ANKARA —
Enerji Bakanı Taner Yıldız, ister devlet, ister özel sektör olsun Soma faciasında hatası olanların cezalandırılacağını belirtti.
Ancak hükümet kentteki madencilik firmalarıyla olan ilişkileri nedeniyle eleştiri oklarının hedefinde. 10 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP hükümeti madenlerin çoğunu özelleştirdi ve yerel medya Soma Holding’in sahiplerinin AKP ile ilişkileri olduğunu yazdı.
Başbakan Erdoğan suçlamaların iftira olduğunu söyledi ve Soma Holding’den kimseyi tanımadığını belirtti. Ancak CHP Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu hükümetin faciadan önce Soma’daki madeni incelemesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi olan Faruk Loğoğlu, kazanın meydana geldiği madenin çok kötü bir işyeri güvenlik sicili ve ölümle sonuçlanan iş kazası kaydı olduğunu belirtiyor. Milletvekili, CHP’nin hükümetten bu konunun incelenmesini istediğini, ancak hükümetin bunu reddettiğini söylüyor. Hükümetten bu incelenmenin neden reddedildiğine dair bir açıklama henüz gelmedi.
Hükümetin üzerindeki uluslararası baskı da artıyor. Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Temsilcisi Emma Sinclair Webb, konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlamış olsa da hükümetin konuya daha geniş pencereden bakması gerektiğini söylüyor.
Sinclair Webb, bu trajedinin Türkiye’de çökmüş durumda olan madencilik sisteminin ciddiyetle ele alınması gerektiğini ortaya koyduğunu belirtiyor. Hükümetin madenlerde yaşanan kazalara yoğunlaşması gerektiğini söyleyen Sinclair Webb, gelecekte benzer kazaların yaşanmaması için düzenli güvenlik denetimi sistemlerinin getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Hükümetin kötü maden güvenliği kaydı Soma faciasından sonra gözler önüne serildi. İran, Çin ve Hindistan’dan farklı olarak Türkiye 1995 Uluslararası Çalışma Örgütü Maden Güvenliği Anlaşması’nı imzalamış değil. Hükümetin anlaşmayı imzalaması için internette başlatılan kampanyada şimdiden 200 bin imza toplandı.
IndustriALL Global Union sendikalar konfederasyonunun başkan yardımcısı Kemal Özkan, Türkiye’deki madenlerin dünyanın en tehlikeli madenleri arasında olduğunu söylüyor. Özkan hükümeti gerekli önlemleri alması için uzun süredir sert bir biçimde eleştirdiklerini belirtiyor. Sendikacı, istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin kömür madeni kazalarında dünya lideri olduğunu söylüyor. Çin’de 1,27 milyon ton kömür başına bir ölüm yaşanırken, Türkiye’deki oran bunun 5 katı.
Ankara’nın önündeyse bazı ekonomik gerçekler var. Türkiye’nin artan enerji talebini karşılayacak petrol ve doğalgazı yok. Ancak ülkenin hatırı sayılır oranda kömür rezervi var. Kömür üretimini arttırarak ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak hükümetin öncelikleri arasında. Hükümet Katar’la 12 milyar dolarlık bir anlaşma yaparak güneydeki kömür havzalarını işler hale getirmek istiyor.
Enerji Bakanı Taner Yıldız Türkiye’nin ve dünyanın Soma’dan ders çıkaracağını söyledi. Ancak Yıldız daha geçen sene Soma’yı güvenlik koşullarının iyiliği ve üretim yüksekliği nedeniyle övmüştü. Özelleştirilen madenin sahipleriyse maliyeti yüzde 75 oranında azalttıklarını iddia ediyorlardı.
Ancak hükümet kentteki madencilik firmalarıyla olan ilişkileri nedeniyle eleştiri oklarının hedefinde. 10 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP hükümeti madenlerin çoğunu özelleştirdi ve yerel medya Soma Holding’in sahiplerinin AKP ile ilişkileri olduğunu yazdı.
Başbakan Erdoğan suçlamaların iftira olduğunu söyledi ve Soma Holding’den kimseyi tanımadığını belirtti. Ancak CHP Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu hükümetin faciadan önce Soma’daki madeni incelemesi gerektiğini söylüyor.
Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi olan Faruk Loğoğlu, kazanın meydana geldiği madenin çok kötü bir işyeri güvenlik sicili ve ölümle sonuçlanan iş kazası kaydı olduğunu belirtiyor. Milletvekili, CHP’nin hükümetten bu konunun incelenmesini istediğini, ancak hükümetin bunu reddettiğini söylüyor. Hükümetten bu incelenmenin neden reddedildiğine dair bir açıklama henüz gelmedi.
Hükümetin üzerindeki uluslararası baskı da artıyor. Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İzleme Örgütü Türkiye Temsilcisi Emma Sinclair Webb, konuyla ilgili kapsamlı bir soruşturma başlamış olsa da hükümetin konuya daha geniş pencereden bakması gerektiğini söylüyor.
Sinclair Webb, bu trajedinin Türkiye’de çökmüş durumda olan madencilik sisteminin ciddiyetle ele alınması gerektiğini ortaya koyduğunu belirtiyor. Hükümetin madenlerde yaşanan kazalara yoğunlaşması gerektiğini söyleyen Sinclair Webb, gelecekte benzer kazaların yaşanmaması için düzenli güvenlik denetimi sistemlerinin getirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Hükümetin kötü maden güvenliği kaydı Soma faciasından sonra gözler önüne serildi. İran, Çin ve Hindistan’dan farklı olarak Türkiye 1995 Uluslararası Çalışma Örgütü Maden Güvenliği Anlaşması’nı imzalamış değil. Hükümetin anlaşmayı imzalaması için internette başlatılan kampanyada şimdiden 200 bin imza toplandı.
IndustriALL Global Union sendikalar konfederasyonunun başkan yardımcısı Kemal Özkan, Türkiye’deki madenlerin dünyanın en tehlikeli madenleri arasında olduğunu söylüyor. Özkan hükümeti gerekli önlemleri alması için uzun süredir sert bir biçimde eleştirdiklerini belirtiyor. Sendikacı, istatistiklere bakıldığında Türkiye’nin kömür madeni kazalarında dünya lideri olduğunu söylüyor. Çin’de 1,27 milyon ton kömür başına bir ölüm yaşanırken, Türkiye’deki oran bunun 5 katı.
Ankara’nın önündeyse bazı ekonomik gerçekler var. Türkiye’nin artan enerji talebini karşılayacak petrol ve doğalgazı yok. Ancak ülkenin hatırı sayılır oranda kömür rezervi var. Kömür üretimini arttırarak ülkenin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak hükümetin öncelikleri arasında. Hükümet Katar’la 12 milyar dolarlık bir anlaşma yaparak güneydeki kömür havzalarını işler hale getirmek istiyor.
Enerji Bakanı Taner Yıldız Türkiye’nin ve dünyanın Soma’dan ders çıkaracağını söyledi. Ancak Yıldız daha geçen sene Soma’yı güvenlik koşullarının iyiliği ve üretim yüksekliği nedeniyle övmüştü. Özelleştirilen madenin sahipleriyse maliyeti yüzde 75 oranında azalttıklarını iddia ediyorlardı.
