WASHINGTON —
Suriye’de çatışmalar dördüncü yılına girdi. Suriye içinde ve komşu ülkelerdeki mülteci kamplarında özellikle kadınlarla çocuklar için hayat her geçen gün daha da zorlaşıyor. Suriyeli uzman Julia Taleb’e göre, Suriyeliler’e acil yardım yapılması ve siyasi çözümün biran önce sağlanması şart.
Suriye’de iç savaş giderek şiddetlenirken Cenevre görüşmelerinin sonuçsuz kalması ciddi bir hayal kırıklığına yolaçtı. İç savaşın neden olduğu yıkım ve insanlık dramı, Birleşmiş Milletler’in bütün çağrılarına rağmen giderek kötüleşiyor. Suriye’de ölü sayısı 130 bini geçti, 9 milyon kişinin acil yardıma ihtiyacı var, Birleşmiş Milletler 2014 sonuna kadar Suriyeli mülteci sayısının ikiye katlanarak 4 milyona çıkacağı uyarısında bulundu. Suriyeli araştırmacı yazar ve insan hakları savunucusu Julia Taleb, bu tabloda kadınların çok tehlikeli bir ortamda yaşadıklarını, kendilerini ve çocuklarını korumakta çaresiz kaldıklarını söylüyor: “Yalnız Suriye’de değil, bütün çatışma bölgelerinde genel olarak kadınlar daha büyük bir baskı altında yaşıyor. Normal ortamlarda kadınlar daha çok eşlerinin gelirine, eve yiyecek getirmesine bağımlı. Şimdiyse savaşta çok sayıda erkeğin ölmesiyle Suriyeli kadınlar hem kendileri hem de aileleri için yaşam mücadelesi veriyor. Çok tehlikeli bir ortamda yaşıyorlar, 600’den fazla kayde geçmiş ırza geçme olayı var. Bilinmeyenlerin sayısı çok daha yüksek. Kaçırılma, satılma, taciz olayları çok yaygın. Üstelik de bütün bunları sadece kadınlar değil, bütün toplum yaşıyor. Suriye nüfusunun üçte biri, çatışmalar yüzünden evlerinden, okullarından, kentlerinden kaçmak zorunda kaldı. Konuştuğum ailelerin çoğu, yaşadıkları kentlerde durumu iyi olan meslek sahibi kişiler ve bugün hiçbir şeyleri yok. Yıkıntılarda yaşıyorlar. Başkalarının yardımına muhtaçlar.”
Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi’ne göre, Suriyeli mültecilerin sayısı, Afgan mülteci sayısını geçerek bir numaraya çıktı. Beş yıl önce Suriye’de iç savaşın başlamasından hemen önce, Suriye dünyanın en büyük ikinci mülteci sığınağıydı. Şimdiyse komşu ülkeler Suriyeli mültecilere kucak açmış durumda. Ancak bu mülteciler sığınacak yer bulsalar da çatışmaların bıraktığı izleri, yaşadıkları travmayı yenmiş değiller.
Peki, Suriyeli kadınların en büyük korkuları, kaygıları ne? Bütün bu zorluklara nasıl dayanıyorlar? Suriyeli araştırmacı Julia Taleb’e göre, Suriyeli annelerin en büyük telaşı, çocuklarını korumak. Bu da hiç kolay değil: “Araştırma yaparken evlerinden olmuş, yıkıntılarda yaşayan ailelerle konuştum. Ve duyduklarım yüzünden tam bir şok yaşadım. Şam ve Humus’ta eskiden iyi durumda olan aileler, bugün bombalanmış binaların içinde, elektriksiz, susuz, yiyeceksiz yaşadıklarını anlattılar. Bir aile 15 yaşındaki kızlarını, para karşılığı evlendirerek, hiç değilse hayatta kalmasını sağladığını söyledi. Bu yalnızca Suriye içinde değil, mülteci kamplarında da yaşanan bir gerçek. Birçok aile küçük yaştaki kızlarını kurtarmak amacıyla bunu yapmak zorunda kalıyor. Çok küçük yaşta kız çocuklarından söz ediyoruz. Bu da çok acı. Yoksulluk çok ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.”
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF’e göre, Lübnan’daki kamplarda yaşayan 5 yaşın altındaki 10 bin çocuk açlık yaşıyor, yaklaşık 2 bini acil yardım almazsa ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Kötü ve yetersiz beslenme, çocuk mülteciler için şu an en büyük tehdit. Özetle Suriye içinde ve kamplarda yaşayan 5,5 milyon çocuk, acil yardıma muhtaç. Anneler de çocuklarını kurtarma çabası içinde.
Suriye’de çatışmalara ara verilip uluslararası kuruluşlara daha çok yardım ulaştırma imkanı verilirse bu sorunlar aşılabilir mi?
Julia Taleb, “Yardım ihtiyacı gerçekten çok büyük. Konuştuğumuz kişiler bir miktar yardım aldıklarını ancak bunların daha çok yiyecek paketleri olduğunu söylüyor. Tabii yeterli değil. Mevsim kış, soğukla nasıl başa çıkarsınız? Sağlık sorunlarınız için ne yapabilirsiniz? İlaç yok, aşı yok. Gerçekten acil yardım şart. Ancak çatışmaları durduracak siyasi bir çözüm olmadan sadece yardım göndermek yeterli olmaz. Siyasi çözüm şart,” şeklinde konuşuyor.
Her altı Suriyeli’den biri ülke içinde yer değiştirmiş durumda, 2,5 milyon Suriyeli mülteci kamplarında ve bunların 1 milyonu çocuklar. Kriz gerçekten büyük. Suriyeli uzman Julia Taleb, durumu, son 20 yılın en büyük insanlık dramı olarak tanımlıyor.
Suriye’de iç savaş giderek şiddetlenirken Cenevre görüşmelerinin sonuçsuz kalması ciddi bir hayal kırıklığına yolaçtı. İç savaşın neden olduğu yıkım ve insanlık dramı, Birleşmiş Milletler’in bütün çağrılarına rağmen giderek kötüleşiyor. Suriye’de ölü sayısı 130 bini geçti, 9 milyon kişinin acil yardıma ihtiyacı var, Birleşmiş Milletler 2014 sonuna kadar Suriyeli mülteci sayısının ikiye katlanarak 4 milyona çıkacağı uyarısında bulundu. Suriyeli araştırmacı yazar ve insan hakları savunucusu Julia Taleb, bu tabloda kadınların çok tehlikeli bir ortamda yaşadıklarını, kendilerini ve çocuklarını korumakta çaresiz kaldıklarını söylüyor: “Yalnız Suriye’de değil, bütün çatışma bölgelerinde genel olarak kadınlar daha büyük bir baskı altında yaşıyor. Normal ortamlarda kadınlar daha çok eşlerinin gelirine, eve yiyecek getirmesine bağımlı. Şimdiyse savaşta çok sayıda erkeğin ölmesiyle Suriyeli kadınlar hem kendileri hem de aileleri için yaşam mücadelesi veriyor. Çok tehlikeli bir ortamda yaşıyorlar, 600’den fazla kayde geçmiş ırza geçme olayı var. Bilinmeyenlerin sayısı çok daha yüksek. Kaçırılma, satılma, taciz olayları çok yaygın. Üstelik de bütün bunları sadece kadınlar değil, bütün toplum yaşıyor. Suriye nüfusunun üçte biri, çatışmalar yüzünden evlerinden, okullarından, kentlerinden kaçmak zorunda kaldı. Konuştuğum ailelerin çoğu, yaşadıkları kentlerde durumu iyi olan meslek sahibi kişiler ve bugün hiçbir şeyleri yok. Yıkıntılarda yaşıyorlar. Başkalarının yardımına muhtaçlar.”
Birleşmiş Milletler Mülteciler Dairesi’ne göre, Suriyeli mültecilerin sayısı, Afgan mülteci sayısını geçerek bir numaraya çıktı. Beş yıl önce Suriye’de iç savaşın başlamasından hemen önce, Suriye dünyanın en büyük ikinci mülteci sığınağıydı. Şimdiyse komşu ülkeler Suriyeli mültecilere kucak açmış durumda. Ancak bu mülteciler sığınacak yer bulsalar da çatışmaların bıraktığı izleri, yaşadıkları travmayı yenmiş değiller.
Peki, Suriyeli kadınların en büyük korkuları, kaygıları ne? Bütün bu zorluklara nasıl dayanıyorlar? Suriyeli araştırmacı Julia Taleb’e göre, Suriyeli annelerin en büyük telaşı, çocuklarını korumak. Bu da hiç kolay değil: “Araştırma yaparken evlerinden olmuş, yıkıntılarda yaşayan ailelerle konuştum. Ve duyduklarım yüzünden tam bir şok yaşadım. Şam ve Humus’ta eskiden iyi durumda olan aileler, bugün bombalanmış binaların içinde, elektriksiz, susuz, yiyeceksiz yaşadıklarını anlattılar. Bir aile 15 yaşındaki kızlarını, para karşılığı evlendirerek, hiç değilse hayatta kalmasını sağladığını söyledi. Bu yalnızca Suriye içinde değil, mülteci kamplarında da yaşanan bir gerçek. Birçok aile küçük yaştaki kızlarını kurtarmak amacıyla bunu yapmak zorunda kalıyor. Çok küçük yaşta kız çocuklarından söz ediyoruz. Bu da çok acı. Yoksulluk çok ciddi bir sorun haline gelmiş durumda.”
Birleşmiş Milletler Çocuk Fonu UNICEF’e göre, Lübnan’daki kamplarda yaşayan 5 yaşın altındaki 10 bin çocuk açlık yaşıyor, yaklaşık 2 bini acil yardım almazsa ölme tehlikesiyle karşı karşıya. Kötü ve yetersiz beslenme, çocuk mülteciler için şu an en büyük tehdit. Özetle Suriye içinde ve kamplarda yaşayan 5,5 milyon çocuk, acil yardıma muhtaç. Anneler de çocuklarını kurtarma çabası içinde.
Suriye’de çatışmalara ara verilip uluslararası kuruluşlara daha çok yardım ulaştırma imkanı verilirse bu sorunlar aşılabilir mi?
Julia Taleb, “Yardım ihtiyacı gerçekten çok büyük. Konuştuğumuz kişiler bir miktar yardım aldıklarını ancak bunların daha çok yiyecek paketleri olduğunu söylüyor. Tabii yeterli değil. Mevsim kış, soğukla nasıl başa çıkarsınız? Sağlık sorunlarınız için ne yapabilirsiniz? İlaç yok, aşı yok. Gerçekten acil yardım şart. Ancak çatışmaları durduracak siyasi bir çözüm olmadan sadece yardım göndermek yeterli olmaz. Siyasi çözüm şart,” şeklinde konuşuyor.
Her altı Suriyeli’den biri ülke içinde yer değiştirmiş durumda, 2,5 milyon Suriyeli mülteci kamplarında ve bunların 1 milyonu çocuklar. Kriz gerçekten büyük. Suriyeli uzman Julia Taleb, durumu, son 20 yılın en büyük insanlık dramı olarak tanımlıyor.