Uluslararası silah ticaretinin yeni bir anlaşmayla yeniden düzenlenmesi isteniyor. Bu çağrının arkasında yatan neden, Suriye’deki şiddet olayları. Konu bu ay Birleşmiş Milletler’de de ele alınacak.
Suriye’nin Humus kenti, Şubat ayı. Photomuhabiri Paul Conroy yaralı. Sunday Times gazetesi yazarı olan meslektaşı Marie Colvin’in roket saldırısı sonucu öldürülmesine tanıklık etmiş.
Paul Conroy, “Şu anda Özgür Suriye Ordusu doktorlarının tedavisi altındayım. Elde olan tıbbi malzemeyle bana bakıyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Conroy, şimdi Silahların Kontrolü Koalisyonu’na katıldı ve küresel silah ticaretinin kontrol edilmesi için yeni bir anlaşma yapılmasını istiyor.
Conroy, Suriye ordusunun kullandığı silahları gördüğünde şok olmuş: “Sınırsız miktarda silahları vardı. Olayı incelemeye başlayınca Rus temsilciye gittim. ‘Evet,’ dedi, Suriye’ye silah sattıklarını söyledi. Bunu durdurup durdurmayacaklarını sordum. ‘Hayır’ dedi. Ve bu konuda kimse hiçbir şey yapamıyor. Kimse uluslararası bir antlaşmaya atıfta bulunamıyor. ‘Silahları biz satmazsak, başkası satar’ dedi.”
Conroy ve diğer eylemciler silahların kontrol edilmediğini vurgulamak için tank kiralamaya karar verdi.
Eylemciler şimdi bu tankla Londra’da tur atacaklar, silah satışının öncü ülkelerinin büyükelçiliklerin önünden geçecekler.
Buna Hindistan’dan da dahil. Eylemciler, gıda ihracatının silah ticaretinden daha sıkı kontrol edildiğini anlatmak için geçenlere muz dağıttı.
Benzer eylemler New York’ta da yapıldı. Uluslararası Af Örgütü direktörü Suzanne Nossel anlatıyor: “Bu antlaşma, günde 1500 kişinin; her yıl yarım milyon kişinin ölümüne neden olan silah ticaretini kontrol edecek ilk antlaşma olacak.”
İngiliz savunma sanayiini temsil eden ADS group direktörü Howard Wheeldon İngiliz, Amerikan ve diğer batılı silah ihracatçılarının sıkı kontrolleri zaten kabul ettiğini söylüyor: “İhtiyaç duyduğumuz şey tüm dünyayı kapsayacak bir antlaşma… Bütün ülkeleri… Böyle bir şey başarılı olur mu? Pek zannetmiyorum, ama her çabayı göstereceğiz.”
Eylemciler, Arap ülkelerindeki şiddet olaylarının silahların kontrol edilmesi ihtiyacını yeniden gözler önüne serdiği görüşünde.
Suriye’nin Humus kenti, Şubat ayı. Photomuhabiri Paul Conroy yaralı. Sunday Times gazetesi yazarı olan meslektaşı Marie Colvin’in roket saldırısı sonucu öldürülmesine tanıklık etmiş.
Paul Conroy, “Şu anda Özgür Suriye Ordusu doktorlarının tedavisi altındayım. Elde olan tıbbi malzemeyle bana bakıyorlar,” şeklinde konuşuyor.
Conroy, şimdi Silahların Kontrolü Koalisyonu’na katıldı ve küresel silah ticaretinin kontrol edilmesi için yeni bir anlaşma yapılmasını istiyor.
Conroy, Suriye ordusunun kullandığı silahları gördüğünde şok olmuş: “Sınırsız miktarda silahları vardı. Olayı incelemeye başlayınca Rus temsilciye gittim. ‘Evet,’ dedi, Suriye’ye silah sattıklarını söyledi. Bunu durdurup durdurmayacaklarını sordum. ‘Hayır’ dedi. Ve bu konuda kimse hiçbir şey yapamıyor. Kimse uluslararası bir antlaşmaya atıfta bulunamıyor. ‘Silahları biz satmazsak, başkası satar’ dedi.”
Conroy ve diğer eylemciler silahların kontrol edilmediğini vurgulamak için tank kiralamaya karar verdi.
Eylemciler şimdi bu tankla Londra’da tur atacaklar, silah satışının öncü ülkelerinin büyükelçiliklerin önünden geçecekler.
Buna Hindistan’dan da dahil. Eylemciler, gıda ihracatının silah ticaretinden daha sıkı kontrol edildiğini anlatmak için geçenlere muz dağıttı.
Benzer eylemler New York’ta da yapıldı. Uluslararası Af Örgütü direktörü Suzanne Nossel anlatıyor: “Bu antlaşma, günde 1500 kişinin; her yıl yarım milyon kişinin ölümüne neden olan silah ticaretini kontrol edecek ilk antlaşma olacak.”
İngiliz savunma sanayiini temsil eden ADS group direktörü Howard Wheeldon İngiliz, Amerikan ve diğer batılı silah ihracatçılarının sıkı kontrolleri zaten kabul ettiğini söylüyor: “İhtiyaç duyduğumuz şey tüm dünyayı kapsayacak bir antlaşma… Bütün ülkeleri… Böyle bir şey başarılı olur mu? Pek zannetmiyorum, ama her çabayı göstereceğiz.”
Eylemciler, Arap ülkelerindeki şiddet olaylarının silahların kontrol edilmesi ihtiyacını yeniden gözler önüne serdiği görüşünde.