Selahattin Demirtaş’ın, PKK’ya yaptığı ateşkes ilan etmeleri çağrısını örgüt, bunun ‘tek taraflı ateşkes’ olacağını söyleyerek reddetti. Bir Almanya’nın Welt am Sonntag gazetesiyle konuşan Cemal Bayık, iki tarafın da sorunu silahla çözemeyeceğini söyledi.
Bayık, şimdiye dek Türkiye’ye sekiz kez ateşkes çağrısı yaptıklarını ancak bir cevap alamadıklarını söyledi ve bu nedenle tek taraflı ateşkesin mümkün olmadığını belirtti.
İki taraf da birbirini suçluyor
Ülkede hükümet destekçileri de PKK destekçileri de barış sürecinin sonlanmasından ve şiddete dönüşten birbirini sorumlu tutuyor.
Türk yetkililer PKK’nın asla silah bırakmayı düşünmediğini ve hatta saldırılara devam etmeyi planladığını söylüyor.
Son ay içinde devam eden çatışmalarda 60 güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi. Aynı zamanda 771 PKK militanının öldürüldüğü belirtiliyor. Bunların çoğunluğu Türkiye’nin Irak ve Güneydoğu’da örgüt kamplarına düzenlediği saldırılar sonucunda gerçekleşti.
Kanlı Saldırılar Sürüyor
PKK saldırılarının önemli bir kısmı el yapımı patlayıcılarla gerçekleşti. Askeri yetkililer bu patlayıcıların aylarca önce yerleştirildiğini söylüyor. Geçen hafta Siirt’teki bombalı saldırıda sekiz asker yaşamını yitirmişti. Yetkililer bombanın konvoy geçiş yaparken patlatıldığını açıkladı.
Erdoğan PKK’nın silah bırakması konusunda ısrarını sürdürürken aynı zamanda tek bir terörist kalmayana kadar askeri operasyonların süreceğini söylüyor.
PKK, Temmuz ortasında Türk güvenlik güçlerinin 2013’te ilan edilen ateşkesi delmesi nedeniyle saldırılarının arttıracağını açıklamıştı. Ancak şiddet olayları özellikle Suruç’ta 30’dan fazla kişinin öldüğü bombalı saldırıdan bu yana tırmandı.
PKK, hükümetin IŞİD’le işbirliği yaptığını iddia ederken, Ankara bu iddiaları yalanlıyor. Türkiye, Amerika’ya IŞİD’e karşı mücadelede destek vereceğini bildirmesiyle beraber PKK kamplarına saldırıya başlamıştı.
Şiddet ve huzursuzluk geçmişe dayanıyor
1984’den bu yana silahlı mücadelesini sürdüren PKK ile çatışmaların tekrar yoğunlaşması ülkede birçok kişiye 40 binden fazla kişinin öldüğü kanlı 1990’ları hatırlatıyor.
Şiddetin artışından kimin sorumlu olduğu afaki bir konu da değil. Halkın şiddetten kimi sorumlu tuttuğunun erken seçimler üzerinde büyük etkisi olabilir.
Son günlerde Amerika’nın Sesi’yle konuşan AKP’li yetkililer anketlerde partilerine desteğinde ufak bir artış olduğunu gördüklerini belirtti. Ancak, kamuoyunun düşünceleri değişebilir. Askerlerin şehit cenazelerinde dile getirdikleri şikayetler Erdoğan’a ciddi bir tehdit oluşturabilir.
Yarbay Mehmet Alkan, kardeşi Yüzbaşı Ali Alkan’ın cenazesinde “bunun katili kim? Düne kadar çözüm isteyenler ne oldu da sonradan savaş diyor… Saraylarda 30 koruma ile gezip, zırhlı arabalara binip sonra ‘şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman, oraya git” demişti.
Hükümet şiddet olaylarından dolayı Silvan’da sokağa çıkma yasağı ilan etti. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Fırat Anlı kararı eleştirdi ve Ankara’nın yerel yönetimin otoritesine zarar verdiğini belirtti. Anlı, hükümetin bölgede “Ankara merkezli savaş konseptine uygun kadrolar,” oluşturduğunu söyledi ve durumun kontrolden çıkabileceği uyarısında bulundu.
