İsyancı güçler ve müttefik oldukları militan gruplar geçen hafta Suriye'nin kuzeybatısındaki Suriye hükümet güçlerine karşı önemli bir saldırı başlattı ve ülkenin ikinci büyük şehri olan Halep'i ele geçirdi. Bu, 2011'de başlayan Suriye'deki iç savaştaki en büyük tırmanışa işaret ediyor.
Bir zamanlar Suriye'nin ekonomik başkenti olarak bilinen Halep, 2016'dan bu yana Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esat hükümetinin kontrolündeydi. 2016’da hükümet güçleri, İran destekli milislerin ve Rus hava saldırılarının desteğiyle şehrin doğu kesimlerindeki isyancı güçleri püskürtmüştü.
Birden fazla isyancı grup ve militan grup, Saldırganlığın Caydırılması Operasyonu ismini verdikleri Halep savaşına katıldı.
Operasyon, kuzeybatı Suriye'deki İdlib’in büyük bir kısmını kontrol eden İslamcı grup Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) tarafından yönetildi. Eskiden El Nusra Cephesi olarak bilinen bu grup, 2017'de küresel terör grubuyla resmen bağlarını koparana kadar Suriye'deki El Kaide'nin ana koluydu.
Washington Yakın Doğu Politikaları Enstitüsü'nde kıdemli araştırmacı olan Aaron Zelin'e göre, HTŞ’nin mevcut ideolojisi küresel hedeflerden ziyade yerel hedeflere dayanıyor.
VOA’ya konuşan Zelin HTŞ için, "Ben onları hala aşırılıkçı olarak görüyorum. Saflarında hala bazı yabancı savaşçılar var ve ayrıca Hamas'ın 7 Ekim'deki İsrail saldırısını desteklediler" dedi.
Filistinli militan grup Hamas’ın 2023'te düzenlediği saldırıda yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybetti.
HTŞ'nin yaklaşık 30 bin savaşçısı olduğu ve savaşçıların büyük bölümünün Suriye'nin kuzeybatısında yoğunlaştığı tahmin ediliyor.
Zelin, "Esasında kendilerini, IŞİD ve El Kaide’nin aksine teolojinin artık yaptıkları her eylemi yönlendirmediği bir tür siyasi cihatçılar olarak konumlandırıyorlar. Bu konuda çok daha fazla siyasi kaygılar öne sürüyorlar, ancak yine de cihatla çok ilgileniyorlar, bu savaşı çerçeveleme biçimlerinden görebiliyoruz" dedi.
Zelin, "Bence esasen küresel cihattan yerel bir rejime geçtiler" diye ekledi.
Türkiye destekli isyancılar
Halep operasyonuna katılan diğer silahlı gruplar arasında Türkiye'nin desteklediği çeşitli grupların çatı örgütü olan Suriye Milli Ordusu (SMO) da yer alıyor.
SMO, 2017 yılında, kuzeybatı Suriye'nin bazı bölgelerinin kontrolünü ele geçiren Türkiye destekli Suriye Geçici Hükümeti'nin silahlı gücü olarak kuruldu. SMO daha önce 2018 ve 2019'da Kürt güçlerine karşı Türkiye’nin desteklediği iki saldırıda yer aldı.
SMO ile bağlantılı bazı gruplar radikal İslamcı ideolojileriyle biliniyor.
Geçtiğimiz yıl, ABD Maliye Bakanlığı, SMO içindeki iki ana grup olan Süleyman Şah Tugayı ve Hamza Tümeni'ne, "Kuzey Suriye'deki Afrin bölgesinde yaşayanlara yönelik ciddi insan hakları ihlalleri" nedeniyle yaptırım uyguladı.
Washington merkezli New Lines Enstitüsü'nde yönetici olan Caroline Rose, "Yıllarca süren gerginlik ve çekişmelerin ardından HTŞ ile SMO arasında geçici, kırılgan bir işbirliği olduğu görülüyor" dedi.
VOA’ya konuşan Rose, "Türkiye, Suriye'nin kuzeybatısındaki güvenliği göz önünde bulundurarak rekabete gecikmeli olarak müdahale etmiş olsa da, Ankara'nın Halep'e yönelik bu saldırıyı gerçekleştirmek için HTŞ ile SMO arasında daha fazla ortaklık kurmaya yatırım yaptığı açık" dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Pazartesi günü Ankara'da İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ile yaptığı basın toplantısında, Halep'teki son tırmanışın dış müdahalelerden ziyade uzun süredir çözülememiş sorunların sonucu olduğunu söyledi.
Fidan, şiddeti Suriye hükümetinin muhalefetle diyaloğa girmeyi reddetmesine bağladı.
Pazartesi günü İstanbul’da VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Suriye muhalefetinin çatı örgütlerinden Suriye Devrim ve Muhalefet Güçleri Ulusal Koalisyonu lideri Hadi El Bahra, “Türkiye'nin Suriye'de askeri varlığı bulunuyor. Başından beri bir şeylerin hazırlandığını biliyorlardı. Ama bunu hayata geçireceğimizi hiç düşünmediler. İki yıldır Halep'e yapılan operasyondan bahsediyorduk, her seferinde bu ay gelecek ay deniyordu. Yani bu operasyonu yaparsak 10 km'ye mi 20 km'ye mi devam edeceğiz bilmiyorlardı” dedi.
Pazartesi günü Reuters haber ajansına konuşan bir Türk yetkili de, Türkiye'nin Suriyeli muhalif savaşçıların Suriye'nin kuzeybatısında Esat güçlerine karşı bir operasyona izin veya destek vermediğini söyledi.
Yetkili, “Elbette Suriye'deki gelişmeleri doğrudan ulusal güvenliğimizi ilgilendiren boyutuyla yakından takip ediyoruz. Suriye'nin kuzeybatısında devam eden operasyonla ilgili olarak ülkemizin izni veya desteği gibi bir durum sözkonusu değil” dedi.
Halep saldırısının başladığı dönemde, Türkiye destekli SMO tarafından eş zamanlı olarak, Halep’in kuzey kırsalında, özellikle Tel Rifat kasabası çevresinde, ABD destekli, Kürt liderliğindeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) karşı bir başka saldırı duyuruldu. Türkiye, SDG'yi bir terör örgütü olarak görüyor.
Rose, farklı önceliklerin HTŞ-SMO ortaklığının devam edip etmeyeceğini belirleyebileceğini söyledi.
Caroline Rose, “SMO, SDG güçlerine karşı Tel Rıfat'a doğru ilerlerken, HTŞ Halep'teki stratejik konumlarda yönetim kurmaya odaklanıyor” dedi.
Rose, “Türkiye muhtemelen bu rekabeti kullanacak ve Türkiye, savaş hatlarını yeniden çizmeye çalışırken ve Esad rejimi, ABD, İran ve Suriye'de yer alan diğer aktörler üzerinde nüfuz yaratmaya çalışırken bunu kendi avantajına kullanacak.”
Bağımsız olarak faaliyet gösteren birkaç başka grup da Halep saldırısında yer alıyor.
Bunlar arasında Suriye çatışmasının başlangıcında kurulan silahlı İslamcı grupların bir koalisyonu olan Ahrar el Şam da bulunuyor. 2014'te Halep'te ortaya çıkan başka bir İslamcı grup Nureddin Zengi Hareketi, HTŞ ile yakın bağlarını koruyor.
Bu haber ilk olarak VOA Kürtçe Yayın Bölümü’nde yayınlandı.
Forum