekçi, doktorluktan emekli olduktan sonra Osmanlıca öğrendiğini ve Osmanlıca yazılı matbu evrakları toplamaya başladığını söyledi: “İstanbul’da okurken Beyazıt Meydanı’ndaki Sahaflar Çarşısı’ndan geçerdim. Orada eski malzemeleri görürdüm. Hocalarımız oradaki eski kitapları alırlardı. Hala İstanbul’a gittiğimde oraya uğrarım.” Tüfekçi pazardan aldığı 1946 tarihli bir diplomayı göstererek, “Bu diploma İstanbul Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu lisans diploması. Orası sonradan İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi oldu. Şimdiki Marmara Üniversitesi’nin eski halidir. Burada görünce dayanamadım, aldım” diye konuştu.
Fotoğrafçılık yapan Sami Aştoprak’ın merakı ise tespihler ve çakılar. İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde yaşayan Aştoprak, pazara ilk kez geldiğini belirterek, daha önce İstanbul ve Ankara’daki pazarlara gittiğini söyledi. Küçük yaşlardan beri koleksiyonculuk yaptığını kaydeden Aştoprak, “Bu çok güzel bir duygu. Tarihi elimize alıp dokunmak, farklı bir şey. Bunlara bakarak rahatlıyorum” dedi.
