Suriye'deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan yaklaşık üç milyon Suriyeli mültecinin bir milyondan çoğu, okul çağında olan çocuklar ve gençlerden oluşuyor.
Okul çağındaki çocukların ekonomik zorluklar, dil problemi nedeniyle büyük kısmı okula gidemiyor.
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, geçtiğimiz günlerde 6-18 yaş arası 1 milyon 300 bini aşkın Suriyeli nüfusun yaklaşık 500 bininin eğitim sistemine dahil edildiğini açıkladı.
Türkiye’de 2016-2017 akademik yılında üniversitelere 15 bine yakın Suriyeli öğrencinin dahil olduğunu açıklayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, bunların yaklaşık 5 binini kız öğrencilerin oluşturduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saraç, Suriyeli öğrencilerin yoğun olduğu üniversiteleri Gaziantep Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi olarak sıraladı.
Suriyeli sığınmacıların Türk okullarına entegrasyonları üzerine görüşlerine başvurduğumuz Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çetin Çelik, Suriyelilerin entegrasyonunda eğitimin çok önemli yer teşkil ettiğini belirtti.
Türkiye’de yaklaşık olarak 1 milyon Suriyelinin eğitim çağında olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Çelik, üniversite çağında da yaklaşık 450 bin Suriyeli nüfusun olduğunu açıkladı.
Son verilere göre 15 bin Suriyeli sığınmacının Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim gördüğünü belirten Çelik, bu sayının genel sayıya bakıldığında oldukça düşük olduğunun altını çizdi.
Suriyeli sığınmacıların eğitim sistemine entegrasyonunun çok önemli olduğunu vurgulayan Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çetin Çelik, eğitimin iş piyasasına entegrasyon, duygusal entegrasyon, ileride vergisini ödeyebilme, suçtan uzak durma anlamına geleceğini ifade etti. Eğitim alanına daha fazla önem verilmesi gerektiğini açıklayan Çelik, dil unsurunun çok önemli olduğunu, eğitimin İngilizce mi, Arapça mı yoksa Türkçe mi verileceğinin belirlenip bir sistem oluşturulması gerektiğini ifade etti.
Ekonomik sıkıntılar sebebiyle eğitimine devam edemeyen öğrenciler için devlet kurumlarının ve derneklerin burs sağladığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Çetin Çelik, bursların yetersiz olduğunu, burs alan öğrencilerin de damgalandığı bilgisinin kendilerine geldiğini belirtti. Bursların yetersiz olmasından veya hiç burs alamamasından ötürü Suriyeli öğrencilerin çalışmak zorunda kaldığını söyleyen Çelik, bunun da eğitimin önündeki en büyük engellerden biri olduğunu dile getirdi.
Suriyeli öğrenciler için diğer bir problemin de psikolojik travma olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Çetin Çelik, acımasız bir savaş ortamından gelen öğrencilerin psikolojik açıdan desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Suriyeliler bir gün ülkelerine dönecek olsalar bile eğitimlerinin önemli bir kısmını belki de tümünü Türkiye’de tamamlayacaklar diyen Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çetin Çelik, kurumların buna hazırlanması gerektiğini, bunun için de bursların çok önemli olacağını ifade etti: “Yurtdışında sadece sığınmacılar için çeşitli programlar var, buna benzer programlar geliştirilebilir”
Türkiye’de üniversiteye giden Suriyeli öğrenciler de Türkiye’de üniversiteye nasıl başladıklarını ve ne gibi problemlerle karşılaştıklarını Amerika’nın Sesi’ne anlattılar.
2012 yılında ailesiyle birlikte Suriye’nin Lazkiye şehrinden Türkiye’ye gelen 24 yasındaki Usama Askadlı, Suriye’de Şam Üniversitesi’nde Hukuk bölümü okurken savaş başladıktan sonra okulunu yarıda bırakmak zorunda kalmış.
Suriye’den kaçarak Türkiye’ye geldikten sonra İstanbul’da yaşamını sürdürmeye devam eden Askadlı, çevresinden okula devam edebileceğini öğrendiğini anlattı. Bunu öğrendikten sonra eğitim hayatına devam edip diplomasını alabilmek için iki üniversiteye başvurduğunu söyleyen Askadlı, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde Uluslararası Hukuk bölümünde okumaya hak kazandığını ifade etti. Mevcut yasadan yararlanarak üniversiteye devam edebildiğini belirten Askadlı, hem okuyup hem de çalışmak zorunda olduğu için biraz zorlandığını anlattı. Maddi imkansızlıklardan ötürü çalışmayı ön planda tutmak zorunda kaldığını anlatan Usama Askadlı, bu yüzden okulun uzadığını, kendilerine verilen burslarda iyileştirme yapılmasının eğitim hayatına olumlu yansıyacağını ifade etti.
Abed Alrahman Alsarraj, 2010 yılında Halep Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun olmuş.
Okulum bittikten birkaç ay sonra Suriye’de iç savaş başladı ve Türkiye’ye gelmek zorunda kaldım. Suriye’de yaşanan olaylarla ilgili bir araştırma merkezinde çalışmak için eğitimime devam etmek istiyordum, bu nedenle Türkiye Hükümetinin tüm dünya ülkelerden öğrencilere verdiği burs programına başvuruda bulunmaya hak kazandım. Çok kapsamlı bir burs programıydı ve bu program sayesinde bir yıl boyunca Türkçe eğitimi aldım ve yüksek lisans eğitimime devam edebiliyorum. Mesela Suriyeli arkadaşlarımla dışarı çıktığımda bir kafeye gittiğimizde aramızda hep Arapça konuşuyoruz ve Türklerin bizden hoşlanmadığını düşünüyoruz. Ama aslında kız kardeşim okula giderken anladık ki aslında bizden hoşlanıyorlar. Çünkü öğretmeni bizi aradı, hep ilgilendi. O nedenle bizim entegrasyon için eğitime odaklanılması gerektiğini düşünüyorum.