PARİS —
Taksim’de patlak veren ve Tüm Türkiye’ye yayılan isyana Paris’te yaşayan Türkler de destek verdi. Eyfel Kulesi önündeki Trocadero Meydanı’nda toplanan yaklaşık 500 kişi, “Taksim diren”, “Erdoğan istifa”, “Laik ve demokratik bir Türkiye istiyoruz”, “Diren Gezi Parkı Fransa sizinle”, “İstanbul Direniyor” pankart ve sloganlarıyla eylemcilere uygulanan polis şiddetini protesto ettiler.
AKP iktidarının toplumsal yaşama her gün biraz daha müdahale etmesini protesto eden konuşmacılar, “Bizi hiçe sayanlara, söz ve karar hakkımızı yok sayanlara karşı yürüyoruz. Parkların, bahçelerin, evlerin, sokakların yok edilmesine, kentin plazalar, villalar, AVM’lerle doldurulmasına, soluk alacak tek bir alan bırakılmamasına karşı yürüyoruz. Ağaçlar, çocuklar ve özgür bir yaşam için yürüyoruz” dediler.
Fransız medyasında birinci haber
Bu arada Fransız medyasında da gün boyunca İstanbul’da yaşananlar birinci haber olarak verildi. Haber kanalları hemen tüm haber bültenlerinde, gazete ve radyolar ise internet sayfalarında gelişmeleri dakika dakika aktardı. France Inter radyosu, “İstanbul’un öfkelileri Taksim Meydanı’nda”, BFM TV, “Türkiye’de isyan, Erdoğan geri adım attı. Gül polisi ölçülü olmaya çağırdı”, Liberation, “Başbakan Erdoğan, polisin aşırı eylemini kabul etti”, Le Monde, “Hükümet Taksim’i göstericilere geri verdi”, haber kanalı France 24, “Göstericiler sosyal medya sayesinde örgütleniyor”, Le Parisien, “Polis Taksim’den çekildi” başlıkları ile olayları aktardı. En sert eleştiri ise ülkenin en etkili gazetesi Le Monde’dan geldi.
Le Monde : ‘Erdoğan ya da iktidar sarhoşluğu’
Le Monde, “Erdoğan ya da iktidar sahoşluğu” başlığıyla yayınladığı gazetenin editör makalesinde “Türk Baharı mı doğuyor? Bazı göstericilerin dediği gibi, İstanbul’un Taksim Meydanı Tahrir mi oluyor? İstanbul’un büyük merkezinde bu hafta patlak veren gösteriler Türkiye siyasetinde dönüm noktası olacak” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ı sert eleştiren Le Monde gazetesi, şu ifadelerle Taksim olaylarını analiz etti:
“Erdoğan’ın severek ifade ettiği gibi, bir avuç marjinal tarafından, bir parça bahçe için başlayan eylemler, aşırı güç kullanımı ve şiddetli polis baskısının da tetiklemesiyle, hükümetin politikalarına karşı büyük bir harekete dönüştü. Politikanın en sağından en soluna herkes, 10 yıldan uzun süredir iktidarı tekeline alan hükümetin bugüne kadar yaptıklarının tümüne birden ayaklandı. Laikler dinin toplumsal yaşama girmesinden ve Erdoğan’ın bunu yönetmek için kullanmasından her gün biraz daha rahatsız. Alkol tüketiminin sınırlandırılması, Türkiye Ermenisi Sevan Nişanyan’ın yargılanması, Ankara Belediye Başkanı’nın yurttaşları ‘ahlaki değerlere uygun davranmaya’ çağırması, sol ve radikal sol partiler, öğrenciler, sendikacıların gözaltına alınması, terörle mücadele adına yapılan tutuklama dalgaları.
İslam’ın görece daha özgürlükçü azınlığı olan Aleviler, AKP iktidarının ayrımcılığının mağduru olduklarını düşünüyor. Özetle liste hayli uzun. Herkes hep bir ağızdan, Başbakan’ın sert yönetimini, İstanbul’da belediye başkanı olduğu dönemde yerleştirdiği klan sistemi ve onun eseri olan megaloman kent projelerini protesto ediyor. Erdoğan üst üste iki seçim başarısının ardından içerideki tüm muhalefeti bertaraf etti. Erdoğan’ın geldiğinden bu yana üç katına çıkardığı polis gücü, Taksim’de görülmemiş bir şiddet uyguladı. Şimdi Anayasa’yı değiştirip Başkanlık sistemini getirdikten sonra 2014’te cumhurbaşkanlığını ele geçirmeyi hayal ediyor. Bu da vidaların bir kez daha sıkılması korkusunu doğuruyor ”
AKP iktidarının toplumsal yaşama her gün biraz daha müdahale etmesini protesto eden konuşmacılar, “Bizi hiçe sayanlara, söz ve karar hakkımızı yok sayanlara karşı yürüyoruz. Parkların, bahçelerin, evlerin, sokakların yok edilmesine, kentin plazalar, villalar, AVM’lerle doldurulmasına, soluk alacak tek bir alan bırakılmamasına karşı yürüyoruz. Ağaçlar, çocuklar ve özgür bir yaşam için yürüyoruz” dediler.
Fransız medyasında birinci haber
Bu arada Fransız medyasında da gün boyunca İstanbul’da yaşananlar birinci haber olarak verildi. Haber kanalları hemen tüm haber bültenlerinde, gazete ve radyolar ise internet sayfalarında gelişmeleri dakika dakika aktardı. France Inter radyosu, “İstanbul’un öfkelileri Taksim Meydanı’nda”, BFM TV, “Türkiye’de isyan, Erdoğan geri adım attı. Gül polisi ölçülü olmaya çağırdı”, Liberation, “Başbakan Erdoğan, polisin aşırı eylemini kabul etti”, Le Monde, “Hükümet Taksim’i göstericilere geri verdi”, haber kanalı France 24, “Göstericiler sosyal medya sayesinde örgütleniyor”, Le Parisien, “Polis Taksim’den çekildi” başlıkları ile olayları aktardı. En sert eleştiri ise ülkenin en etkili gazetesi Le Monde’dan geldi.
Le Monde : ‘Erdoğan ya da iktidar sarhoşluğu’
Le Monde, “Erdoğan ya da iktidar sahoşluğu” başlığıyla yayınladığı gazetenin editör makalesinde “Türk Baharı mı doğuyor? Bazı göstericilerin dediği gibi, İstanbul’un Taksim Meydanı Tahrir mi oluyor? İstanbul’un büyük merkezinde bu hafta patlak veren gösteriler Türkiye siyasetinde dönüm noktası olacak” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ı sert eleştiren Le Monde gazetesi, şu ifadelerle Taksim olaylarını analiz etti:
“Erdoğan’ın severek ifade ettiği gibi, bir avuç marjinal tarafından, bir parça bahçe için başlayan eylemler, aşırı güç kullanımı ve şiddetli polis baskısının da tetiklemesiyle, hükümetin politikalarına karşı büyük bir harekete dönüştü. Politikanın en sağından en soluna herkes, 10 yıldan uzun süredir iktidarı tekeline alan hükümetin bugüne kadar yaptıklarının tümüne birden ayaklandı. Laikler dinin toplumsal yaşama girmesinden ve Erdoğan’ın bunu yönetmek için kullanmasından her gün biraz daha rahatsız. Alkol tüketiminin sınırlandırılması, Türkiye Ermenisi Sevan Nişanyan’ın yargılanması, Ankara Belediye Başkanı’nın yurttaşları ‘ahlaki değerlere uygun davranmaya’ çağırması, sol ve radikal sol partiler, öğrenciler, sendikacıların gözaltına alınması, terörle mücadele adına yapılan tutuklama dalgaları.
İslam’ın görece daha özgürlükçü azınlığı olan Aleviler, AKP iktidarının ayrımcılığının mağduru olduklarını düşünüyor. Özetle liste hayli uzun. Herkes hep bir ağızdan, Başbakan’ın sert yönetimini, İstanbul’da belediye başkanı olduğu dönemde yerleştirdiği klan sistemi ve onun eseri olan megaloman kent projelerini protesto ediyor. Erdoğan üst üste iki seçim başarısının ardından içerideki tüm muhalefeti bertaraf etti. Erdoğan’ın geldiğinden bu yana üç katına çıkardığı polis gücü, Taksim’de görülmemiş bir şiddet uyguladı. Şimdi Anayasa’yı değiştirip Başkanlık sistemini getirdikten sonra 2014’te cumhurbaşkanlığını ele geçirmeyi hayal ediyor. Bu da vidaların bir kez daha sıkılması korkusunu doğuruyor ”