Demokrat Parti'nin kurultayının ilk gününde Başkan Barack Obama'nın eşi Michelle Obama, 2016 başkanlık aday adaylarından Vermont Senatörü Bernie Sanders ve Massachusetts eyaleti senatörü Elizabeth Warren konuşmacılar arasında yer aldı. Yaklaşık 5 bin delegenin katıldığı kurultayda en fazla merakla beklenen konuşma Bernie Sanders'ın konuşmasıydı. Wikileaks belgelerinde Demokrat Parti yönetiminin kendisi yerine Hillary Clinton'a destek verdiğinin ortaya çıkmasından sonra yaptığı kurultay konuşmasında Sanders, "Başkan Hillary Clinton olmalı" mesajını verdi.
Sanders taraftarları, Vermont senatörüne, Wikileaks sızıntısından sonra hala Clinton'a destek istediği için öfkeli olsalar da, Senatör Sanders, adaylık yarışından çekilirken yaptığı "Trump'un bu seçimi kazanmaması için elimden geleni yapacağım" yönündeki açıklamasından geri adım atmadı. Sanders, destekçilerinin duyduğu hayal kırıklığını anladığını söylediği konuşmasında parti içi birliği öne çıkardı.
Sanders, "Bu kurultaya katılmak için buraya gelen ve başka eyaletlerdeki çok sayıda kişinin ön seçim süreci konusunda büyük bir hayalkırıklığı yaşadıklarının farkındayım. Ama hiç kimse benden daha fazla hayalkırıklığına uğramış olamaz. Bununla birlikte, bize destek veren herkes bu ön seçim sürecinde başardıklarımızdan gurur duymalı. Hillary Clinton mükemmel bir başkan olacaktır ve ona destek veriyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum," dedi.
Michelle Obama: "Onlar alçaldıkça biz yüksekte kalalım"
Dün akşam, Başkan Barack Obama'nın eşi Michelle Obama'nın yaptığı konuşma da büyük ilgi gördü. Hillary Clinton'a destek verdiğini söyleyen Michelle Obama, Clinton'ı överken, Cunhuriyetçi aday Donald Trump'ın adını anmadan sert eleştirilerde bulundu. "Televizyonlarda konuşan kamuya mal olmuş kişilerin nefret içeren söylemlerini" kınayan Obama, "Onlar ne kadar alçaktan giderse biz o kadar yüksekte kalmalıyız" dedi. Michelle Obama, Trump'ın adını kullanmadan yine, Cumhuriyetçi adayın "Amerika'yı yeniden büyük bir ülke yapalım" sloganını da eleştirdi ve "Sakın kimsenin size Amerika'nın güçlü bir ülke olmadığını söylemesine izin vermeyin, çünkü zaten Amerika dünyanın en güçlü ülkesi" dedi ve buna atfen kızlarının siyah köleler tarafından inşa edilen bir Beyaz Saray'da büyüdüğünü hatırlattı. Michelle Obama, kızlarından yola çıkarak Hillary Clinton'ın karakteri ve azmiyle çocuklara iyi bir model olacağını da vurguladı. Obama, "Bu seçim, her seçim, çocuklarımıza, bize dört yıl, sekiz yıl daha kimin yön vereceğini belirliyor," dedi ve bu seçimlerde bu konuda güvendiği tek ismin Clinton olduğunu kaydetti.
Warren: "Trump insanları aldatarak zenginliğine zenginlik kattı"
Pazartesi günkü konuşmacılar arasında yer alan Massachusetts eyaleti senatörü Elizabeth Warren da tek seçimin Clinton olabileceği üzerinde durdu. Geçen haftaya kadar adı, Clinton'ın başkan yardımcısı aday adayları arasında geçen Warren, bu yarışı Virginia senatörü Tim Kaine'e kaptırmış olsa da Clinton'a destek amacıyla güçlü bir konuşma yaptı. Bir temizlik işçisinin kızı olarak büyüyüp profesör olduğunu hatırlatan Warren, bunun da Amerika'nın hala "rüyaların gerçek olduğu ülke" olduğunu gösterdiğini söyledi.
Warren, konuşmasında Trump'ı, aileden zengin, insanları aldatarak bu servete servet katan, borçlarını ödemeyen, başkaları için tek bir şey yapmayan ve yalnızca kendini düşünen" biri olarak tanımlarken, Clinton'ı, "dünyanın en akıllı, en azimli ve kararlı kadını" olarak tanıttı. Clinton'ın, "çocuk, kadın ve insan hakları için mücadele veren, herkes için mücadele eden ve tüm mücadelelerden de galip çıkacak" bir isim olduğunu belirtti.
Warren konuşmasında asgari ücretlerin düşüklüğünden ve alım gücünün azalmasından bahsetti buna rağmen, büyük şirketlerin sistemdem her zaman kazançlı çıktığını vurguladı.
"Umutsuz Ev Kadın"ından Trump'a yanıt
Teksas eyaletinden ünlü yıldız Eva Longoria da dün akşamki konuşmacılar arasındaydı. Meksika asıllı Amerikalı sanatçı Trump'ın Meksikalıları'ı hedef alan açıklamalarına yanıt verdi. "Desperate Housewives - Umutsuz Ev Kadınları" adlı diziyle ünlenen Longoria, "Ben Teksas'lıyım. Dokuzuncu kuşak Meksika asıllı Ameikalı'yım, ama hatırlarsanız, Teksas bir zamanlar Meksika'ya aitti, dolayısıyla, bizler sınırı aşıp Amerika'ya gelmedik, sınır bizi aştı" cümlelerini kullandı. Longoria, yine Meksikalılar'ın "tecavüzcü" olduğunu söyleyen Trump'a seslenerek, "Benim babam tecavüzcü değil, siz engellilerle alay ederken, benim kızkardeşime hakaret etmiş oluyorsunuz" diyerek karşılık verdi.
Clinton'dan Trump'a eleştiri
Hillary Clinton da Pazartesi günü Kuzey Carolina eyaletinin Charlotte kentinde bir konuşma yaptı ve ulusal güvenlikle dış politika konularında Trump ile arasındaki farklılıkları bir kez daha sergilemeye çalıştı.
Clinton, eski savaş muhariplerine hitaben yaptığı konuşmada, Trump'ın aksine NATO müttefiklerine gereken desteği vermekten çekinmeyeceğini söyledi. Trump, geçtiğimiz günlerde New York Times gazetesine verdiği mülakatta Amerika'ya karşı yükümlülüklerini yerine getirmeyen NATO müttefiklerine Rusya'nın olası bir saldırgan girişiminde destek vermeyeceğini söylemişti.
Clinton, konuşmasında, Amerika'nın dünyadaki liderlik rolüne inandığını özellikle vurguladı ve "Diktatörlerden ve ülkelerini tek elden yöneten liderlerden övgüyle de bahsetmem" diyerek demokrasiye olan inancını dile getirdi. Dış ilişkilerde diplomasiyi hala en önemli araç olarak gördüğünün altını çizdi.
İç politika konusunda ise Clinton, yine rakibi Trump'ı hedef alarak, kışkırtıcı söylemlerden uzak durmayı tercih ettiğini asıl amacının ülkeyi kutuplaştırmak değil, bütünleştirmek olduğunu kaydetti. Clinton,"Başkalarına hakaret eden bir lider istiyorsanız, o ben değilim" diyerek Cumhuriyetçi rakibiyle arasında gördüğü farklılıkları da öne çıkardı.