Muhalefet partileri, Erdoğan’ın, 7 Haziran seçimleri sonrasında başlatılan koalisyon görüşmelerini kasıtlı olarak sabote ederek, erken seçim dışında seçenek bırakmadığını söylüyor.
Erdoğan’ın çevresindekiler bu iddiayı kamuoyu önünde reddediyor, ancak kendi aralarında, Cumhurbaşkanı’nın koalisyon fikrine sıcak bakmadığını kabul ediyor.
Bu yüzden de muhalefet partileri, seçimleri Türkiye’nin demokrasiyle imtihanı olarak tanımlıyor. Muhalefet, Kasım seçimlerinin, Erdoğan’ın yetkilerini genişletme isteğiyle doğrudan ilgili olduğu görüşünde.
Aynı iddia 7 Haziran seçimleri için de dile getirilmişti. Ancak alınan sonuçlar, AKP’nin anayasayı değiştirerek, cumhurbaşkanının yetkilerini genişletecek bir çoğunluk elde etmesine yetmemişti. Bu nedenle de seçim sonuçları Erdoğan’a büyük bir darbe olarak görülmüştü. Ancak yine de Erdoğan, bakanlar kurulu toplantılarına başkanlık ederek hala kontrolün kendinde olduğunu ortaya koydu.
Zaman gazetesi köşe yazarlarından Mümtazer Türköne, Erdoğan’ın bu seçimlerde, AKP’nin anayasayı değiştirecek milletvekili sayısına ulaşacağı ya da en azından son seçimlerden daha iyi bir sonuç alacağı hesabı yaptığını söylüyor.
Muhalefet partileri, bu hesap nedeniyle, Erdoğan’ın yetkilerini aşarak koalisyon görüşmelerini zorlaştırdığına ve hatta erken seçim açıklamasını da Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bırakmayıp, kendisinin yaptığına dikkati çekiyor.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Erdoğan’ın 7 Haziran’da alınan seçim sonuçlarını kabullenemediği görüşünü savundu. Bahçeli, Erdoğan’ı koalisyon kurulmasını engellemekle de suçladı.
Erdoğan da, seçim tarihi açıklanmadan önce, geçen hafta yaptığı konuşmada Türkiye’de sistemin fiilen değiştiğini, bu değişikliğin anayasaya yansıtılması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, başkanlık sisteminin Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı sorunların üstesinden gelebilmesi için daha uygun olduğu görüşünde.
Ancak Kasım seçimlerinde AKP’nin istediği sonuçları alıp-alamayacağı kolay yanıt bulan bir soru değil.
Carnegie Avrupa uzmanlarından Marc Pierini, AKP’nin basit çoğunluğu elde edeceğini ancak, anayasayı değiştirecek sayıya ulaşamayacağını söylüyor.
Son kamuoyu yoklamaları da AKP’nin salt çoğunluğu elde edemeyeceğini gösteriyor.
Sonar tarafından bu ayın başında yapılan ankete göre, AKP’ye verilen destek %2 arttı, ancak bu salt çoğunluğu elde etmeye yetecek bir oran değil.
1954 yılından bu yana Türkiye erken seçim çağrısı yapan iktidar partileri seçimde gerileme yaşadı. Uzmanlar, Erdoğan’ın son dönemde yaşanan siyasi istikrarsızlığı ve artan terör olaylarını kendi lehine çevirmeyi umduğunu söylüyor.
Erdoğan ise Türkiye’nin iç ve dış düşmanı olarak tanımladığı çevrelere yönelik öfkeli söyleminin tonunu daha da güçlendiriyor.
Muhalefet partileri ise, seçmenleri, terörü tetikleyenin Erdoğan olduğunu söyleyerek oy toplamayı umuyor.