Ankara’nın Rus S-400 hava sistemlerini almaktan geri adım atmaması, Washington’unsa Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit etmesiyle yaşanan gerilim, her gün taraflardan gelen yeni açıklamalarla ivme kazanıyor. Türk Miras Vakfı’nın geçen hafta düzenlediği toplantıda da bu konu vardı. Toplantının ardından, katılımcılardan Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Çağrı Erhan, VOA Türkçe'nin sorularını da yanıtladı.
Washington'da Türk Miras Vakfı tarafından "Değişen Dünyada ABD, Türkiye ve NATO" konulu panelin gündeminde Rus S-400 hava savunma sistemleri vardı.
Panele, eski NATO Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı emekli Orgeneral Wesley Clark ve Altınbaş Üniversitesi Rektörü Çağrı Erhan konuşmacı olarak katıldı.
Amerikalı emekli komutan Clark, S-400 sistemlerinin NATO sistemleri ile uyuşmayacağını vurguladı; ABD’nin Türkiye’ye ültimatom verme olasılığını da değerlendirdi.
Wesley Clark, “Umarım o noktaya gelmez. Ama Türkiye’nin de şunu anlaması gerek, böyle bir sistemi satın aldığınızda, bu kadar hassas ve NATO’ya karşı kullanılmak üzere tasarlanmış bir sistem aldığınızda, ki Türkiye de üyesi, Amerika'nın müttefiklerine şöyle demesi gibi bir şey: ‘Bütçemizle ilgili sıkıntılı bir dönemdeyiz. Putin de bize hava savunma füzeleri için iyi bir fiyat veriyor. Biz, bize saldıracaklara karşı kendi savunmamızı kurmaya karar verdik. Rus sistemini satın alacağız, elbette Rus uzmanları sistemi çalıştırmaları için davet edeceğiz, bir de elbette Rusya’yla tedarik zinciri kuracağız.’ NATO’daki müttefiklerimiz delirdiğimizi düşünürdü. ‘Daha neler? Güvenilir, inanılır bir müttefik değilsin’ derlerdi. O nedenle bence savunma camiasında herkes bu noktaya nasıl geldiğimizi soruyordur. Patriot satışlarını belki 10 yıldır konuşuyoruz. Son raddeye mi gelindi, kişisel siyasi bir karar mı alındı? Ne olduğunu bilmiyoruz perde arkasında ancak şunu biliyoruz, bu NATO için üzücü bir gündür” dedi.
''Türkiye'nin talebine ABD yanıt vermedi''
Aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi olan Çağrı Erhan ise Türkiye’nin, 2’nci Irak Savaşı’dan sonra ABD'den Patriot'ları almak istediğine ama bu talebinin hep reddedildiğine dikkat çekti.
Erhan, ‘’Türkiye 10 yıl sonra Amerikalılara son bir mektup gönderdi ve 17 ay boyunca bu mektuba yanıt bekledi. 17 ayın sonunda dediler ki tamam, müzakerelere yeniden başlayabiliriz. Bu esnada etrafımızdaki tehdit büyüyordu. Türkiye böyle bir süreçte hava savunma sistemi için Ruslarla görüşmeye başladı’’ diye konuştu.
VOA Türkçe'nin sorularını da yanıtlayan Çağrı Erhan, NATO sistemleriyle uyuşmayacağı sık sık gündeme getirilen Rus sistemleri ile ilgili NATO’dan değil de ABD’den daha çok tepki gelmesine dikkat çekti.
Çağrı Erhan, ‘’S-400’lerin teknik olarak NATO kapasitesine zarar verdiğine ilişkin tek bir NATO raporu var mı, yok. NATO buna ilişkin bir rapor ortaya koymamışken, Amerika niye NATO yerine kendisini koyarak, bir çokuluslu örgütün yerine kendisini koyarak ‘Bunu alırsanız NATO’ya zarar verirsiniz’ diyor? Eğer şayet zarar veriyorsa, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sayın Trump’a teklifi var, defalarca yaptı bunu. ‘Gelin ortak bir teknik komite kuralım. Gösterin bize S-400 ile F-35 arasında nasıl bir etkileşim var, niye zarar veriyor size?’ E madem bu kadar iddialı Amerikan tarafı, niye bu teknik komitenin oluşturulmasına karşı çıkıyor? Yani çünkü eğer teknik komite bir araya gelse, gerçekler ortaya çıkacak. Bakacaklar ne ölçüde zararlı bu, S-400'ler ile F-35’ler farklı yere konuşlandırılırsa Türkiye’de, bu ‘interaction’ (etkileşim) olmayacağı için belki de gerçekten böyle bir ihtimal ortada olmayacak. Böyle bir zarar verme durumu ortada olmayacak. Ama buna gelinmiyor, ne yapılıyor? Laf kalabalığıyla, hemen Türkiye’yi birtakım tehditlerle korkutarak, işte ‘Türkiye bu S-400leri alıyor da ABD’ye zarar veriyor diyerek, bir noktaya taşınıyor. Yani işin gerisinde çok yönlü bir çıkar hesabı da var, bunu unutmayalım. Tıpkı çelik lobisi gibi, havacılık lobisi gibi, Amerikan silah lobisi her alanda kendi çıkarlarını korumaya çalışıyor’’ ifadelerini kullandı.
''ABD'li Kongre üyeleri meseleye hakim değil''
Erhan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın ABD Kongresi’nde düzenlediği "Türk-Amerikan İlişkileri: Ortak Köken, Yeni Vizyon" paneli vesilesiyle bir araya geldiği Amerikalı siyasetçilerin S-400 sürecine hakim olmadığını da savundu ve “En basit konularda bile görüştüğümüz Amerikan Kongre üyelerinin temel gerçeklerden haberli olmadıklarını ya da olduğundan farklı bildiklerini müşahede ettik. Gerçekleri anlattık. Mesela, bu F-35 ve S-400 meselesinin arkasında sanki bir gün böyle Türk hükümeti uyanıverdi, ‘Hadi gidelim Ruslardan füze alalım’ dediler, ‘Halbuki Ruslar Amerikalıların düşmanı, nasıl oluyor da bir NATO müttefiki bunu yapabiliyor’ gibi bir intiba var burada. Öyle değil. Yani bunun aslında ta 2003’te başlayan bir süreç olduğunu, Türkiye’nin evvela Amerikan sistemi Patriot’ları almak için çaba gösterdiğini, çünkü Türk hava savunma sisteminin etraftaki tehditleri karşılamak konusunda NATO’nun desteği olmadan başarı olmayacağının fark edildiğini, fakat Patriot sistemini verme konusunda Amerika’nın yaklaşımının soğuk olması sebebiyle son birkaç senedir S-400’lerin gündeme geldiğini kendilerine anlattığımızda, ‘Gerçekten böyle mi?’ diyorlar. Bunları söyleyenler de Kongre üyeleri yani bu konuda oy veren, oy verecek insanlar. Sadece yasama organında böyle değil, maalesef Amerikan medyasında da bu bilgi kirliliği var ve bazı meselelere çok siyah ve beyaz şeklinde bakıyorlar. ‘Efendim Ruslar’dan bunları alıyorlar, demek ki Türkiye’nin ekseni kaydı.’ Böyle bir anlayış Amerika’da son dönemlerde ortaya çıktı. Daha evvel biz Amerika’ya geldiğimizde böyle insanlarla karşılaşmıyorduk’’ dedi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı, bu durumu ABD’de siyasete olan ilginin azalmasına bağladı. Erhan bu durumu, ‘’Amerikan siyasetinde son 20 yılda bir ‘’kaht-ı rical’’ var. Kaht-ı rical bir Osmanlıca kelime; adam yokluğu demek. Yani bugün gerçekten Amerikan siyasetinin kalitesinde bir irtifa kaybı olduğunu, bizzat Amerikalı uzmanlar söylüyorlar. Yani bir siyasal bilimler hocasıyla konuştuğunuz zaman, kendisi de diyor. 1990’ların sonundaki Senato Dış İlişkiler Komitesi üyelerinin kalitesiyle bugünkünün arasında dağlar kadar fark var. Aynı şey Temsilciler Meclisi Uluslararası İlişkiler Komitesi içinde geçerli” sözleriyle anlattı.
Büyükelçi Kılıç: ''Ruslar Türkiye'de olmayacak''
Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç da oturumda söz alarak S-400 hava sisteminin Türkiye’de nasıl çalıştırılacağıyla ilgili iddialara açıklık getirdi. Serdar Kılıç, ‘’Rusya Silahlı Kuvvetleri üyelerinin Türkiye’de S-400 sistemlerini komuta edeceği bilgisi yanlış. Ruslar Türkiye’de olmayacak, S-400'ler sadece Türk askeri yetkililerinin kontrolunda olacak. İkincisi, S-400’ler ve F-35’ler Türkiye’de apayrı iki noktada konuşlanacaklar. F-35’ler, S-400’lerin bölgesinde ve menziline girmeyecek. Üçüncüsü S-400’ler Suriye’de ve Kaliningrad’da fazlasıyla mevcut. Amerikan ve İsrail F-35’leri de Suriye üzerinde uçuyor, operasyonlar gerçekleştiriyor ve burada hiçbir güvenlik sorusu gündeme gelmiyor. Kaliningrad bölgesinde de F-35’ler boy gösteriyor. Orada da herhangi bir güvenlik sorunu yok’’ açıklamasını yaptı.