Ankara’nın “Zeytin Dalı Operasyonu” adını verdiği Suriye’nin kuzeyindeki askeri harekatta, Türk ordusuyla birlikte çarpışan binlerce Suriyeli muhalif için, Kürtler’den geri alınan her köy, intikamın parçası. Muhalifler, Esat rejimine karşı yürütülen ayaklanmada Kürtler’in kendilerine ihanet ettiğini söylüyor.
Türkiye müdahalenin hedefini, terörist olarak adlandırdıkları Suriyeli Kürt ayrılıkçılara karşı sınırlarını korumak için 30 kilometrelik bir güvenli bölge oluşturmak olarak açıkladı. Ankara bu bölgedeki Kürt güçlerin PKK’yla bağlantılı olduğunu söylüyor.
Uzmanlar, Türklerin bir diğer amacının, IŞİD’le mücadelede Washington’un önemli bir müttefiki olan YPG güçleriyle ABD arasında ayrılık yaratmak olduğunu söylüyor. Zira Ankara’ya göre YPG, PKK’nın bir uzantısı.
Türkiye’nin operasyonuna destek veren Suriyeli muhalifleri motive eden en önemli etkeninse intikam olduğu söyleniyor.
Türkiye’nin yanında yer alan muhalif gruplar, Suriye’nin kuzeyinde kırsal kesimden geliyor. Bu gruplar, operasyonun hedefini de, Kürt nüfuslu Afrin’i ve ücra yerlerdeki Arap köylerini zorla kontrol altına almak olarak görüyor. Bu muhalif gruplar, 2016’nın Şubat ayındaki Halep kuşatmasında YPG’yle Esat’ı destekleyen Rus güçlerinin işbirliğine aracı olmakla suçladıkları Kürtler’den bu şekilde intikam aldıklarını düşünüyor.
Halep harekatında YPG, Suriye’nin kuzeyinde, Afrin’in güneydoğusundaki bazı Arap köy ve kasabalarını ele geçirmişti. Bunlarda biri de Tel Rıfat’tı. Tel Rıfat’ın kaybı Suriyeli muhalifler için felaket oldu, çünkü savunma hattı oluşturma şansları ellerinden alındı.
Muhaliflerin eski liderlerinden General Salim İdris, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, sorunun sadece Kürtler’in rejim ve Rus güçleriyle işbirliği yapmasından kaynaklanmadığını, onlarca Arap köyünü yakarak sakinlerini yerlerinden ettiklerini söylüyor.
Taraflar intikam peşinde mi?
YPG’nin kendilerini sırtlarından bıçakladığını söyleyen Özgür Suriye Ordusu, sıranın yeniden kendilerine geldiğini düşünüyor. ÖSO’ya bağlı Feylak El Şam grubunun komutanı Binbaşı Yasser Abdul Rahim, amaçlarının YPG’nin işgal ettiği 16 Arap kasaba ve köyünü geri almak olduğunu açıkladı.
Muhaliflerin siyasi örgütlenmesi olan Suriye Ulusal Koalisyonu da Ankara’nın Afrin operasyonunu destekliyor, YPG’yi işgal ettiği kasaba ve köylerden geri çekilmeye çağırıyor.
Türkiye’nin operasyonu Suriye’nin kuzeyinde mezhepçi ve ideolojik bölünmelerin nasıl karmaşıklaştığını da ortaya koydu. Bölgedeki tüm aktörler intikam adına kan dökmeyi göze almış görünüyor.
Suriye’de savaş biteceğe benzemiyor. Küçük çaplı çatışmalar artıyor, taraflar dış güçler tarafından kızıştırılıyor, dostlar düşman, düşmanlar kısa süreli müttefik haline geliyor.
Rusya’nın onayı
Türkiye’nin müdahalesi, tarafların çıkarlarının karmaşıklığını da ortaya koyuyor.
Rusya açıktan olmasa da Ankara’nın hamlesine onay verdi, Zeytin Dalı Operasyonu öncesi Afrin’deki Rus askeri varlığını çekti. Hafta başında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya’yla görüştüklerini ve anlaştıklarını açıkladı.
Esat yönetimi Türkler’in müdahalesini resmen kınadı. Moskova, Türkiye’nin Afrin’de Kürtler’i cezalandırmasına izin verdi. Karşılığında Erdoğan’ın, muhaliflerin son kalesi İdlib’e bir Esat operasyonunu görmezden geleceği öne sürülüyor. Kürtler, Şam ve Moskova’yı bu nedenlerle suçluyor.