Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kurulu, Ekim ayından itibaren futbol müsabakalarının sınırlı sayıda seyirciyle oynanmasına karar verdi. Bu kapsamda; Sağlık Kurulu'nun protokolüyle belirlenen tüm sağlık tedbirleri uygulanmak şartıyla müsabakalara tribün kapasitesinin yüzde 30'u kadar seyirci alınacağı ve locaların kullanımının da serbest bırakılacağı ifade edildi.
Peki, Corona virüsü vaka sayılarının günden güne artış gösterdiği Türkiye’de halk stadyumlara taraftar alınması kararına nasıl bakıyor? VOA Türkçe, İstanbullular’a konuyla ilgili düşüncelerini sordu.
“Ekim’e kadar çok zaman var”
Üniversite öğrencisi Uğurcan Gülseven, alınan kararın anlık olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağını düşündüğünü ifade etti.
Gülseven, “Şu anki tabloya baktığımızda hepimiz için bir risk var ama Ekim’e kadar da çok zamanımız var. Böyle bir şey olamaz diye kestirip atmak yanlış diye düşünüyorum. Adım adım gidecek bir durum. Bence yüzde 30 kapasite ne çok az, ne de çok yüksek. Eğer olacaksa olması gerektiği yüzdelikte diye düşünüyorum” dedi.
“Dışarı çıkmak bile riskli”
Ümmü Gülsüm Yıldızhan ise dışarıya çıkmanın bile riskli olduğu bir ortamda stadyuma gitmenin riski daha da arttıracağını söyledi. Yıldızhan, “Şu anda dışarı çıkmamız bile çok riskli. Fanatik olan insanlar bunu göz ardı edecektir ve maçlara gidecektir. Ben tabii ki gitmem. Arkadaşlarım gitmek istese dahi onlara gitmemelerini söylerim. Çünkü stadyumların çok kalabalık ortamlar olduğunu görüyoruz” diye konuştu.
“Yüzde 30 kapasite de kalabalık”
Emekli Arif Erdoğan, “Hastalık dünyayı kasıp kavuruyor. Ben riskli buluyorum. İyi bir Beşiktaş taraftarı olamama rağmen yine de gitmem” dedi.
Erol Kalaycı da stadyumların pandemi zamanı riskli olacağını düşünenlerden. Kalaycı, yüzde 30 kapasitenin de kalabalık insan olacağı anlamına geldiğini ifade ederek, “Taraftarsız olması daha garanti diye düşünüyorum. Maçlara şu anda gitmem. Maçlardaki ortam farklı olduğu için pandemi zamanında riskli olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Ne olursa olsun maçlara gideceğim”
Oktay Karaalioğlu, TFF’nin kararını riskli bulmasına rağmen maçlara gideceğini şu sözleriyle anlattı: “Biraz daha beklenmeliydi. Yüzde 30 fazla bir kapasite. 30 bin kişilik stadımız var. 10 bin kişinin aynı yerde olması biraz sıkıntılı hepimiz için, ama yine de maçlara ne olursa olsun gideceğim.”
Emekli öğretmen Ömer Ali Arakan, “Son derece riskli buluyorum. Corona virüsü aldı başını gidiyor. O sebeple seyircisiz oynanması daha iyi olur. Seyirci olması risk durumunu arttırıyor” dedi.
“Sosyal mesafeye uyulursa olumlu bakarım”
Özel sektörde çalıştığını kaydeden Ahmet Gümüşhan, “Mesela bizim stadımız 50 bin kişilik. Yüzde 30’u yaklaşık 17 bin taraftar demek. Eğer sosyal mesafe kurallarına uygun olursa olumlu bakıyorum” diye konuştu.
“Sadece stadyuma gitmeyecekler”
Üniversite son sınıf öğrencisi Hasan Gökmen, kendi sağlığı açısından pandemi sürecinde maçlara gitmemeyi savunanlardan. Gökmen, “Sonuçta yüzde 30 da olsa insanlar sadece stadyumda kalmıyorlar. Restoran ve benzeri yerlere gidecekler, bir sirkülasyon olacak. Ayrıca bu durum sadece bir bölgede değil birçok bölgede yaşanacak. O yüzden çok riskli” ifadelerini kullandı.
“Corona’dan korkmuyorum, maskeyi yasak olduğu için takıyorum”
Erdal Yüzügüzel ise Corona virüsünden korkmadığını bu nedenle de maçlara gideceğini belirtti: “Maçlara gideceğim. Yüzde 30 oranı çok saçma bir karar olmuş. Yüzde 30 yapacaksan hiç yapma ya da tamamen aç. Ayrıca Corona’dan korkmuyorum, maskeyi de yasak olduğu için takıyorum.”
Önceki kısıtlamalarda ekonominin kötü yönde etkilendiğine dikkat çeken Edanur Adım, tedbirler alındıktan sonra sosyal hayatın başlamasını normal karşıladığını söyledi.
Adım, “İnsanlara neyin doğru neyin yanlış olduğu anlatıldıktan sonra sosyal hayat başlayabilir. Sosyal mesafemizi koruyup, maskemizi takıp kişisel tedbirlerimizi alındıktan sonra bir şeylerin başlaması gayet normal” dedi.