Suriye'nin geçiş hükümetinin enformasyon bakanı Muhammed el-Ömer, ülkenin eski yöneticileri tarafından onlarca yıl sıkı bir şekilde kontrol edilmesinin ardından özgür bir basın için çalıştıklarını ve “ifade özgürlüğüne” bağlı olduklarını söyledi.
Bakan Muhammed el-Ömer AFP'ye yaptığı açıklamada, 8 Aralık'ta İslamcılar’ın önderliğindeki isyancıların Esat ailesinin elli yıldan fazla süren yönetimine son vermesinin ardından, "Beşar Esat'ın eski hükümeti tarafından kontrol edilen bölgelerde ciddi şekilde kısıtlanan basın ve ifade özgürlüklerini güçlendirmek için çalışıyoruz" dedi.
Baas partisi ve Esat ailesi, Suriye’de basın ve ifade özgürlüğü de dahil günlük yaşamın tüm alanlarında ciddi kısıtlamalara gitmiş ve medyayı iktidarın bir aracı haline getirmişti.
Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Suriye'yi Eritre'nin önünde ve Taliban yönetimindeki Afganistan'ın gerisinde, sondan ikinci sırada gösterdi.
Muhammed el-Ömer AFP'ye verdiği demeçte, “Sansür uygulayan rejim altında basın ve ifade özgürlüğü üzerinde ağır bir kısıtlama vardı. Önümüzdeki dönemde özgür, tarafsız ve profesyonel bir medya ortamının yeniden inşası için çalışıyoruz” dedi
Ömer, Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) liderliğinde Şam'da kurulan geçici yönetimin bir üyesi.
Kökeni cihatçı grup El-Kaide'nin Suriye koluna dayanan ve çok sayıda hükümet tarafından terör örgütü olarak tanımlanan grup, son yıllarda imajını yumuşatmaya çalıştı.
Bölgedeki ve Batı'daki diplomatlar, ülkedeki dini ve etnik azınlıkları koruma sözü veren Suriye'nin yeni yöneticileriyle temas kurdu.
Ömer daha önce, Suriye'nin kuzeybatısında isyancıların elinde bulunan İdlib vilayetinde HTŞ tarafından 2017'de kurulan sivil yönetim olan ve kendini Kurtuluş Hükümeti olarak ilan eden yapıda Enformasyon Bakanı olarak görev yapıyordu. İsyancılar, ülkedeki iç savaşın 13’üncü yılında Şam'a doğru ilerlemeye İdlib'den başladı.
Çatışmaların 2011 yılında hükümetin demokrasi yanlısı protestoları acımasızca bastırmasıyla patlak vermesinin ardından Esat, bağımsız gazetecilik üzerindeki kısıtlamaları sıkılaştırdı.
Farklı bir yol sinyali
Muhammed el-Ömer, "Aynı şekilde devam etmek istemiyoruz, yani amacı iktidarın imajını parlatmak olan resmi bir medyaya sahip olmak istemiyoruz" dedi.
Esat'ın devrilmesi ve Moskova'ya kaçmasının ardından, rejimin övgülerine yer veren Suriye medyası hızla yenilikçi bir hava yakaladı.
Ömer, yeni yönetimin, Esat hükümeti tarafından sıkı bir incelemeye tabi tutulan ve serbestçe çalışmak için vize almakta zorlanan yabancı basın ekiplerinin çalışmalarını kolaylaştırmak ve bürokrasiyi azaltmak istediğini söyledi.
Enformasyon Bakanlığı 13 Aralık'ta bir açıklama yayınlayarak, "devrik Esat rejiminin savaş ve propaganda makinesinin bir parçası olan ve işlediği suçların desteklenmesine doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunan medya çalışanlarından hesap sorulacağını" belirtti.
Geçmişte yurtdışında yaşayan, şu andaysa Esat karşıtı Suriyeli gazeteciler sendikasının Şam şubesi başkanı olan Bassam Safar ise, daha önce yaptığı açıklamada "kan dökülmesine katıldıkları kanıtlanmadıkça" hiçbir medya çalışanının sorumlu tutulmaması gerektiğini söyledi.
Saffar, bunun “mahkemelerin işi” olduğunu söyledi.
Saffar, Suriye halkının “özgürlük” ve insan hakları üzerine inşa edilmiş yeni bir medya ortamı kurmak için gazetecileriyle uzlaşması gerektiğini söyledi.
Muhammed el-Ömer, Salı günü çok sayıda Suriyeli gazeteciyle geçiş sürecini görüşmek üzere bir toplantı düzenledi.
Bakan, "Suriye kültürünü çeşitliliği içinde yansıtan, tutkularını yansıtan, kaygılarını aktaran ve halk ile yönetim arasında bir bağ görevi gören bir medya istiyoruz" dedi.
Forum