Erişilebilirlik

“Taleban Özgür Basın İlkesine Hiç Bağlılık Göstermiyor”


31 Mayıs 2022 - Afganistan
31 Mayıs 2022 - Afganistan

Taleban’ın Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinin bir yıl sonrasında, ülkede basın sansür, şiddet ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya ve kadınlar da büyük ölçüde susturulmuş durumda.

Taleban’ın ülkede yönetime gelmesinin birinci yıldönümünde, gazeteciler ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ile Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) dahil bazı basın özgürlüğü kuruluşları, ülkede bir dönem canlı olan basının son durumunu inceledi.

Gazeteciler de Amerika’nın Sesi’ne Afganistan’daki kısıtlayıcı uygulamaları anlattı.

Özellikle ülkenin ücra köşelerinde görev yapan gazeteciler durumun kendileri için daha da zor olduğunu söylüyor.

Medya kurumlarının yayın öncesinde izin alma zorunluluğu da gazetecilerin vurgu yaptığı kısıtlamalar arasında.

Kadın gazetecilerin devlet ait yayın kuruluşlarında görev alması yasak. Özel yayın kuruluşlarında çalışan kadın gazeteciler ise televizyon yayınlarına yüzleri kapalı bir şekilde çıkmak zorunda.

Birçok kadın gazeteci, işlerini bırakmaları yönünde baskı gördüklerini söylüyor.

Müzik ve eğlence programlarının yanısıra popüler televizyon dizilerinin yayınlanması yasak. Reklam kaynakları da kesildiğinden çok sayıda yayın kuruluşu kapandı.

RSF’in son raporunda, Taleban’ın özgür basını kısıtlayan kuralları devreye soktuğu ve “baskı ve zulüm” politikalarının zeminini hazırladığı belirtildi.

Merkezi Paris’te olan RSF’in sözcüsü Pauline Ades-Mevel, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, Taleban’ın “basın özgürlüğüne hiçbir şekilde bağlılık göstermediğini” söyleyerek, “Gazetecilere karşı bazı çok sert uygulamalar getirdiler” dedi.

Merkezi New York’ta olan CPJ de Afgan gazetecilerin sansür, gözaltılar, saldırılar ve kadınlar üzerindeki baskı karşısında “hayatta kalmakta zorlandıklarına” dikkat çekiyor.

Afganistan’daki gözlemciler ise, Taleban’ın kısıtlamalarının korku ve otosansür ile sonuçlandığını söylüyor.

Missilleme endişesi nedeniyle ismini ve çalıştığı medya gözlem kuruluşunun adını açıklamak istemeyen bir yetkili, Amerika’nın Sesi’ne açıklamasında, gazetecilerin “Bir haberi verirken karşılaşacakları sonuçtan korktuklarını” ve Taleban yönetimi altında “güvende hissetmediklerini” söyledi.

Yetkili, “İfade özgürlüğü yoksa, medya özgürce faaliyet gösteremez” dedi.

Afgan kuruluş, 2021 yılı Ağustos ayından bu yana gazetecilere karşı en az 183 şiddet olayı ve 90’dan fazla tutuklama kaydetti; “Bunların yüzde 95’i Taleban tarafından yapıldı” dedi.

Kuruluş temsilcisi, gerçek rakamın daha fazla olduğuna ancak gazetecilerin, Taleban’ın kendilerine şikayette bulunmamaları için “söz verdirdikleri” için yaşadıkları şiddet ve cezai uygulamaları ihbar etmediklerine dikkat çekiyor.

Taleban yetkilileriyse gazetecilerin ülkede risk altında olduğunu reddediyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Taleban Sözcüsü Zabihullah Mücahit, “Geçmişte, birçok gazeteci öldürüldü ve birçoğu da hapse atıldı ya da sorunlarla karşılaştı. Ancak geçen bir yıl içinde durum böyle olmadı” dedi.

Medyaya baskı

Afganistan’ın bazı bölgelerinde kısıtlamalar daha fazla. Özellikle merkezden uzak bölgelerde gazeteciler, protestolar ya da güvenlikle ilgili konularla ilgili haber yapmadan önce izin almak zorunda. Bu bölgelerde kadınların basın sektöründe çalışması ise yasak.

Güvenliği için kimliğini gizli tutan, Helmand’dan bir gazeteci, Amerika’nın Sesi’ne konuştu. “Bir haber yapmadan önce Taleban’ın yerel yetkililerine haberin konusunu anlatıp izin almak zorundayız” diyen gazeteci, sansür nedeniyle güvenlik konusunda haber yapamadıklarını, kısıtlamaların gazetecileri otosansüre mecbur ettiğini söylüyor.

Mücahit ise Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, Taleban’ın medyaya sansür yerine yardım çabasında olduklarını ileri sürerek, “Haberin konusu gazeteciler tarafından belirleniyor ve biz de onlara haberi, şiddetle karşılaşmadan yayınlamanın yollarını bulmada yardımcı olmaya çalışıyoruz” dedi.

Taleban ayrıca yerel medyaya, müzik ve eğlence programları ile yabancı televizyon dizilerini yayınlamamaları emrini verdi.

Hak savunucuları, bundan daha da endişe verici olanında radyoda kadınlara getirilen yasak olduğuna söylüyor.

Helmand’de görev yapan gazeteci, “Bize, programlarımızda hiçbir şekilde kadın sesi olamayacağı söylendi” diyor.

Kapanan basın kuruluşları

RSF, Taleban’ın medya üzerindeki etkisiyle ilgili yürüttüğü araştırma sonucunda, 543 medya kuruluşundan sadece 328’inin faaliyette kalabildiğini kaydetti.

Ayrıca, son bir yılda ülkede çalışan gazeteciler arasında 7 bin 98’i işlerini kaybetti. Bunların yüzde 76’sı kadın gazeteciler.

RSF’ten Ades-Mevel, Taleban’ın baskısıyla beraber ülkede kötüye giden ekonomik koşulların da basın kuruluşlarının kapanmasının üzerinde etkisi olduğunun altını çiziyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Ades-Mevel, Afganistan’da durumun, aşırı düzeyde endişe verici olduğunu, ülkede baskı ve sansürün gittikçe arttığını söyledi.

Bir diğer sorun da basın yasalarıyla ilgili belirsizlikler.

Taleban yetkilileri bu yıl Şubat ayında yaptıkları açıklamalarda, bir önceki hükümet döneminde yürürlükte olan basın yasasıyla ilgili bir sorunları olmadığını belirtti; gazetecilerin saldırı ve gözaltılarını güvenceli bir şekilde ihbar edebilmesi için medya şiddet komisyonunu yeniden canlandırma vaadinde bulundu.

Afganistan Gazeteciler ve Medya Kurumları Federasyonu’ndan Gül Muhammed Gran, Taleban’ın sözünde durmadığını söyledi ve “Taleban, güvenlik güvenlik güçlerinin basın işlerine müdahale etmeyeceği ve tüm davaların komisyon tarafından yürütüleceği sözünü verdi ama maalesef öyle olmadı” dedi.

Gran ayrıca Taleban’ın, “kendi görüş çizgisinde olmayan her şeye kısıtlama” getirdiğini belirterek, “kişisel istek ve tercihleri doğrultusunda basın kuralları uyguladıklarını” kaydetti.

Taleban Sözcüsü Mücahit ise Amerika’nın Sesi’ne, basın yasasını değiştirdiklerini ve onay sürecinin tamamlanmasını beklediklerini söyledi.

Basın şiddet komisyonunun da bu yasa onaylandıktan sonra yeniden faaliyete geçeceğini söyleyen Mücahit, “Basının Afganistan’ın ilkeleri, İslami değerler ve ulusal çıkarlara uygun faaliyet göstermesini istiyoruz” diye konuştu.

Basına destek ciddi oranda azaldı

Taleban yönetime el koymadan önce ülkedeki basın kuruluşlarının çoğu uluslararası gruplardan destek alıyordu ve hükümetten ya da özel şirketlerden kazandığı reklam gelirleri de vardı.

CPJ raporuna göre, Afgan ekonomisinin yüzde 45’i dış yardıma dayanıyordu; ancak Taleban’ın iktidara gelmesiyle bu kaynaklar kesildi.

CPJ’den kıdemli danışman Steven Butler, “Uluslararası toplumun Afganistan’da medyanın faaliyete devam etmesini sağlamak için yaratıcı yollar bulması gerekiyor” uyarısında bulundu.

Butler, desteğin mali ya da eğitim amaçlı olabileceğine de vurgu yapıyor.

Karşılaştıkları ekonomik zorlukları Amerika’nın Sesi’ne anlatan Afganistan’daki gazetecilerden Zahid Şah Angar, “Maalesef, giderlerimiz kazancımızdan çok daha fazla” dedi.

Ülkenin doğusundaki Host vilayetinde Suli Paigham radyo istasyonunun kurucusu olan Angar, bölgedeki birçok medya kuruluşunun kapanmak zorunda kaldığını belirterek, “Ödeme yapamıyoruz. Gelirimizi kaybettik” şeklinde konuştu.

Angar ve diğer Afgan medya kuruluşları, Afganistan’da basını desteklemeleri için uluslararası kurumlara çağrıda bulunduklarını ancak kimseden destek alamadıklarını söylüyor.

Angar’a göre, mevcut sorunlara çözüm bulunmaması durumunda ülkede birçok diğer basın kuruluşu da önümüzdeki aylarda kapanacak ve bunun “Afganistan’da gazetecilik alanında çok ciddi olumsuz sonuçları olacak.”

XS
SM
MD
LG